Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '07

 
Kategori
Siyaset
 

Latife Hanım ve saptırma!

Latife Hanım ve saptırma!
 

Ne zaman siyasetçilerimiz konuşsa, hep düşünürüm acaba konuştukları konuda ne kadar bilgi sahibidirler diye...

Genelde de yanılmam çünkü hemen hepsi o anda aklına geleni söylemiştir ya da konu hakkında araştırma yapmamıştır. En önemlisi de tarih bilgisi yoktur çoğunun veya vardır da istediği gibi çarpıtma için ayan beyan yalan söylemektedir...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığına aday olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi nedeniyle Çankaya Köşkü'nde türban gerginliği yaşanabileceği yorumlarına, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım ile eşi Latife Hanım'ı örnek göstererek karşılık vermiş. Erdoğan, "Atatürk'ün eşine, annesine bak. Buna bakarsın. Bu da size bir ders olur" dedi. Bir başka "Bilgi sahibi olmadan Fikir Sahibi Olma" sözü...

Neden mi? Bakınız;

Atatürk, Latife Hanım'la 29 Ocak 1923 yılında İzmir'de evlendi.

5 Ağustos 1925'te de boşandılar. Kılık-kıyafet kanununu Atatürk 25 Kasım 1925'te çıkarttı ve kadınların modern giyime kavuşmalarını sağladı.

Bu devrimler Atatürk ile Latife Hanım boşandıktan yaklaşık 3 ay sonra yapıldı.!

Bu konuda bir kitap yazan Sn. İpek Çalışlar bakın gerçeği nasıl anlatıyor;

"Latife hanım evlendiğinde başörtülü değildi. O dönemin koşullarını göz önüne alarak muhafazakar tepkiyi üstüne çekmemek için kendine özel bir örtünme biçimi yarattı.

1925 yılında boşandı. Boşandıktan sonra da başı açık yaşadı. Latife Hanım'ı başörtülü bir kadına örnek gösterirken; bu duruma dikkat etmek lazım. Onun durumu, Çankaya'da göz önünde olan bir cumhurbaşkanı eşi olarak taşıdığı sorumluluktan ileri geliyordu.

Dönemin koşullarını yerine getirmek için, Türkiye'nin içindeki muhafazakar cephenin kışkırtılmamasına neden olmak için kapalı geziyordu. Ama Latife Hanım, başı açık bir kadındı.

Cumhurbaşkanlığı döneminde Mustafa Kemal ile birlikte gezilere giderken başı hep kapalı ancak, evin içinde ailesiyle olduğu durumlarda başı açıktı. Misafir ağırlarken başına bir örtü koyuyordu. Hatta, nikah günü tarif edilirken, 'oradan bir örtü aldı geldi' diye anılarda tarif ediliyor.

Mevhibe Hanım (İnönü) örtülü hatta çarşaflıydı ama Lozan'a giderken başına şapka takıp döpiyes giydiği biliniyor. Yani o dönemin kadınlarının başındaki örtü, bugünkü manada ele alınmamalı. 'Latife Hanım o dönemde başı örtülü bir cumhurbaşkanı eşiydi' diye tarif etmek çok doğru değil."

Sn. RTE veya danışmanları ya da konuşmalarını yazanlar bu bilgilere, bilgisayarlarına uzanıp iki dakikada rahatlıkla ulaşabilir. Ama nedense bunu yapmazlar, neden mi? Sizce neden?

Demek ki "Bilgi sahibi Olmadan Fikir Sahibi Olmak" olmuyormuş!

 
Toplam blog
: 115
: 586
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Tarsus Amerikan Lisesi (1984) O.D.T.Ü - İnşaat Müh. (1989) SUNY at Buffalo - Yüksek Lisans (1992) 19..