Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '07

 
Kategori
Tarih
 

Lenin "Kalmık Türkü"ydü

Lenin "Kalmık Türkü"ydü
 

"Mustafa Suphi- Türk Ocağı’ndan Türkiye Komünist Partisi’ne" adlı kitabımı hazırlarken aşağıda yer alan bilgiye rastladım. İlginç olduğu için ilgilenenlerle paylaşmak istedim.

Lenin’le ilgili bulduğum diğer ilginç bilgi ise Lenin’e düzenlenen suikasti Ermeni çetelerinin yaptığıdır.

Bu suikastle ilgili bilgiyi de daha sonra aktaracağım.

Lenin "Kalmık Türk"üydü iddiası haberi aynen şöyle:

Haber7com- 15 Ağustos 2006

Rusya’ya bağlı Çuvaş Cumhuriyeti Yazarlar Birliği üyesi, Albina Lubimova, dünyada tartışma yaratacak bir iddia ortaya attı: "Lenin Rus değil, Türk" İşte Lubimova’nın ilginç tezi.

Lenin’in resmi tarihinin yanında, bir de gayrı resmi tarihi var. Çoğunlukla resmi tarih yazıcıları, yöneticileri yarı tanrılaştırıyor. Lenin’in yaşamını kaleme alan resmi tarih yazıcıları Rus olduğu konusunda şüphe taşımıyor. Lenin’e karşı olan kesimler ise komünist ve ateist yönünü vurgulamaya özen gösteriyorlar.

Rus Çarları Çuvaşları Hıristiyan dinine döndürmek için, her yerleşim yerine, aynı zamanda Rus misyoneri olan toprak ağaları atadı. Zamanla birçok yerleşim yeri kendi köklerini terk etmeye başladı. Lenin’in dedesi Nikolay Vasilyeviç Ulyanin’in yaşadığı köy de istisna olmayıp Çuvaş köklerini terk etti ve kendilerine Rus demeye başladı.

Lenin’in ailesi, Ulyanovların baba tarafından Çuvaş olduğu ihtimali çok güçlü. Bunu ispatlamak da çok zor değil. Bu günkü teknoloji buna izin veriyor, DNA testi yapmak yeterli olur.

Çuvaş araştırmacı Albina Lubimova’nın, Sovyetler’in kurucusu Lenin hakkında çok tartışılacak iddiası, "Lenin Türk" İddiası

Rusya’ya bağlı Çuvaş Cumhuriyeti Yazarlar Birliği üyesi, Albina Lubimova, dünyada tartışma yaratacak bir iddia ortaya attı: "Lenin Rus değil, Türk" Lubimova’ya göre, Lenin Türk kanı taşıyor. Baba tarafı Kalmık Türk’ü. Lenin hangi ulustan?

Çuvaş Türklerine göre Lenin, Rus değil, Türk.

Ataları özbeöz Çuvaş Türk’ü. Bu iddia yenilir yutulur cinsten değil. İddianın sahibi Albina Lubimova (Yuratu), Gazeteci ve yazar; 1982’de Moskova Üniversitesi’nin İletişim Fakültesi’ni bitirdi. Şu anda profesyonel bir yazar, şair ve Çuvaş Cumhuriyeti Yazarlar Birliği üyesi. 7 şiir kitabı, çok sayıda makale ve 100’e yakın şarkı sözü yazarı.

Lubimova’ya göre, Lenin Türk kanı taşıyor. Ataları Çuvaş Türk’ü. Albina Lubimova’nın araştırmaları sonucu ulaştığı bilgilere kendi ifadeleriyle göz atalım:

Sovyetler Birliği zamanında komünist partisi tarafından Lenin hakkında oluşturulmuş bir efsane özenle korunmaya çalışılıyordu. Genel Yayın Kaynakları (tüm tarih kitapları dâhil) Lenin’in baba tarafından Rus olduğunu söylüyordu.

Sovyet döneminde araştırma yapmak mümkün değildi

Hâlbuki Lenin’in babası İlya Nikolayeviç, damarında Kalmık kanının aktığını saklamıyordu. Bu nedenle, Çuvaşistan’da pek çok kişi, Lenin’in ailesinin Kalmık olduğunu biliyordu. Ancak, Sovyet döneminde tüm belgeler sır gibi korunuyordu. Araştırma yapmak isteyenler için arşiv ulaşılamaz bir yerdi.

Okulda okutulan bilgiler:

Bize okuldayken öğretilen bilgiler şunlar: Lenin’in babası İlya Nikolayeviç Ulyanov, Ulyanovsk’ta Halk Meslek Okulu’nun müdürüyken büyük Çuvaş bilim adamı ve pedagog İvan Yakovlev’la sıkı bir dosttu. Yakovlev, ayrıca Ulyanovsk’ta yapılmış ilk Çuvaş okulunun kurucusu ve Çuvaş alfebesinin öncüsüydü. İlya Ulyanov’un desteğiyle 1871’de Çuvaş Okulu devlet himayesine alındı ve 1877’de “Çuvaş Öğretmen Okulu” ismini aldı. Daha sonra “Çuvaş Kültür Merkezi” haline dönüştürüldü. Kanımca, resmi tarihin satır aralarında yer alan bu bilgiler, Lenin’in babası İlya Nikolayeviç’in, kendisini Çuvaş hissettiğini, bu yüzden Çuvaş halkına ve kültürüne ömrü boyunca hizmet ettiğini göstermesi açısından önemli sayılmalıdır.

Lenin vaftiz babasını kurtarmak istedi

Tarih bilimcisi Gennadiy Tafayev, İvan Yakovleviç’in Hıristiyan geleneğine göre Volodya Ulyanov’un vaftiz babası olduğunu söylüyor. Çuvaşlar genellikle birini vaftiz babası olarak seçtiğinde ona karşı ya aşırı bir yakınlık duyar ya da onu akraba gibi görür. Volodya, N.Ohotnikov diye Çuvaş bir delikanlıya üniversiteye kayıt yaparken yardım etti. 1917 Devrimi’nden sonra İvan Yakovlev idam edilirken Lenin, “Ona dokunmasınlar” diye telgrafla emir verdi.

İlya Nikolayeviç Ulyanov ile İvan Yakovleviç’in dostluğu ve Lenin’in İvan Yakovleviç’e olan yakın ilgisi öylesine değil. Üstelik Astragan’da yaşayan İlya Nikolayeviç Ulyanov, önce Nijegorodsk sonra Ulyanovsk vilayetinde oturmaya karar verdi. Memleket sevgisi onu oraya çekiyordu. Kendisi eğitim düzeyi yüksek olan bir insan olarak halkına okuma-yazma konusunda yardım ediyordu. O, Yakovlev’le birlikte Çuvaş köylerinde 100’den fazla okul açtı.

Lenin’in dedesi Toprak Kölesiydi

M.P. Makarov’un yazdığı “İlya Nikolayeviç Ulyanov/Çuvaşları Aydınlatmak” isimli kitapta da, ‘Lenin’in dedesi Nikolay Vasilyeviç Ulyanov eskiden Nijegorodsk vilayetinde bir toprak kölesi köylü idi. Ve 1791 yılında Astragan vilayetine taşındı’ deniyor. Aynı yazarın (Makarov) ‘16. ve 17. y.y.da Otokrasi ve Povoljye Halkların Hıristiyanlaşması’ adlı bir başka kitabında da şu bilgiler yer alıyor: ‘Birleşmeden sonra 1666–67 yıllarında iki tane mezhep ortaya çıktı: Vyatsk ve Nijegorodsk mezhepleri. Meri, Çuvaş, Mordov ve Tatarlar Nijegorodsk mezhebine girdi. Nijniy Novgorod hariç Alatır, Kurmış ve Yadrin şehirleri de bu mezhebe dâhil edildi.

Tarih belgelerinden biliyoruz ki, bu topraklar Voljsk Bulgariya oluştuğundan beri burada yaşayan Çuvaşlara aitti. Kurmış ve Yadrin bölgesi, Çuvaşlar Rusya’ya girmeden önce tamamen Çuvaş toprağıydı. Bugün de Alatır, Kurmış ve Yadrin Çuvaş Cumhuriyeti topraklarında bulunuyor. 16. yüzyılın ortasında Altınordu dağıldıktan sonra Kazan Hanlığı oluşuyor ve bu Çuvaş toprakları Kazan Hanlığı’na dâhil oluyor.

Kökenlerini terk ettiler.

'17. yüzyılda yaşayan Alman gezgin Adam Oleariy, Sura Nehri’nin bir zamanlar Kazan ve Rus toprakların ayırdığını söylüyordu’ Bu tespit ‘Çuvaş Halkının Kökleri’ adlı kitapta yer alıyor. Kitabın yazarı ünlü Çuvaş bilim adamı V.F.Kahonovskiy’di.

'‘18. yüzyıl’da Çuvaş toprakları Kazan ve Nijegorodsk vilayetine dâhil edildi’... Bu bilgiyi ise “Haber” gazetesinin editörü Aleksey Petroviç Leontyev ifade ediyor. Leontyev’in belirttiğine göre, eskiden Rus Çarları Çuvaşları Hıristiyan dinine döndürmek için, her yerleşim yerine, aynı zamanda Rus misyoneri olan toprak ağaları atardı. Zamanla birçok yerleşim yeri kendi köklerini terk etmeye başladı. Vladimir Ulyanov-Lenin’in dedesinin yaşadığı köy de istisna olmayıp Çuvaş köklerini terk etti ve kendilerine Rus demeye başladı.

Albina Lubimova, Lenin’in sülalesini daha iyi öğrenmek için Profesör Gennadiy Tafayev’in kaynaklarına da başvurmuş. Prof. Tafayev, şu anda Çuvaş Pedagoji Üniversitesi’nin Tarih Bölümü Başkanlığını yürütüyor. 200’ün üzerinde yayınlanmış eseri var. (Ağırlıkla Çuvaş halkının kökleri hakkında yazılmış kitaplar)

Tafayev: "Lenin’in yüz hatları Türklere benziyor."

Tafayev, Ulyanovların şimdiki soyadlarının Hıristiyanlaşma zamanında ‘Ulyanan’ isminden gelebileceğini belirtmiş. Ve bir aileye soyadı verildiğinde otomatik olarak o aile ferdinin soyadı olarak kabul edildiğini kaydetmiş. Büyük ihtimalle Ulyanov soyadının bayan veya erkek “Ulyanan” isminden temel alındığını anlatmış. “Ruslar bu ismi “Ulyanin” şeklinde yazmış olabilirler. Üstelik o zamanki mübeyyizlerin Çuvaşça bilmemesi de güçlü bir ihtimal. Çocuklara anne ve babanın isimlerini verme âdeti, şimdiye kadar güncelliğini yitirmedi’ şeklinde bilgi vermiş. Tafayev, Lenin’in fizik yapısı ve yüz hatlarının Türk olması ihtimalini çok güçlendirdiğini eklemiş.

Albina Lubimova, Tafayev’in haklı olup olmadığını anlamak için ‘Hıristiyan olmayan Çuvaşlar özel isimler sözlüğü’ adlı M.R. Fedotov tarafından yazılmış bir kitaba da baktığını belirtiyor.

Lubimova, Rusya’da pekçok kişinin Lenin’in, Çar tarafından idam edilen kardeşi Aleksandr için intikam aldığına inandığını ve ‘Aleksandr idam edilmiş ve bu şekilde 1917’deki devrim gerçekleşmiş oldu’ dediğine dikkat çekiyor.

Çuvaş tarihi uzmanı Anton Osipoviç Smolin, “Lenin” adlı bir kitapta yer alan bilgileri hatırlatarak, kitabın yazarı Akim Arutyunov’un, birinci cildin ‘Vladimir Ulyanov’un Soy Ağacı’ kısmının ikinci bölümünde, Astragan Arşivleri’nde bulunan belgelere atıf yaptığını belirtiyor. Burada, “Herkesçe biliniyor ki anne tarafından Lenin üç milletin kanını birden taşıyor (Yahudi, Alman ve İsveç). Baba tarafından Vladimir Lenin-Ulyanov’un dedesinin babası, Kalmık kısmından Lukyan Smirnov’muş. Onun oğlu Aleksey Lukyanoviç Smirnov bağımsız toprak ağasıymış. 1808’de 23 yaşındaki Anna isminde kızını evlendirmiş. Anna’nın kocası ondan 30 yaş büyük ve bu da Lenin’in dedesi. Anna Alekseyevna 5 çocuk doğurdu ve son olanı İlya gelecekte Lenin’in babası oldu” bilgilerine yer veriliyor.

Lenin’in dedesi toprak kölesiydi

“Eğer dikkatlice bakarsak Ulyanovların yüz hatları, elma kemikçikleri, göz şekli Mongollara benzediğini görürüz” diyen Akim Arutyunov, resmi kaynaklara ve Lenin’in yaşam öyküsünü anlatan eserlere atıf yapıyor. Bu kaynaklara göre Vladimir Ulyanov’un dedesi Nikolay Vasilyeviç Ulyanin (Ulyaninov) toprak köle köylüsüydü ve Nijegorodsk vilayetinin Androsovo Sergaçsk çevresindeki köyünden geliyordu. Üstelik yüzyıllar boyunca bu topraklar Türk halklarına aitti. (Özellikle Çuvaşlara). Akim Arutyunov, “Sergaçsk çevresinde o dönemde (18. yüz yılın sonu) Rus imparatorluğun yerleşim yeri listesinde aynı isimde iki köy belirtilmiştir (Küçük ve Büyük Andosovo). Birinci köy kuzey batıda Sergaç’tan 18 verse uzaklıkta bulunuyor. İkinci köy ise belirtilen kasabadan daha batıya yakın 20 verse uzaktadır. Andosovo köyü şimdiki posta rehberinde belirtilmiş durumda. Bu köy Nijegorodsk Bölgesi Pilninsk semtinde buluyor. Bütün bu bilgiler hakkında arkadaşım Tafayev’ın ne düşündüğünü sordum. Tafayev, ‘Eski Rus vakayinamelerinde (1237 yılına göre) yazılıyor ki Batu Taarruzu’ndan sonra Bulgarlar Volga Nehri’nden yukarıya doğru hareket etmişler ve Suzdalsk topraklarına varmışlar. Volga Nehri’nin kıyılarında birçok Bulgar şehri oluşmuş” (Sudovit, Tsepel) şeklinde bilgi veriyor.

V.N. Tatişev’in kaynağına göre, (1221 yılı) ‘Büyük Prens Yuriy’ generalleri gönderip Oka Nehri’nin kıyısında yeni şehrin yapılmasını emretti. Orası, eskiden Bulgarların yaşadığı bir şehirdi. Şimdiki Nijegorodsk Bölgesi’ndeki topraklar da (Liskovo, Vasilsursk ve Nijniy, Novgorod) eskiden Bulgarlara aitti.

Araştırmalar Sürüyor: Araştırmacı Albina Lubimova, şu görüşleri ifade ediyor; “Lenin’in dedesinin Çuvaş olması şimdilik sadece varsayımdan ibaret ve gerçeği ispatlamak için bunu destekleyen bilgi ve kanıtlara ihtiyacımız var. Onun için arşivleri daha derinden incelemek gerekir. Ulyanovların gerçekten Çuvaş olduklarına inanıyorum. Fakat yukarıda açıkladığımız sebeplerden dolayı yıllardır bunu saklamak zorunda kalıyorlar.

Çuvaşlar tarih boyunca çok çile çeken bir halktır. Hayatta kalabilmek için sık sık yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldılar. Birçoğu ise İslamiyeti kabul etti. Vladimir Lenin-Ulyanov’un dedesi de bunu yapmış gibi görünüyor. Aynı şeyler şimdi de oluyor. Şehirde yaşayan sosyetenin çocukları kendi anadilini bilmiyor. Aile gerçek Çuvaş olduğu halde çocuklar kendini Rus gibi görüyor. Birçok Çuvaş şair, ressam ve yazar kendi kültürüne karşı olan sevgisini sürekli dile getiriyor. Fakat kendi çocuklarına Çuvaşça öğretmiyor ve anadillerine karşı sevgi aşılamıyorlar. Eğer bütün bunlar bu şekilde devam ederse sonraki yüzyılda Çuvaşça diye bir dil kalmayacak.

Lenin’in ailesi, Ulyanovların baba tarafından Çuvaş olduğu ihtimali çok güçlü. Bunu ispatlamak da çok zor değil. Bu günkü teknoloji buna izin veriyor, DNA testi yapmak yeterli olur.

Ne olursa olsun Çuvaşlar arasında birçok yetenekli insan var. Örneğin İkinci Dünya Savaşın efsanevi kahramanlarından biri Vasiliy İvanoviç Çapayev Çuvaş bir üvey anne tarafından büyütüldü. Dünyanın üçüncü astronotu Andiyan Grigoryeviç Nikolayev de bir Çuvaş. Aynı zamanda yürüyüş ve bisiklet spor dalında birçok olimpik şampiyonlar var. Eğer Lenin’de Çuvaş kanı olduğu ispatlanırsa Türk dünyası için büyük bir dalgalanma olacak”

Lenin’in doğduğu topraklardan ortaya atılan bu iddia, Sovyetlerin kurucusu ile ilgili önemli tartışmaları beraberinde getirecek gibi görünüyor.

Erol Cihangir: "Lenin Kalmıktır".

Lubimova’nın iddiasına, “Bir Türkün 2. Dünya Harbi Hatıraları” kitabının yazarı Erol Cihangir’den de kısmi destek geldi. Kitabında benzer tespitlerde bulunan Erol Cihangir, Kırmızı Çizgi Dergisi’ne yaptığı açıklamada, Lenin’in atalarının bir Moğol boyu olan Kalmık’lara dayandığını kaydetti. Erol Cihangir, Moğollar ile Türklerin ayrı uluslar olduğuna inandığını belirterek, Lenin Türk’tür demek yerine, Lenin Kalmıktır demenin daha doğru olacağı görüşünü savunuyor.

Kutu…

Vladimir İliç Lenin-Ulyanov

22 Nisan 1870'te Simbirsk kentinde doğdu. Orta halli bir öğretmen ailesinin altı çocuğundan ikincisiydi. Ağabeyi Aleksandr'ın Çar’a karşı suikast girişimine katıldığı için kurşuna dizildiği yıl, 1887'de, liseyi bitirerek Kazan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Üç ay sonra devrimci öğrenci hareketi içinde yer aldığı için üniversiteden atıldı.

1891'de St.Petersburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni dışarıdan bitirdi. 1895'te ülke dışına çıkıp marksizmin önemli temsilcileriyle tanıştıktan sonra St.Petersburg'a dönüp İşçi Sınıfının Kurtuluşu İçin Mücadele Birliği adlı gizli bir örgüt kurdu. Aynı yıl sonunda tutuklandı, ondört ay hücrede kaldıktan sonra Sibirya'ya, Şuşenskoye köyüne sürgüne gönderildi. Orada Krupskaya ile evlendi. Sosyal-demokrat gruplarla bağını sürdürdü ve bir parti program taslağı hazırladı. RSDİP(Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi) 1898 Mart'ında Minsk'te toplanan bir kongreyle kuruldu.

1900'de serbest bırakıldıktan birkaç ay sonra yurtdışına kaçtı ve İsviçre'ye yerleşti. Aralık 1900'de yayımlanmaya başlayan İskra Gazetesi’ndeki bir makalesinde ilk kez “Lenin” takma adını kullandı.

1905 devriminin yenilgiye uğramasından sonra Aralık 1907'de yeniden Avrupa'daki sürgün yaşamına döndü. Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasından sonra, emperyalist savaşı iç savaşa döndürme çağrısında bulundu. 1917 Şubat Devrimi'nden sonra Petrograd'a döndü. Nisan Tezleri'yle bolşeviklerin sosyalist

İktidar perspektifiyle hareket etmeleri gerektiğini vurguladı. Baskı ve yasaklama girişimlerinden dolayı Finlandiya'ya kaçmak zorunda kaldı. 1917 Ekim'inde gizlice Petrograd'a döndü. 7 Kasım 1917'de Lenin'in önderliğinde Bolşevikler iktidarı ele geçirdi. 8 Kasım 1917'de Halk Komiserleri Kurulu başkanlığına seçildi. 21 Ocak 1924'te Gorki kentinde öldü. Lenin’in ölüm günü ulusal yas günü olarak ilan edildi. Petrograd şehrinin adı Leningrad olarak değiştirildi. Anısına ülkenin çeşitli yerlerinde anıtlar dikildi. Öldüğünde 54 yaşındaydı.

 
Toplam blog
: 27
: 4001
Kayıt tarihi
: 11.03.07
 
 

9 Eylül 1958, İspir/Erzurum doğumlu. İspir Lisesi (1980) mezunu. İstanbul Üniversitesi Yabancı Dille..