Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Laik bir ülkede yaşamak

Laik bir ülkede yaşamak
 

Malumu olduğunuz üzere bugün Laiklik ilkesinin anayasamıza girişinin 71. yıldönümünü kutluoyoruz. Tam da laiklikle ilgili son derece derin tartışmaların arasında bu ilkenin anayasa girmiş olmasından duyduğumuz mutluluğu belirtiyoruz. Çünkü laiklik ilkesi diğer ilkelerle beraber bu ülkenin varlık teminatıdır.

Pek çok konuda olduğu gibi Laiklik konusunda da uzlaşılan tam bir tanım yok. Bu yüzden laiklik ilkesini farklı tanımlayanlar arasında da çeşitli tartışmalar yaşanmaktadır. Genel kabul gören tanım ise laiklik ilkesinin din işlerini devlet işlerinden farklı tutmayı , kanun yaparken dini referansları değil toplum gerçeklerini gözönünde bulundurmayı gerektirir.

Laiklk ilkesi anayasaya 1937 yılında girdi peki ama neden?

Çünkü Türk Milleti gerek Selçuklu gerek Osmanlı döneminde İslami kurallara göre yönetilmiş bir milletti dolayısıyla hayatında , hukukunda ve beşeri ilşkilerinde dini kuralların yeri oldukça büyüktü dolayısıyla böyle bir milletin din temeine dayanmayan , bütün dinlere eşit yaklaşım benimseyen bir ilkeyi kabullenmesi elbette uzun zaman aldı.

Saltanat kaldırılırken (1922) , hilafete doknulmadı , 1924 anayasasında devletin dininin islam olduğu belirtildi daha sonra halifelik kaldırıldı ve 1937 yılında da Laiklik bir ilke olarak anayasaya girdi.

Laiklik ikesi bütün inanç gruplarının özgürce yaşamasını temin eden , devletin bütün inanç gruplarına eşit msafede yaklaşmasını ifade eden önemli bir ilkedir. Laiklik farklı inançların birarada bulunabilmesini sağlayan en önemli kavramdır.

Bu anlamda tanımdan da anlaşılacağı üzere Laiklik bir yaşam biçimi değil , bir devlet yönetim ilkesidir. Dolayısıla bireyler laik olmaz , devletler laik olur. Çünkü vatandaşlar bir inanca mensup olduğu için laiklik vardır ve bu inanç mensupları arasında uzlaşmayı sağlar. Son dönemde yapılan önemli bir yanlış budur. Ne yazık ki toplumumuzda bazı kişiler ateizmi laiklikle karıştırmakta , ateistim demek yerine laikim demektedir.


Gelelim Laiklik ilkesinin son dönemde hızla tartışmasına neden olan Başörtüsüne serbestlik konusuna...

Bir ülke demokratik , laik bir devletse o ülke vatandaşların inançlarına müdahale etmez , engellemez ve onun önüne yasaklar koymaz. Çünkü bir ülkenin demokratik ve laik olmasını sağlayan en önemli ögeler bunlardır.

Başörtüsüneyasağı savunan bazı kimseler , başörtüsü serbest bırakılırsa ülkede laik sistem zedelenir , tahrip olur gibi bir söylemin içerisine girerek korku ve paik politikası yapmaktadır.

Benim ülkemde laiklik başörtüsüne bağlı bir konu olacak kadar basit bir konu değildir.

Benim ülkemde başörtüsü yasağına bağlı olarak varlığını sürdüren bir laiklik anlayışı yoktur.

Benim ülkemde başı örtülü ya da örtüsüz pekçok vatandaş laiklik ilkesine gönülden inanır ve düşünce özgürlüğünün en önemli ögesinin laiklik ilkesi olduğunu bilir.

Tartışılan konulardan bir tanesi de bu düzenlemelerin ta ilkokul düzeyine kadar ineceğini , ya da düzenlemenin sadece türbanla sınırlı kalmayacağı peçenin , sarığın cübbenin de kapsama alınacağıdır.
Bu da yanlış bir değerlendirmedir. Çünkü insaf sahibi hiç kimse böylesi bir durumun ortaya çıkmayacağını gayet iyi bilir.

Son olarak Sayın Baykal'ın bugünkü grup toplantısında İslamiyet dininin gereklerini , yasaklarını meclis çatısı altında ifade etmesi Baykal'ın inandığı Laiklik anlayışına ters değil mi?

Ben ülkemin laik ve demokratik bir ülke olmasından gurur duyuyorum ve laiklik ilkesinin önündeki en büyük ngel olan başörtüsü yasağının derhal kalkması gerektiğine olan inancımı tekrar belirtmek istiyorum.

 
Toplam blog
: 47
: 645
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

1987 yılında Konya Ereğli'de doğdum İlköğretim ve Lise öğrenimimi Konya'da tamamladıktan sonra 20..