Levent Kırca'yı destekliyorum

Ülkede hukuk dibe vururken, dincileşme adım adım gelişirken ve totaliter zihniyet gittikçe güçlenirken, buna karşılık olarak hemen hemen hiçbir şey yapılamıyor. Artık toplumsal muhalefetin güçlenmesi önemli. Bunun için de birilerinin bir yerden bir başlangıç yapması ve toplumsal muhalefet imkanlarını iyi değerlendirmek gerekir.

Bir nevi bıçak kemiğe dayanmış durumda. Basın özgürlüğü, sanat ve sanatçı, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, bağımsız siyasal toplum araçları vs. hem yasama hem de yürütme eli ile baskıcı ve monolist bir zihniyet tarafından büyük ölçüde etkisiz duruma getirilmiş halde.

Bu yolda fikir ve girişim olarak oldukça önemli ve toplumsal muhalefet için bir imkan olarak görülmesi ve değerlendirilmesi gereken bir toplantı organize edilmiş. Bu başarılmış.

Üstelik bunu yapan kişiler ise tüm toplumun tanıdığı sanatçı ya da popüler kişiler. Adı sanı bilinmeyen insanların sokak eylemi değil.

Bu toplantının adı Sanatçılar Girişimi.

Bu toplantıda, güya, Kemal Kılıçdaroğlu işi olduğu için, konuşma sırasını öne aldırmış ve oradan ayrılmış.

Buna karşılık Levent Kırca şöyle demiş

"Bir, geceye, eğer bir geceye geliyorsan, o gecenin adamı olacaksın, beni önden çıkar ben gidiyim, ben de gidiyim bir karı buldum gidip onu dü…….” dedi. 

Küfür kısmı elbette savunulamaz ve aşırı erkeksi bir dil.

Ancak Levent Kırca'nın -lafa takılmazsak- verdiği tepki kesinlikle yerindedir. Ve çok önemlidir.

Girişte belirttiğim üzere böyle bir toplantı şu an Türkiye'nin içinde bulunduğu koşullarda çok önemli girişim ve ortaya önemli bir şey çıkartılmış. Kırca'nın dediği gibi, Kılıçdaroğlu'nun bu toplantının adamı olması gerekir. Bu toplantıyı büyütmeli, orada katılanlara, izleyenlere ve halka güç vermelidir.

Bıçağın kemiğe dayandığı bir noktada, bu olayın önemini görmekten aciz bir tavırla uyduruk bir kaç şey söyleyip ayrılmak karşısında, bu toplantının taşıdığı önemi adeta ortadan kaldıracak şekilde bir davranış göstermeyi Kırca kaldıramamış ve tepkisini göstermiş. Yaptığı bel altı betimleme aslında, Kılıçdaroğlu'nun davranışının ne kadar ucuz ve sıradan olduğunu vurgulama işi görüyor, bunu görmek lazım.

Geçenlerde, Kılıçdaroğlu, yalan yanlış dosyalarla, bazı operasyonların tetikçiliğini yapan yayın organından istifa eden A. Altan'ı telefonla aramış ve hal hatır sormuş, romanları için de başarı dilemiş.

Böyle bir kişiye, yani Kılıçdaroğlu'na, eleştirel olarak, küfür hariç ne söylense azdır. CHP'ye oy veren kitleyi ortadan kaldırmaya yönelik olarak azılı bir mücadele yapılıyor ve bunun basındaki tetikçisi olan bir yayın organının genel yayın yönetmeni ile hal hatır soruyor bu kişi. Bu kadar boş bir kişinin bu ülkede ana muhalefet partisi başkanı olmasının bir manası olmalı. Bir an önce defolup gitmeli, ama nasıl gönderilecek orası meçhul!