Lafla pilav pişmez!

Anadolu’dan bir çığlık yükseldi. Okulda olması gerekirken tarlada çalışmak zorunda olan bir kız çocuğunun feryadı. Mademki Ankara’dan birileri gelmiş hazır basın mensupları da var. Ailesinin içinde bunduğu

Koşulu kendi yanan yüreğinin sesiyle haykırdı. Hiç rol yapmadan, yalan, abartı katmadan. İçindekiler dökülüverdi dudaklarından. Üç kelimeden oluşan bu cümle, tüm Anadolu insanının sesi gibiydi. Toz pembe gösterilen Ülkem insanın çok zor koşullarda yaşadığının göstergesidir. Ankara her ne kadar halkımızın refah ve mutlu olduğunu dilinden düşürmese de gerçeklerin sanıldığı gibi iyi olmadığının bir kanıtı bu çığlık. Açıklamaların aksine enflasyonun, pahalılığının , işsizliğin halkımızı nasıl etkilediğini göstermektedir. Mutfaktaki yangın Ankara’dakilerin anlatımlarından çok çok fazla.Lütfen Türk Dil Kurumu kayıtlarına not edilmesi gereken bu cümleyi iyi yorumlayalım. O nedenle sizlerle paylaşmak istedim. Üzeri örtülmesin kara gürültüye gelmesin. Açlığı, yoksulluğu en çok hisseden kadınlarımızın çığlığı bu. Aynen yayınlıyorum konuşmayı.

Bir tarım işçisi kız, Baykal'a “10 kardeşiz, kardeşlerimin diğerleri küçük çalışmıyor, günde 15 YTL'ye akşama kadar güneş altında kavruluyoruz” dedi. Ardından da Baykal'ın kıyafetini göstererek, “Siz böyle ne iyi giyinmişsiniz. <ı>Benim babam böyle giyinemiyor. Bu işler lafla olmuyor. Lafla pilav pişmez. Benim babam hayatında hiç böyle giyinmedi. O ateşin karşısında fırıncılık yapıyor” dedi. Bu sözlere yanıt vermeyen Baykal, “Doğru, doğru” diyerek tarladan ayrıldı.

Geleceğin annesi bu genç kızın çığlığıNI duymazlıktan gelemezsiniz. Halkımızın gündemi ekmek.
lafla peynir gemisi yürümez” bilirdik. Oysa bırakın peyniri Lafla Pilav bile pişirilmediğini öğrenmiş olduk.
Ankara sanal alemde sun'i gündemlerle yaşıyor.Tozpembe dünyalarında halı üzerinde uçuyorlar.
Gerçek gündem yoksulların sofrasında, tarlasında.
Mutfaklarda yangın var.
Toprak kuraklıktan, eller nasırdan çatlamış.
LAFLA PİLAV BİLE PİŞMİYOR PİLAV!!!!!!!