Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '09

 
Kategori
Alternatif Tatil
 

Laz açılımı

Laz açılımı
 

Artık neredeyse geleneksel hale geldi.

Haziran ayının sonlarına doğru Antalya’dan kaçıyorum ve eylül başına kadar memleketimde, Rize’nin Fındıklı ilçesine bağlı Gürsu Köyü’nde kalıyorum. Birkaç günlük eş dost ziyaretlerinden sonra da gözlerimi dikiyorum yaylalara.

Antalya’nın kavurucu sıcağında nefes almakta bile zorlanırken, Ergenekon masalından sonra, ne olduğu belirsiz bir Kürt Açılımı da siyasi gündemi ısıtmaya başlayınca, sırt çantamı hazırlayıp yollara düşmenin zamanının geldiğini anladım.

‘Tek dişi kalmış canavar’dan kurtulup cennetin yeryüzündeki parçası olan yaylalara kendimi atmadan önce gazetelerden televizyonlara, kahve köşelerinden otobüs duraklarına kadar aklınıza gelen her yerde, Ergenekon masalı artık kimseyi uyutmadığı için olsa gerek, bir Kürt açılımı (şimdi demokratik açılım diyorlar) sallamalarına başlanmıştı. Yaklaşık 35 (otuz beş) saatlik otobüs yolculuğunda bile usul usul durmayı beceren midem bile isyan etmeye başlıyor ve vuruyorum kendimi dağlara.

Cep telefonumu kapatıyorum. (zaten çekmiyor!) Elektrik yok, yol yok. Gazete yok. Tayyip Erdoğan dedi ki yok! Bebek katilinin yol haritası yok. Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yaptıktan sonra ona posta! koymaya kalkan Bahçeli yok. Bunlar gibi bir sürü yok’un yanında, yeşilin her tonunda ağaç var, bol oksijen var. Çeşit çeşit çiçekleri, güneş doğmadan önce öten kuşları var. 3 bin metre yükseklikte, etrafındaki karların bile henüz erimediği buz gibi göllerinde yüzme imkanı var. Memleketimdeki boş tartışmalardan aylardır haberi olmayan mutlu insanlar(çobanlar) var.

Hem ‘yok’larının hem de ‘var’larının bu kadar güzel olduğu bir ortamda yer almak istiyorsanız, yapacağınız şey çok basit. Laz açılımını gündeminize alarak aklınızı bu yönde kullanmaya başlayacaksınız.

Kürt açılımı hakkında sallayan çok, ben size Laz açılımını biraz açayım, gerisini zaten siz tamamlarsınız.

Yıllık izninizi alınca, haritanın başına geçip Ege veya Akdeniz bölgelerinde tatil beldesi arama alışkanlığınızı unutun. Çünkü yapacağınız ilk iş, sizi Rize’ye götürecek bir bilet temin etmek olmalı. Çamlıhemşin üzerinden Ayder’e çıktıktan sonra cep telefonunuzu da kapatıp dış dünya ile irtibatınızı tamamen kesin.

Eğer çadır-uyku tulumu gibi kamp malzemeniz varsa, yüzünüzü çam ormanlarına doğru dönün ve yürümeye başlayın. Bölgede su sıkıntısı olmadığı için yorulduğunuz herhangi bir yerde çadırınızı kurup çimenlerin üzerine uzanın. Hatta havanın kararmasına kadar da kalkmayın ve gece, başınızın üzerinden kayan yıldızları seyredin. Yada “Gökteki yıldızları sayarım elli elli. Bu dünyadan fayda yok öteki de şüpheli” diyen Volkan Konak gibi siz de yıldızları sayın. İster elli elli ister yüz yüz.

Kamp malzemeniz yoksa da hemen karamsarlığa düşmeyin. Çünkü Kavron, Avusor, Pokut, Yukarı Kaçkar gibi daha birçok yaylada kalınabilecek pansiyonlar var. Oralarda konaklar günübirlik yürüyüşlerle Kaçkarların, Altıparmak Dağları’nın eteklerinde dolaşabilir, pırıl pırıl göllerinde yüzebilirsiniz. Daha da yukarılara çıkabilirseniz eğer, aşağıya çöken bulutların üzerinde bulursunuz kendinizi.

Ve hepsinden de önemlisi, buralarda yaşayan Lazları tanır, onlarla birlikte tulum veya kemençe eşliğinde horon tepersiniz. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyecek olan Laz fıkralarının nasıl çıktığına tanıklık edecek, onlarla birlikte güleceksiniz. Bol bol muhlama yiyecek, keçi yoğurdunun tadını çıkaracaksınız. Soğuktan dudaklarınız çatlayacak ama yine de buz gibi sularından doyasıya içeceksiniz. Evet evet, yarın çok geç, bence siz hemen şimdi Laz açılımına başlayın!

 
Toplam blog
: 36
: 1166
Kayıt tarihi
: 10.06.06
 
 

1962 yılının mayıs ayında Rize'nin Fındıklı ilçesi Gürsu Köyünde doğmuşum. Gazi Üniversitesi BYYO..