Laiklik nedir

Yeni bir konu açma gereği duydum bu gün. Ne nedir?

İlk seçimim Laiklik oldu. Demokrasi; eşitlik, saydamlık ve özgürlük değerleri üzerinde kurulu siyasal bir bütündür. Laik toplum düzeni, bütün din ve inançtan insanların eşit koşullarla aynı kurallara uymak durumunda bulundukları, hiç kimseye dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanımayan bir toplum düzenidir. Demek ki
toplumun uzlaşması, güvenli bir hayatı, bütünlüğünü sürdürmesi için sımsıkı sarılması gereken bir değerdir.

Bir kaç yıl önce gelen bir dergide "AĞIN" eğitimci Nuri Onat'ın ilgili yazısını okumuştum. Onu anımsadım. Etkilenmiştim.

Uzun bir arayıştan sonra buldum. Bazı bölümlerden alıntı yaparak sizlerle paylaşmak istedim. Laiklikle ilgili kavram karmaşasının neden bulandırılarak, ayrıştırılmaların körüklendiğini bir kez daha anladım.

Değerli yazar şöyle yazmış bir bölümde:

"Laiklik, demokrasiden de önce vardı, eski Yunan’da. Daha doğrusu eski Yunan’ın düşün merkezi olan Atina’da.

Altı yüzyılı Tanrının yeryüzündeki vekillerinin yönetiminde yaşadık. Bunlar tanrısallığı temsil ediyorlardı.Hepsi de Tanrının yeryüzündeki gölgeleriydi. Ne kazandırdılar bize?

Bir Atatürk çıkarıp iktidarı koşulsuz ve bağlantısız halka vermeseydik nice olurdu halimiz...Bunu hiç düşündük mü, düşlünüyor muyuz?

Dinin kutsallığına gölge düşüren, bir ticaret malı gibi pazara çıkarmalara ne diyelim, bilmem ki... Buna hakkımız var mı? Bundan daha büyük günah olur mu?
Laiklik deyimi, eski Yunancadaki “Laikos” sözcüğünden geliyormuş. Anlamı da, din adamı olmayan tüm kalabalıkları kapsıyormuş. Buna göre eski Yunan’da iki sınıf bulunuyormuş. Bunlardan birisi “Laikos” öteki ise din adamı anlamında “Kleros.”

Yunanistan’daki Atina kent sitesini oluşturan bu iki sınıf her zaman barış içinde yaşamışlar. Yunan uygarlığını böyle oluşturmuşlar. Bu uygulama İsa Peygamber’den önce de varmış.

Demokrasi gelişimi biçimiyle ince hesaplara dayanan bir rejimdir.

Ortamı hazır değilse, bakımsızlıktan kurumaya yüz tutan bir fidan gibi hemen solar, yokolur. Demokrasi, yaşama şansını laikliğin gücüne borçludur.

Demokrasinin temel koşulları olan düşünceye saygı, her türlü özgürlüğe bağlı, anlaşma, uyuşma, ödün ve en küçük azınlıkların bile sözlerinin geçerli olması, egemenlik hakkının koşulsuz ve bağlantısız kullanılması ve kutsallığının benimsenmesi, ancak ve ancak laikliğin egemen olduğu ortamlar için söz konusudur.

Laiklik olmadan, o soylu görüşü benimsenmeden demokrasiye geçilemez.
Bizdeki bocalamanın başlıca nedeni, laikliği gerçekboyutlarıyla kavrayamamış olmamızdan kaynaklanıyor.

Bunu açıklıkla, içtenlikle belirtmemiz gerekir..

Laiklik çetin süreçlerden geçerek bu günkü yapısına kavuşmuştur. Laiklik, toplumsal nitelikli bir iktidar sorunudur. Dinle imanla hiçbir ilgisi yoktur. Laiklik dine saygılıdır; tutsak değildir. Halk yönetimi başka, dinin uğraş alanı başkadır. Gelelim laikliğin ne olup ne olmadığına;

1- Laiklik, bir ortam konusu olduğundan, o olmadan demokrasi de olmaz. Bize öyle geliyor ki, hâlâ laikliği dinle karıştırıyor, bunun sıkıntısını çekiyoruz.

2- “Ben laikim” diyebilen kişi, bütün dinlere saygılıdır.kendisine de saygılı olunmasını bekler.

3- Laiklik yüzyıllarca savaşılarak kazanılmıştır.Kapının önünde ve çömlek içinde hazır bulunmamıştır.

4- Laiklik, uygarlığa ve demokrasiye kaynaklık eden evrensel bir kavramdır.

5- Laiklik insanlık onuru kaynağıdır da.

6- Laiklik, herkese kazandığı kadarını vermek ister, çapula izin vermez.

7- Laiklik, bir halk yönetimine dönüşürse, doğacak rejim demokrasidir.
Hiç kitap okumadan, bir tutamcık bilgisi olmadan yorumlar yapılıyor, laiklik küçümseniyorsa, hem demokrasiye darbe vuruluyor, hem insanlıktan uzaklaşılıyor demektir. Hele şu görüşe bakın: “Laik olan, Müslüman olamaz” deniyor. Bu kafa ile bu görüşle demokrasi benimsenir mi? Bu kafa ile bu görüşle insan olunurmu? Kişi, hem laik olduğunu söylüyor, hem de islamın koşullarını yerine getiriyorsa Müslüman olamaz mı?

1- Laiklik din düşmanlığı değildir.

2- Laiklik Batıcı değildir. Halk iktidarının kavgası yeryüzünün her yerinde verilmiştir, verilmektedir.

3- Kimi çevrelerde laik, kimi çevrelerde antilaik olmak, laikliği yerine göre bir mal gibi kullanmak bir beceri değildir. ikiyüzlülüktür. Kişilikten yoksunluğun belirtisidir, örneğidir, hem kendine, hem çevre halkına saygısızlıktır. Yoksa bir beceriklilik sayılmamalıdır.

Laiklik, en kısa ve kesin tanımıyla din ile sivil yönetimi birbirinden ayırmaktır. Ne dinin devlet işine, ne devletindin işine karışmasını önlemeye yarayan bir uygarlık davranışıdır.

Bu tanıma göre laiklik, ne sekülarizmdir, ne de hoşgörüdür.

Eski Yunan’dan bu yana insanlık, demokrasi ve laiklikle tanımlanmaktadır. Yalnız laikliğin önemsenmediği dönemlerde demokrasi rafa kaldırılmıştır. Toplumlar kaosa sürüklenmiştir. Şunu kesin olarak kabul etmek zorundayız: Laiklik ve demokrasi uygarlık yolunda bir düzeyi tutturabilmiş uluslara özgü kavramlardır.