- Kategori
- Siyaset
Lağım suyuyla çamaşır yıkanmıyor
Şuurumuz feci halde tıkanmış durumda. Ya algılarımızda bir tutarsızlık var, ya da hiç algılayamaz hale geldik.
Şöyle medyayı takip edeyim diyorsun, herkes ayrı bir telden sesleniyor, anlamsız ve dayanılması güç bir uğultu kaplamış gibi her yanımızı.
Elini sallasan, komplo teorisyenlerine, biz sıradan insanların aklını iyice karıştıran ağır yorumculara çarpıyor.
İdeolojik gözlüklerle baka baka, gerçeği iyice deforme etmiş, müzmin takıntılı strateji uzmanı kesilmiş herkes.
Resmi törensiz bir 19 Mayıs geçirdik, aman allahım sanki cumhuriyet yerle yeksan olmuş gibi her kafadan bir ses, bir görüntü çıktı ortaya. Şuursuz sesler!
Bunca şuursuzluk içinde bayramını kutlayan gençlere ne şuuru vereceğiz, meçhul.
Kaç kuşak böyle böyle heba oldu gitti, biz hala aynı sorunlarla aynı çıkmazın içinde boğuşup duruyoruz.
Kemalizm’in tek tip insan modeli içindeki “tek tip şuursuzluk”.
Askeri, sivili, muhafazakarı, moderni, Kürdü, Alevisi, sağcısı, solcusu, hepsi ayrı ayrı biçimde ama aynı ve tek tip bir kirlenmişlik içinde.
Bu tek tip şuursuzluk içinde sorunları çözmek mümkün mü?
Kimse birbirine güvenmiyor, sürekli bir kavga hali. Herkes kendin haklı ve doğru görüyor.
Bir vesayet bitiyor, diğeri başlıyor.
Bir vesayetin bitiminde boşalan alanı hemen bir başka güç doldurmaya çalışıyor.
Vesayeti ele geçiren diğerine yaşam hakkı tanımıyor, anında hain ilan ediyor.
Boşalan alan daha temizlenmeden yeniden kirleniyor
Temizlenmesi de mümkün görünmüyor.
Zira lağım suyuyla çamaşır yıkanmıyor, yıkansa bile pis pis kokuyor, ya da mikrop kapıp şuurumuzu daha da kaybediyoruz.