Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '09

 
Kategori
Tiyatro
 

Leonce ile Lena

Leonce ile Lena
 

int. alıntı


Uzun zamandır ihmal ettiğim tiyatro günlerime Ruksan arkadaşımın da teşvikiyle, Leonce ile Lena oyununa bilet alarak son verdim. Sanırım, en son gittiğimiz tiyatro oyunu kızımı küçükken götürdüğüm çocuk oyunlarından biriydi.

‘’Tiyatroda seyircinin çok olacağını düşünmüyorum, eğer salonda bizden başka kimse olmazsa çıkarız ‘’ demişti kızım gitmeden önce. Kadıköy Haldun Taner sahnesine vardığımızda ise şaşkınlıkla etrafına bakıp ‘’ Vay be seyircinin bu kadar çok olacağını hiç tahmin etmezdim’’ dedi…

O an daha iyi anladım şimdiki gençliğin sinema kültürüne düşkün olup, tiyatro kültürünü bilmediklerini çok uzak kaldıklarını. Zaten o akşam salonda ki seyirci profili de orta yaş ve üzeriydi. Tabi bunda biz ebeveynlerin de kabahati büyük. Gençlere tiyatroyu sevdirip düzenli bir alışkanlık haline getirene kadar teşvik etmemiz gerektiğine inanıyorum.

Oyunun adı: Leonce İle Lena

Yazan: Georg Büchner

Çeviren: Adalet Cimcoz

Yöneten: Yiğit Sertdemir

Oyuncular: Erhan Abir, Cengiz Tangör, E.Özge Özder, Mert Turak, Tomris İncer, Özgür KaymakTanık, Buket Yanmaz, Eraslan Sağlam, Selim Can Yalçın, Ali Gökmen Altuğ

Oyunun bir ekip çalışması olduğu, her adımında verilen emeğin, sevgiyle içtenlikle ortaya konduğu ve herkesin eşit derecede sergilendiği bir oyun olmuş.

‘’Henüz 24 yaşında iken ölen ‘’genç yazar’’ Büchner bu oyununda monarşi kavramını, insanoğlunun sıkıntı ve eylemsizlikle ilgili sözde sorununu, ince bir mizah anlayışı ve güçlü metaforlarla anlatmaktadır. Oyun, neredeyse iki yüz sene önce yazılmış da olsa; eski değil ne yazik ki yenidir. Monarşi kavramı, şekil değiştirmiş ya da çizgileri silikleştiği için görülmez hale gelmiş ve başka bir şey sanılıyor olsa da, hala her alanda varlığını sürdürmektedir. İnsanoğlu hala sıkılmakta ve sıkıntısını eylemsizlikle örtbas etmektedir. Giysiler, kokular, dekorlar, inançlar, ilişkiler değişmiş olabilir. Ancak, insan hala iki yüz sene önceki yerde; yani insan olmaya en uzak yerde seyrini sürdürmektedir’’

Oyunun yönetmeni Yiğit Sertdemir oyun için bunları söylüyordu tanıtım broşüründe.

Oyunun konusu: Popo Krallığında nişanlılar beklenmektedir. Düzene girmek istemeyen Prens Leonce yok olmuştur. Devletin zorunlu kıldığı birleşmeyi reddeden nişanlısı Prenses Lena da kaçmıştır. Gençler, rüya ve gerçek arasında aşk ve ölüm arzusunun karıştığı fantastik, karanlık bir yerde karşılaşırlar. Çağdaş tiyatroyu en çok etkileyen yazarlardan biri olan Georg Büchner in bu iktidar komedisi, toplumsal rollere bürünerek kendi iradeleri dışında verilen kararlara mahkum olan genç insanları ele almaktadır. Oyun bir aşk komedisi görünümünde olsa da, gülünç maskenin altında genç insanın hüznünü, acısını, çelişkilerini, sıkışmışlığını ve otomatlaşmaya, kuklalaşmaya karşı çıkış yolu arayışını ele alır.

Oyun çıkışında, eşim kızım çok memnundular. Özellikle de kızım çok beğendiğini söyleyerek şu soruyu sordu; ‘’O zenginin yanında ki soytarısı, nasıl oldu da, en sonunda bakan oldu?’’ …Sadece gülümsedik…

Yönetmenin dediği gibi; İyi seyirler… Seyredin ama lütfen... Seyirci kalmayın
 
Toplam blog
: 529
: 3765
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

İstanbul'da doğmuşum... Dünyalar tatlısı bir kızım var... Herkesi kolay kolay sevemem... ..