Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '11

 
Kategori
Siyaset
 

Laiklik

Laiklik bence siyasi otorite ile dini otorite arasında yüzyıllarca süregelmiş güç mücadelesinden siyasi otoritenin galip çıkmış halidir.

Taa Sümerler zamanında yani M.Ö. 3000, M.Ö. 2500 yıllarında bile o zaman ki tapınaklarda en üst pozisyondaki kişilerle, devletin başındaki kral veya adı ne olursa olsun siyasi otorite arasında süren bir güç mücadelesi olduğunu görüyoruz. Yahudilik döneminde en üst dini otorite (yani peygamberler) ile en üst siyasi otorite zaten aynı kişide birleşmişti. Yani peygamberleri çoğu aynı zamanda kral veya kralların çoğu aynı zamanda peygamberdi. Arap -islam tarihinde de en üst dini otorite ile en üst siyasi otorite aynı kişide mündemiçti. Peygamber ve onu takibeden halifeler ayn zamanda devlet başkanı idiler.

Orta çağda hiristiyan aleminde siyasi otorite ile dini otorite arasındaki güç mücadelesi had safhaya varmıştı ve dini otorite kesinlikle siyasi otoritenin üzerinde bir güç sahibiydi. Krallar Romadaki Papa'nın koyduğu kuralların dışına çıkamıyorlardı. Papa her zaman için kralı afaroz edebilirdi ve bu durumda kralın tebası üzerindeki otoritesi tehlikeye girebilirdi. Bu yüzden krallar daima kendilerini Papa ile iyi geçinme mecburiyetinde hissediyorlardı. O derecede ki 16. Yüzyılda 8. Henri Papa'nın müsadesi olmadığı için karısını boşayamıyordu. Boşanabilmek için bildiğiniz gibi büyük bir risk alarak Roma Katolik Kilisesinden ayrıldı ve Anglikan mezhebini ihdas etti.

Peki Osmanlı da durum nasıldı. Osmanlı şeri bir devletmiydi yoksa laik bir devletmiydi. Görünüşte, kağıt üstünde, teorik olarak şeri bir devlet idi. Çünkü bütün yasaların üstünde kuran vardı ve yasalar görünüşte veya teorik olarak kurana uygun olmak zorunda en azından kurana aykırı olmamak zorunda idi. Kuran bir nevi anayasa idi. Nitekim padişahın çıkardığı fermanların yani kanun ve kararnamelerin dine uygunluğu hususunda en üst dini otorite olan şeyhülislam fetva verirdi. Ancak bu şekli bir formaliteden ibaretti. Çünkü şeyhülislamı atama ve azletme yetkisi en üst siyasi otorite olan padişahda idi.

Dini mülahazalara uygun olmasa bile, şeyhülislam padişahın fermanlarını onaylamak zorunda kalıyordu. Buna en güzel örnek Fatih'in kardeş katline cevaz veren kanunnamesidir. Daha kundaktaki masum çocukların padişah emriyle öldürülmesi Kuran'a aykırı görülebilirdi ama şeyhülislamın buna karşı duracak gücü yoktu. Bunun tersine vakalar da vardır. Mesela bazı padişahların tahttan indirimesinde darbeyi yapan güçler şeyhülislamın fetvasını almışlardır. Yani görünüşte padişah dini otoritenin fetvasıyla indirilmiştir ama perde arkasında yine padişahı indirme gücüne sahip olan yeni siyasi güç vardı, yani padişaha komplo kuran ve bunu gerçekleştiren sadrazam, askeri otorite veya bazen bizzat padişahın öz annesi (Deli İbrahimin indirilmesinde olduğu gibi, ki aslında İbrahim deli falan da değildi).

Bugün dünyada siyasi otorite ile dini otorite arasındaki güç mücadelesinin şiddetinin azalarak, şeklinin ve yötemlerinin değişerek hala devam etmekte olduğu söylenebilir. Batı hiristiyan aleminde bu mücadele hemen tartışma götürmeyecek derecede siyasi otorite lehine neticelenmiştir.

Bana kalırsa ülkemizde de zaten Osmanlı zamanından beri siyasi otoritenin gücünün üstünlüğü tartışma götürmez bir gerçektir. Yüzyıllardan beri gelen geçmişimizde hatta Osmanlıdan evvelki Türk tarihinde de siyasi otorite tartışmasız biçimde dini otoritenin üzerinde bir güç sahibi olmuştur. Yine bütün tarihimiz boyunca gerek askeri elit gerekse ilim adamları, burjuvazi, yüksek tahsil yapmış tabaka daima siyasi otoritenin üstünlüğünü desteklemişlerdir.

Ben Arap tarihini bilmem, Iran tarihini de bilmem, oralarda tarihi gelişim nasıl olmuştur, toplumun genel ve potansiyel temayülleri nasıldır onları da bilmem. Ama bilebildiğim kadarıyla Türklerin tarihindeki durum yukarıda özetlemeye çalıştığım gibidir. Bu bakımdan laiklik elden gidiyor, Cumhuriyetin temelleri sarsılıyor gibi abartılı endişe durumlarını anlamakta zorluk çekiyorum. 

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..