Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '15

 
Kategori
Deneme
 

Lambası sönenlere

Lambası sönenlere
 

'Düzen' diye bir gerçek var ki koca ağzını açıp 'insanlar' adını verdiği boğazından hayatınızı geçiriveriyor.

Bazen de düzene karşı dik durmaya çalışıp 'sana yem olmayacağım' derken kendi rüzgarınla bile hafif hafif sallandığını hissediyorsun.

En azından ben öyle hissediyorum.

Yağmurlu bir akşamda hiç istifini bozmadan yanıp yanıp sönen bir sokak lambası gibi.

Her yanışımda iki adımdan sonrasını aydınlatamadığımı bilerek ısıtıyorum yanımda duranları.

Önümde duran, zamanında aldığı darbelere dayanamayıp kırılmış taşların içine biriken suları izliyorum.

Etrafına su sıçrattığını önemsemeden çukurlara girip çıkan arabaların,döndüğü belli olmayan, tekerleklerine dalıyor gözüm.

Kırmızı araba siyah beyaz geceme suyu sıçratıp giderken ardında beliren adamı fark ediyorum.

Yorgunluğunu elini direğime koyarak atmaya çalışıyor.

Sıcaklığını hissedince irkiliyorum.

İrkildiğimi fark etmiyor.

Işığımın sönmemesi için tüm yetkili mercilere yalvardığını hissedebiliyorum.

Tam o an ara ara sönebilen bir lamba değil de ara ara yanabilen bir lamba olduğumu hatırlıyorum.

Daha anlamlı hissediveriyorum.

Yalnızca yolu düşmüş bir adamın küçücük bir hareketiyle hayata olan bakışlarımı farklı yöne çevirebildiğimi anlayınca dehşete düşüyorum.

Tüm bunları düşünürken sokağın başında, havanın yağmurlu olabileceğini kestiremediğini eteğinin renklerinden ve çekiştirdiği hırka kollarından anladığım, dağınık açık renk saçları yağmurla koyulaşmış,telaşı dudaklarını kemirişinden anlaşılan o güzel kız beliriyor.

Yağmurda yalnızca attığı adımlara baktığı için sokağın karanlığına aldırmıyor.

Karanlığı umursamadığı için varlığımı fark etmiyor bile.

Çok geçmiyor köşedeki evin solundan dönerek gözden kayboluyor.

Bugünlerde fark ediyorum ki yağmurun eksik olmadığı,bazı günler güneşin tam tepeden doğduğu o kısacık sokak düşüncelerimin oluşturduğu evlerden,hayallerimden ibaret olan ağaçlardan,vazgeçtiklerimin belirginleştirdiği çukurlardan meydana geliyor.

Karasal bir iklimin ertesi gününde tropikal iklime uyanılabilen, mevsimlerin dörtten çok daha fazla olduğu bir yer burası.

Yoldan geçen o adam, hayatıma dokunup içimden geçerken benliğini benliğime katabilmiş karakterlerin tek bedende toplanmış haliyken hayatımdan geçişi bıraktığı iz kadar umrunda olmayan o kız bugünkü pişmanlıklarımı etek uçlarına takmış dünde bırakamadığım keşkelerimdi.

Bugün o alçak kaldırımlı yoldan etekleri uçuşan kızlar geçiyordu ve ben lambamın sönen tarafıydım.

Her şeye rağmen bugün de çıkmaz sokak değildim ve gelenler bir şekilde gittiler.

Çıkmaz sokakları hiç sevmem.

Bana ceplere tıkıştırılmış gereksiz kağıt parçalarını anımsatırlar.

Biriktikçe ağırlaşan kağıt parçaları...

 
Toplam blog
: 35
: 255
Kayıt tarihi
: 31.12.14
 
 

Her gece ikişer dakika arayla beş alarm kurup her sabah onları üç kez ertelerim. Uyanır u..