Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '11

 
Kategori
Haber
 

Le Manyak; Lombak ve şimdi de Böcekli Osmanlı Kartları…

Le Manyak; Lombak ve şimdi de Böcekli Osmanlı Kartları…
 

Özgün Mona Lisa/ Bahadır Baruter'den bir eser


Milliyet com.tr 5.Ocak 2011 Çarşamba, karikatürist Bahadır Baruter ile ilgili habere istinaden  

 

Dâhiyane! Bir iş yapacaksan, o işten para kazanmak istiyorsan; özgün olacaksın vesselam. Sayın Baruter’i bu açıdan bakıldığında kutlamak gerek… Yıllardır Timsah Lacoste’un taklidini yaptıkta ne oldu?  

 

Gerçek timsahtan daha güzel olunca; yabancı gümrükler alarma geçti.  

Türkiye’den getirilen bir iki taklit timsah giysilerine el koydu, koyamadığına ceza kesti.  

 

Türkiye’ye gelen turistlerinin beş kuruş harcamalarına dayanamadılar.  

Çinli malına göz yumdular, Made in Turkey timsahının gözyaşlarına aldırmadılar. Karikatürcümüz Bahadır; böcekli Osmanlı Kartlarını karikatür olarak değil de iskambil oyun kartları olarak bastırmalı yurtdışına satmalı. Maksat ülkemize döviz girsin.  

 

Olan oldu bir kere Padişahlarımız böcekleştirildi. Onlar yarı yarıya da olsa (valide sultanlar genelde ithal olduğu için yarı yarıya) hem bizim hem de batılıların ataları sayılır. Osmanlı Kültürü evrensel olduğuna göre… Bunda dert edecek, onur meselesi yapılacak bir durum mevzu bahis olamaz. Kafamıza takmayalım derim; derim de kesmiyor işte…  

 

Bir yanım veryansın ediyor. Sanata değil bittabi; sanatçının ilham perilerine… Benim böyle bir yeteneğim olmuş olsa ama yok işte; hadi cömert olalım yeteneğim olduğunu var sayalım.  

 

Böcek yerinde kalsın; güçlü yaratıklar, küçümsenmeyecek varlıklar çünkü mükemmel uyum sağlıyorlar ve insanı: Hadi burasını anlatmayalım; savaşı sonunda kimin kazandığını zaten biliyoruz.  

 

Böcek yerinde kalsın demiştik; Osmanlı Padişahları yerine (daha daha da… Dahadan sonrasını okurun fantezisine bırakarak…) İnsanlığı gözyaşlarına boğanları: Hitler gibi… Atom bombalarını Hiroşima Nagasaki’ye boca edenleri… Bebek katillerini, Kanada’ da her yıl kafalarına sopalarla vurularak katledilen sevimli yavruların katillerini velhasıl suçu sabit olduğu halde cezasını çekmemiş tüm yüzkaralarının yüzlerini kafalarını böcekli bedenlerle harman ederdim.  

 

Aslarım: Daracık donlu İspanyol matadorları; yüce bir dini terör olaylarına kurban edenler ve çocuk tacirleri, hayvanlara tecavüz edenler olurdu.  

Osmanlı Padişahları vezirleri; komutanları, askerleri; Osmanlı olan daha ne varsa… Tüm bunların yanında Rönesans; Lale devri, lale devri kalırdı.  

 

Sayın Baruter tüm bunları neden düşünki; o bir sanatçı; sanatın cilveleri… O çizerek anlatıyor.  

Bazıları; şarkı türkü aryalar söyleyerek… Sesini duyuramayanlar da azıcık oradan, azıcık buradan; yazıyorlar işte…  

 

5. Ocak 2011 Çarşamba  

Alev meisel/ İzmir  

 

 

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..