- Kategori
- Edebiyat
- Okunma Sayısı
- 396
Leyla Erbil'i yazının Savaşçısını kaybettik!

Yazdıklarınızla hep genç kalacaksınız!
Ne zaman bir edebiyatçıyı kaybetsek, içimdeki sözcükler öksüz kalır. Hele kaybedilen bir kadın yazarsa bu kez cümleler de yetim kalır. Kurgusunu oluşturduğumuz uzun nesirlerin boynu bükülür.
Leyla Erbil'i, yazının savaşçısını kaybettik. 1931 yılında dünyaya gelen yazar, İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki öğrenimini bitirmeden son sınıfta ayrıldı. Okuldan ayrılması edebiyattan ayrılması anlamına gelmiyordu... Edebiyatta da farklı bir yol izledi zaten. Yazıya toplumsal pencereden bakarken bireyin derinliklerine inip ruh çözümlemeleri yapmayı da unutmadı. Esinlendiği düşünce kaynağı Mark ve Freud'dü. Tam da benim anlayışımdı. Onu keşfettiğim zaman kendimi bulmuş gibi oldum. Varoluşçuluktan süzdüğü öyküleri toplumcu romanlara dönüştüren yazar, bu ülkede kadın olmanın, değer yargılarıyla özgürlük arasındaki köprünün üstünde büyük sancılar çekmek olduğunu yüzümüze çarptı...
Okuyup da unuttuğumuz öykü (Hallaç, Gecede, Eski Sevgili) ve romanlarını (Tuhaf Bir Kadın, Karanlığın Günü, Mektup Aşkları) yeniden okumalı şimdi. Asıl, son üç yılda yazmış olduğu, benim de henüz okumamış olduğum "Kalan" ı ve bu yıl yayınlanan "Tuhaf Bir Erkek"i okumak gerekli. Bu uzun günlerde, varoluş sancıları çektiğimiz bu mevsimde onu okumak anlamlı bir etkinlik olacak kuşkusuz..
Tüm edebiyatçıların ve edebiyatseverlerin başı sağolsun.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
Bu blog Editör'den Öneriler alanında yayınlanmıştır

Ben de başınız sağolsun der, sizin gibi yolunda devam edenler oldukça edebiyatımız ilelebet devam eder. Saygı selamlar.
Şahin ÖZŞAHİN 22.07.2013 12:03- Cevap :
- Bugün bir twitterde okudum:"Leyla Erbil uzlaşma yoluna gitmedi hiç bir zaman,gerçek bir direnişçiydi. O direnişçi ruha edebiyatta da ihtiyaç var" Selamlar. 23.07.2013 14:57
Edebiyat dünyamızda büyük bir kayıp daha... Dil hakimiyetinin verdiği büyük ustalıkla, postmodern anlatının da olanaklarını kullanarak genellikle kapalı bir anlatımı seçmiş; özellikle bazı öykülerinde -okuru neredeyse anlatının dışında bırakacak kadar- bilinç akışı yöntemini kullanmış, hayatı, dünyayı "sol görüşle" ve başarıyla okuyan değerli bir yazardı. S.Freud, K.Marx, J.Joyce ve S.Beckett'in üzerindeki etkisi büyüktü. Roman anlatımı ise öykücülüğüne göre daha sade ve anlaşılırdı. Zeki olduğu, engin yaşam deneyimi her halinden, her satırından belliydi. Işıklar içinde yatsın!
Ersin Kabaoglu 20.07.2013 19:57- Cevap :
- Güzel bir yorumdu Ersin Bey teşekkürler. Kuşkusuz yazanlar çok ama gerçek anlamda edebiyatçı sayısı az. Leyla Erbil, evrensel edebi değerler taşıyan eserler verdi. Bu da esinlediği, Joyce, Beckett gibi kişilerden belli değil mi? Selamlar. 21.07.2013 10:51