Laz işi tepki

2014 yılına girdik, 2013 yılını geride bıraktık, 2013'ün gündeminde genel olarak çok hızlı başdöndürücü siyasi gelişmeler vardı. Ancak taşı toprağı altın memleketin dört bir yanından gelen Ülkem insanına ait kimi zaman üzücü kimi zaman eğlenceli kimi zamansa “Yok artık” dedirten haberler de hafızalarımızdaki yerini aldı. Onlardan biri de Ülkemizin en muhafazakar sayılabilecek illerinden biri olan Trabzon’da yaşayan Cemal Salih Ofluoğlu’nun, kendisine evden uzaklaştırma cezası veren hakime kızıp kimliğindeki din hanesine yaptığı müdahaleydi. Ofluoğlu, karara o kadar sinirlenmişti ki dinini İslam’dan Hristiyanlığa döndürdü. Bu durum ise “Yılın Laz’ı” veya “Yılın Hıristiyanı” olarak haberlerdeki yerini aldı. Sosyal medyada da dalga konusu olan o haberi bir kez daha paylaşıyorum, unutanlar veya haberi okumayanlar için.

Efendim, Trabzon’un Yeni Cuma  Mahallesi’nde oturan 3 çocuk babası Cemal Salih Ofluoğlu hakkında, iki yıl önce eşine şiddet uyguladığı gerekçesiyle dava açıldı. Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda Ofluoğlu’na mahkeme, 6 ay evden uzaklaştırma cezası vererek, zanlıya eşi tarafından da boşanma davası açıldı.

Eşiyle boşanma davalarının devam ettiğini belirten Ofluoğlu, “Aslında eşimi çok seviyorum. Bir anlık sinirden ona vurdum pişman olduğumu mahkemede dile getirdim ama bana 6 ay evden uzaklaştırma cezası verdiler. Cezanın dolmasına bir ay varken, çok özlediğim çocuklarımı görmek istedim. Şikayet üzerine polis beni yakaladı. Mahkemeye çıktım. Eşimi ve çocuklarımı görme süresi iki katına çıktı. Bana da bir ay hapis cezası verildi” dedi.

Yaşadıkları karşısında psikolojisinin bozulduğunu ifade eden Ofluoğlu, “Bu nasıl bir adalettir, herkes hata yapabilir” dedik ama bir şey değişmedi. Bu nedenle böyle adalete tepki için, nüfus cüzdanımın din bölümünde bulunan “İslam” ibaresini değiştirmek için dilekçeyle başvurdum. Yeni nüfus cüzdanıma, dini “Hıristiyan” yazdırdım. Şimdi en azından derim ki, “Müslüman bir ülkede Hıristiyan bir adama ne kadar itibar edilir. Yaşadıklarım psikolojimi bozdu” diye konuştu.

Söz konusu vatandaş bu tavırla belki de dinsel rituellerin bayrak yapıldığı inanç, din ve dine ait kavramların en çok kullanıldığı bir dönemde bu tepkinin toplumda anlamı ve karşılığının daha çok olacağını düşünmüştür. Bir dindar kardeşini kaybeden akraba, komşu ve hemşehriler ve diğer müslümanlar ile fazladan bir üye kazanan Hıristiyanlar bu konuda ne demiştir acaba?

Kiliseler çanlarını çaldı mı ve Cemal Salih Ofluoğlu vaftiz edildi mi?

Düşünün ülkede din bezirganlığının çıktığı kerteyi görebiliyormusunuz, sosyal bir tepki bile din üzerinden yapılmaktadır. Bu sosyolojik ve psikolojik ciddi bir vakiadır. Peki, adaletin tesis edilmediğini hisseden, gören, yaşayan vatandaş, din değiştirmek yerine ne yapmalıdır?

Nizamettin BİBER