Laiklik

Sekülerizm

Batının aydınlanma sürecinde kilise ile halk arasında dini tartışmaların sonlandırması için geliştirilen içtimai bir olgudur her devlette uygulaması da farklıdır,

İslam toplumunda içtihat zayıflayınca, öncekilerin yapmış olduğu içtihatlar toluma cevap vermez hale geldi, gelişmekte yâda gelişen toplumlarda, kültürler boş bıraktığımız alanları onların olguları ve kanunları ile doldurmaya çalışıyoruz,

Son günlerde memlekette bir tartışma daha alevlenmiş durumda, seküralizm din mi yoksa dine karşımı? Bu sorunun cevabını İslam kaynaklarında ararsanız bulamazsınız zira bu kavram Müslüman coğrafyada konuşulan lügatlerde yoktur, Latince olan bu kavram, romanın gündelik hayatında Apollo vb tapınaklardan sıkılan insanların geliştirdiği bir kavram.

19yy batıda kullanılan bu kavram Avrupa’da yani Hıristiyan tolumda kiliseye karşı toplumun ayaklanması olarak görmek lazım, Hıristiyanlık roma dinlerini içinde cem ederek varlığını koruyabilmiştir. Bugün kendilerini laik olarak tanımlayan batı AB bayrağına baktığımızda 12 yıldızdan oluşuyor buda romanın tanrıları olarak sembolize edilmiştir buda pek doğru olmadığını görmekteyiz. Mesela Sudanda,  güney ve kuzey ayrılmak için referanduma giderken AB Hıristiyan olan güneye destek verdi, Avrupa’nın dinlere eşit mesafede olduğu koca bir yalan söz konusu İslam olunca her zaman İslam karşısında yer almışlardır dünyanın herhangi bir yerde Müslümanlara destek verildiği görülmemiştir Filistin davası’da buna dâhildir.

Kısaca laikliğin kavram manasına baktığımız zaman aşağıdaki tanım lügat kitaplarında geçmektedir;  Geçişli Fiil

1: Laik yapmak

2: dini kullanımdan sivil veya sıradan kullanıma, mülkiyete veya kontrole geçiş

3: laikliğe dönüşmek veya onu aşılamak;Laiklik, aynı zamanda laik veya secularness (Latince saeculum , "dünyevi" ya da "bir neslin") açısından ilgisiz veya nötr olma durumudur din ve dinsizlik. Olumsuz ya da olumlu olarak dine açıkça atıfta bulunmayan her şey seküler olarak kabul edilebilir. İşlerin seküler veya daha fazla hale geldiği süreç sekülürleşme olarak adlandırılır ve  sekülerliği destekleyen herhangi bir kavram veya ideoloji sekülerizm olarak adlandırılabilir.

Bugün yapılan laiklik tartışmasına ilahiyat Prof ların bu kavramı savunmaları şahsen üzüldüm, İslam tarihine baktığımızda; Müslüman coğrafyada ve idaresi altında, İslam gibi diğer dinler de her zaman din ve vicdan hürriyetlerini yaşamış sonraki nesillere de kendilerini aktarmışlardır. dünyada ikinci bir örneğimi göremezsiniz.

Kilise İslam’a örneklik teşkil edemez, bir kişi yada mezhebin yanlış uygulamaları İslam’a mal edilmemelidir,

Programa katılanlardan birisi Nijmegen daki Radboud üniversitesinde okuyan yada hoca olan biri, din eğiminin ne düzeye de olduğunu bilmiyorum ama pek dine hakim biri olduğunu düşünmüyorum, Hollanda gündelik hayatta Hıristiyan kültürünü olmadığını söylüyor, bu adam ya yalan söylüyor yada 18 yy Avrupamsıyla Karslaştırıyor, bugün Hollanda da Hıristiyanlık hakim olmasa’da kültürü hakimdir, her alanda bunu hissetmek hatta görmek mümkündür çoğu yerde dinin hakimiyetini de görmek mümkün okullar ve pazar günlerine bakmak yeterlidir.

Kendisini ilahiyatçı hatta müfessir olarak gören zat kendisine bir iyilik yapmak istiyorsa yapabiliyorsa İslam gömleğini çıkarsın erdemi yetmiyorsa ona, elindeki Kuranı Kerimi indirsin bir daha da din hakkında konuşmasın,  zira o kitabı anlamamış ve ona layık biri değildir.

Katılan bir üçüncü şahısta tarihsel olan zattan ribanın tecviz eden beyanlardan bulundu Kuranı kerimdeki faizin günümüz dünyasında olmadığını savunarak adeta oda başka bir yerden kitabı anlamsızlaştırmaya çalışmaktaydı.

Onlara tavsiyem bu kadar batıya hayran kalmayın, sizin hayran kaldığınız batı şarabın şişedeki hali gibidir. Alleme ikbalın; Ben,  duruşu Müslümanlara karşı değil batıya karşıydı, tavsiyen biraz İkbalı okusunlar….