Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '12

 
Kategori
Güncel
 

Lefter'i Yaşatmak

Lefter'i Yaşatmak
 

 

Lefter Küçükandonyadis futbol oynadığı dönemi yaşayan ya da yaşamayan herkesin sevdiği bir örnek kişiliktir. Futbol oynadığı dönemde ve sonrasında bizlere futbolu sevdiren, gerek kişiliği gerekse sporculuğu ile tüm insanlarımıza yol gösteren önderlerimizden biridir. Çoğumuz onu görmedi. Belki hiç maçına da gitmedi. Onun futbol oynadığı dönemlerde yaşamadı. Onu sadece sinemalarda ve televizyonlardaki siyah beyaz filmlerden oluşan arşivdeki maç görüntülerinden izledi. Ama onun yarattığı efsane Fenerbahçe camiası olmak üzere, tüm futbol camiasını ve ülkeyi etkiledi. O bu ülkenin her zaman gurur kaynağı oldu.

O Fenerbahçe tarihinin ve ülkemizin futbol tarihimizin gelmiş geçmiş en büyük futbolcularından biri idi. 1925 yılında bir rum balıkçı babanın ve Türk annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Futbola ilk Taksim Spor’da başladı. Hatta yaşı küçük olduğu için yaşını 2 yaş büyütmüşlerdi. Daha gençlik yıllarında başarılı futbolu ile göz doldurmuştu

O 1946 yılında Fenerbahçe’de futbol oynamaya başlamıştı. Başarılı futbolu ile İstanbul Profesyonel Ligi’nde 2, Türkiye Şampiyonası’nda 3 kez şampiyonluk yaşatmıştı. O gol krallarımızdan biri idi. Onun başarılı futbolu karşısında ona olan güvenin bir yansıması olarak Fenerbahçe camiası “ver Lefter’e yaz deftere diye” bir slogan üretmişlerdi.  

Bir süre yurtdışında futbol oynadı. 1951 yılında İtalya Fiorentina'da daha sonra 2 yıl Fransa Nice takımında oynayarak yurtdışında futbol oynayan ilk futbolcumuz olmuştu. Ülkemizi yurt dışında başarı ile temsil etmişti. Statları lehine yapılan “ Turko Turko “tezahüratları ile inletmişti. 1953 yılında da yine Fenerbahçe'ye dönmüştü.  

Lefter Türkiye Profesyonel Ligi'nin ilk penaltı golünü o atmıştı. 1964 yılına kadar Fenerbahçe’deki 16 yıllık futbol serüveninde 615 maçta 423 gol kaybetmişti.  Türkiye'de kulübü tarafından jübilesi yapılan ilk futbolcumuz olmuştu.   

O yaşadığı topraklara ve insanlarına değer veren, yaşamında bunu sözleriyle ve davranışları  ile gösteren bir idi. O yıllarda Yunanistan milli takımında para karşılığı oynama teklifini kabul etmemişti. Milli Takımda yer alan milli futbolcular arasında şeref madalyası alan ilk oyuncumuzdu. Lefter futbol hayatında 50 kez milli oldu. Milli takımda 21 gol attı. Bu rekoru 33 yıl boyunca yenilenemedi.

Yurtdışında Yunanistan’ın Egaleo ve Güney Afrika'nın Johannesburg futbol takımlarında, ülkemizde Samsunspor, Orduspor, Mersin İdman Yurdu ve Boluspor'da antrenörlük yapmıştı. Daha sonra da uzunca bir dönem Milliyet'te spor yazarı olarak Türk futboluna katkı sağladı ve hizmet verdi. Fotbol hayatındaki ve Fenerbahçe’deki başarılı hizmetleri dikkate alınarak Fenerbahçe camiası adına Başkan Aziz Yıldırım’ca kendine 15 Ekim 2005 tarihinde Efsane ödülü verildi. 

O 105 yıllık Fenerbahçe camiasının örnek insanlarından biriydi.  Onun kaybı tüm ülkeyi üzdü. Yaşadığı dönemde futbol sahalarında insanları bir araya getirdiği gibi, ölümü ile de tüm futbol taraftarlarını ve ülkeyi birleştirdi.

Onu bizler için farklı kılan özelliklerden biri de bu ülkenin huzuru ve birliğine gösterdiği özen ve hassasiyettir. Bu ülkenin hıristiyan ve rum vatandaşı olarak yaşadığı sıkıntıları hiç ön plana getirmesi ve kendini bilmez insanların yaptıklarını bu ülkenin tümüne mal etmemesi idi. Yıllar sonra artık ölüm döşeğinde bile Can Dündar’ a bunları dikkate alma dercesine, teybi kapattırıp yaptığı konuşmalar aslında bizlere ders olabilecek sözlerdir.

O başarılı kariyerine ve dünya çapındaki ününe rağmen yaşadıklarını bazıları gibi o günleri toplumu karıştırmada, sorun yaratmada, siyasi rant elde etmede kullanmamasıdır. Anadolu’nun çocuklarının barış içinde yaşamasına gösterdiği özen çerçevesinde davranmıştı.

O artık bize veda ederken kendisini üzen yılları anlatmıştı. Varlık vergisinin uygulandığı yıllarında 17 yaşında iken yaşadıkları. Yakınlarının ülkeyi terk etmesi ve babasının yoksulluğu nedeniyle askere giderek sürgüne gitmekten kurtulması. Tabii birde 1955 yılının 6-7 Eylülünde bazı kendini bilmezlerin kendisine yaptıkları saldırıları. 

O günlerde kendisine sahip çıkan Fenerbahçe camiasına bu saldırıları yapanları açıklamamıştır. O günler için ölüm döşeğinde bile her toplumda böyle olaylar olur diyerek, ülkedeki huzur ve birliğin korunması olgunluğunu göstermiştir.

Pek tabii ki ülkemizin ikinci dünya savaşı yıllarında yaşadığı ekonomik buhran ve yapılan uygulamalarda ortaya çıkan dramatik tablolar. Ayrıca 1955 yılında 6-7 Eylül tarihinde Kıbrıs’ta ve Yunanistan’da Türk’lere karşı yapılanların ülkemize yansıması ve meydana gelen olaylar onu olduğu kadar hepimizi de üzmüştü. Ama sonuçta o herşeye göğüs germişti.  Olayları büyütmeden vatan topraklarını terk etmeden sahiplenmişti.

Onun yaşamı hepimize örnek olduğu kadar ders olabilecek süreçleri içermektedir. Bu ülkenin geleceği için huzurun sağlanması en önemli unsurdur. Huzurun sağlanması da bireylerin olgun ve duyarlı davranması ve siyasilerinde bu yapıyı bozmadan çalışması ile mümkündür. Huzurun olmadığı bir ortamda refahın olması mümkün değildir. Huzura da hizmet edecek olan birleştirici önder insanlardır.

İşte Lefter onlardan biriydi.  Artık Lefter’e verip deftere yazacağımız dönem geçti. Bugün yapmamız gereken ülkemizde onun da ruhunun huzur bulacağı ortam yaratmaktır. Bu amaçla Lefter’i sevenler ve onu yaşatmak isteyenler kadar, özellikle patrikhane’ye de geçmişten günümüze, bedelini hep Anadolu insanının ödediği acıları ve sebep olanları unutmadan, dış güçlerin oyunlarına alet olmadan, ülkemizde ve bölgemizde barış ve huzura destek olma görevi düşmektedir.  

Güle güle Lefter Küçükandonyadis huzur içinde uyu, toprağın bol, ruhun şad olsun. Fenerbahçelilerin ve sevenlerin kalbinde her zaman yaşayacaksın.  

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..