Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '10

 
Kategori
Deneme
 

LAL düştü ki, ne düştü yürekten dile suçsuzum...

LAL düştü ki, ne düştü yürekten dile suçsuzum...
 

martış


Gözleri parlak iki pencere…

Bir an alabildiğine yamaç olurdu düz ayaklar… Bir an işte alabildiğine ağrılı vücut… Bir an gerekli ve sorgulu hızlı yürüyüş… Akılda çelişki bırakacak kadar bu dövüş… Nerden bilsin kısa saçlarını? Olmayan rüzgarlarda mı savursun? Bugünden anılıyorsa, o fazla düşünceyi o günden tanıyorsun…

Bir orman mıydı?.. Hayır!.. Dört palmiyenin arasında kalmışlığı vardı… Hiç değişmemiş hani adında kalmış… Baktıkça dalmış… Baktıkça zaten uzaklaşmış… Ama bir seslenişten pusula… Ne çokmuş ayrılacak zaman, yastıklarından hafifmiş oysa… Bunca günden sonra kalsın istiyor demek ki, bir kitap arasında…. Son sayfası boş kalsa?..

‘Düşündüren içinde okur muydu bir “NUTUK” ?..

Neden ağlar ki, bu mevsimde sulanmayacak mı pamuk?

Özlü sözlü olur muydu özeti bu mevzunu?

Yenilenmezdi duygu sebepsiz bu hoyrat korkunun!...’

Kıpkırmızıydı elleri, onu gördükçe ellerini saklar, başını öne eğerdi… Bir e-mail’ di; “ …bilmeni isterdim bir şeyi, söylemek isterdim bir şeyi…”

Bu bağbozumu Kasımda olacakmış kararlı… Yorgun ki gözleri susanın, ya ne kadar olsun ki konuşması sağlıklı?

Bir çareydi… Vişne suyu ‘mavi’ olur mu hiç? Sırası gelmemiş içinde ısırgan gururun… LAL düştü ki, ne düştü yürekten dile suçsuzuuuummm!.. Gözledikçe bakardı yoluna, istekli yolcunun… Demiş;


“Taksim’e 5 dakika, neresiydi İstanbul’un?...”


‘LaL

 
Toplam blog
: 102
: 654
Kayıt tarihi
: 07.06.10
 
 

1984 İzmir doğumluyum. Süleyman Demirel Üni. - Bilgisayar Programcılığı mezunuyum. Şiir & Deneme ..