Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '10

 
Kategori
Siyaset
 

Liberal Siyasetin Türkiye zaferi

Liberal Siyasetin Türkiye zaferi
 

Türkiye'de liberal siyasetin gelişimi


1980'li yılların ortasından itibaren, Turgut Özal'la birlikte, liberalizm, özgürlükler, özelleştirme, serbest piyasa ekonomisi, ikinci cumhuriyet, demokrasi, sivil siyaset, milli irade gibi kavramlar kamuoyu literatürüne yerleşmeye başlamıştı. Kuşkusuz bunda devletin sürdürdüğü terör mücadelesi ile paralel ortaya çıkan insan haklarına yönelik hassasiyetlerin artması, Avrupa Birliği ve Gümrük Birliği üyelik başvuruları, koalisyon hükümetlerinin çekişmelerinden doğan siyasi istikrarsızlık ve boşluklar ile 28 Şubat süreciyle kendini gösteren militer zihniyetin sivil yönetim, siyasiler ve basın üzerindeki baskıları büyük rol oynadı.

Besim Tibuk, Türkiye'yi 1994'te Liberal Demokrat Parti ile tanıştırdı. Ve Türk insanına liberalizmi, anlayacağı dilden çok güzel anlattı. Partinin ekonomik konulara, vergi politikalarına, sosyal politikalara bakışı o dönem için çoğu insanımızın kabul edeceği türden değildi ve bu, sandıkta oya da tekabül etmiyordu ama yine de Tibuk o dönem liberalizme en büyük katkıyı sunanlardandır.

Tansu Çiller, 1997-2002 yılları arasında liberal demokrat bir siyaset çizgisini oturtmaya çalıştı. Zaten başbakanlığı dönemindeki özelleştirme politikaları buna işaretti ama kendisinin de defalarca söylediği üzere ekonomik alandaki liberal dönüşüme verdiği önemi siyasi alanda, hak ve özgürlükler alanında, yürüyen terör mücadelesi nedeniyle yeterince verememişti. 28 Şubat sürecinde verdiği demokrasi mücadelesi ve sonrasında parti kurmaylarıyla birlikte hazırladığı II. Demokrasi Hareketi paketi ile liberal siyaseti güçlendirenler sınıfında yer aldı.

Yine bu dönem, Ali Kırca'nın, Reha Muhtar'ın tartışma programlarında liberaller ve 2. Cumhuriyetçiler meramlarını ifade etmeye çalıştılar.

Öte yandan dünya internet teknolojisiyle tanışıyor, teknoloji geliştikçe paylaşımlar artıyor, yakın görüşlerde olanlar birbirlerine daha da yakınlaşıyordu. Bu da liberalizm gibi yükselmekte olan felsefelerin ilk kez akademik dünyadan dışa, insana açılması demekti. Tüm bunların ışığında, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2002 Kasım seçimleriyle başlayan tek başına iktidarı, kendileri istese de istemese de liberal politikaların iktidara gelişiyidi aslında.

Bugün Türkiye'de, eleştirilmeyen kurum kalmamış, bugün Türkiye'de hakaret eden görüş dışlanmakta ama yaratıcı görüşler sahiplenilmekte. Bugün Türkiye'de, her görüş kendisini ifade edebilecek kanallar bulabiliyor. Bugün Türkiye'de gayrimüslimlerin ibadetleri ve dini ayinleri ile ilgili gelişmeler yaşanmakta. Bugün Türkiye'de, başörtüsü sorunu çözüm aşamasına gelmiş, bugün Türkiye'de, Alevilerin talepleri daha sağlam temeller üzerinde daha gür şekilde dile getirilmekte.

Bugün Türkiye'de, CHP kendisini yenilemekte, Ahmet Kaya ile barışmakta, BDP ile görüşmekte.

Bugün Türkiye'de, Osman Baydemir Cumhuriyet Bayramı'nda kendisi ile bayramlaşan gaziden Türk bayrağı otifli kravatı alabilmekte.

Bugün Türkiye'de, Cumhurbaşkanı halka doğrudan internetten ulaşabilmekte, bugün Türkiye'de yine aynı cumhurbaşkanı Norşin diyebilmekte.

Bugün Türkiye'de, Cumhurbaşkanının eşi ilköğretimde türbana karşı aykırı görüş ifade edince "yandaş" diye sıfatlandırılan kişilerce eleştirilebilmektedir. Yani ak ya da kara yoktur artık, hiçbir yerde, hiçbir kesim için.

Farkında mısınız? Bugün Türkiye'de faali meçhul cinayetler, katledilen aydınlar, kitapları toplatılan gazeteciler, yazarlar, ekranları RTÜK tarafından karartılan televizyon kanalları, özgürlüğüne son verilen dernekler yok.

Evet. Hükümetin, kraldan çok kralcıların güçlü varlığı dünyanın her yerinde her zaman karşıt gruplarda tedirginlik yaratmıştır. Bugün TRT'de sansür yoktur ama iktidar yanlılarını ekrana çıkarma ağırlığı vardır. Bugün Türkiye'de RTÜK ekran karartmaz ama çok uyarı verir. Bugün Türkiye'de, site yasakları vardır ama er geç bu yasaklar da bir raya oturacak, keyfi alınamayacak. Bugün Türkiye'de, iktidar korkusundan yazarının işine son veren patron vardır belki, ama dün de vardı, yarın da olabilir. Medya siyasetle ve ekonomiyle bu kadar içiçe olursa bu, kaçınılmazdır. Dünyanın her yerinde.

Bugün Türkiye'de başbakan çok eleştirilemiyor gibidir. İyi de dün Penguen kendisini kediye benzetti diye sinirlenen ve mahkeme yollarına düşen başbakanın düne nazaran karikatürlere daha müsamahalı olduğunu görmüyor muyuz? Olmak zorunda.

Başlığa dönelim. Liberal siyaset zaferini kutluyor. Bunu sayın başbakan da, ana muhalefet lideri de çok iyi biliyor, görüyor ve ona göre davranıyorlar zaten. Hatalar, yanlışlar elbet var. Ama düzelmemesi için hiçbir sebep yok .Akan su yolunda akmaya devam edecek dostlar.

 
Toplam blog
: 78
: 1198
Kayıt tarihi
: 12.10.10
 
 

Alice'in harikalar diyarındaki cennet bahçesinden sesleniyorum sizlere. Burada önyargı, olur olma..