Liberalizm

Liberalizm, gerek felsefede gerekse siyasetde devlet, toplum ve birey arasındaki tüm ilişkilerde bireyin hak ve özgürlüklerini öne çıkaran , siyaset geleneği ve düşünce akımıdır. Genel anlamda liberalizm, bireylerin ifade özgürlüğüne sahip olduğu, din, devlet ve kimi zaman kurumların gücünün sınırlandırıldığı, düşüncenin serbest bir şekilde dolaştığı, özel teşebbüse olanak sağlayan bir serbest piyasa ekonomisinin olduğu, hukukun üstünlüğünü geçerli kılan şeffaf bir devlet modelini ve toplumsal hayat düzenini gösterir.(Vikipedi) 

ABD’lerinde demokratik yapı içinde bir çok parti vardır ama her zaman iktidar “Cumhuriyetçi” ve “Demokrat” partiler arasında gider gelir. Genellikle bir dönem seçimleri Cumhuriyetçi partisi kazanmışsa, gelecek dönem Demokrat Parti kazanır. Böylece devlet yönetimi al gülüm ver gülüm şeklinde bu iki parti arasında gider gelir. 

Asında bu her iki parti de muhafazakar partilerdir. Toplum içinde aşırı düşüncelerin yer almasından ve söylenmesinden pek hoşlanmazlar. Çünkü her iki partinin ileri gelenleri ülkenin güç odaklarından ve para babalarından seçilir. Bu kişilerin değişik fikirlere itibar etmeleri pek beklenmez. Onun için bu toplumda her aşırı fikir (Sosyalizm, komünizm dahil..) halk tarafından “Liberalist fikirler..” diye adlandırılır. Örneğin, idam cezasının kalması öyledir, çocuk aldırmak konusu öyledir… Bunlar toplumda kabul edilmez fikirler olarak yaftalanmışlardır. Kısaca bunlar liberal düşüncelerdir. Meclisteki milletvekilleri bu konulara yanaşmazlar bile. Onlara çekici gelebilecek şey, gelecek seçimde oy aldırabilecek fikirler veya olgulardır…. 

Türkiye’de AKP’nin iktidara gelmesinden önce “Liberal” düşünceli, partiler kurulmak istenmiştir ama bu kağıt üzerinde kalmıştır. Bu kavram, Liberalizm, hiçbir zaman halkın beynine hitap etmemiştir.. 

AKP , Demokrasi havarisi rolüne soyunup, sağdan, soldan fikirlerle kamuoyunu etkilemeye başlayınca , bazıları bu partiyi , muhafazakar bir partiden çok, bir liberal parti olarak görmeye başladılar ve kendilerini de bu partinin savunucusu ve birer liberal olarak göstermeye çalıştılar. 

Güya AKP özgür düşünceyi savunuyormuş; özgür özel sektörden yanaymış; tutucu değilmiş; aydınların ve gazetecilerin söz hürriyetini savunuyormuş… gibi bir hava yaratıldı. 

Ama AKP’nin tabanı muhafazakar bir tabandı, ve hatta bir ayzberg’in alt tarafı nasıl çok daha büyük ve genişse ; AKP’nin de alt tarafı çok daha muhafazakar ve tutucuydu. Ve aslında bu partiyi yürüten de tabanda bulunan bu geniş kütleydi. Üst taraf sadece işin kaymağı, kravatlı kısmıydı… Zamanla üsttekilerin yavaş yavaş nikapları yüzlerinden inmeye başladı. İçkiler yasaklanmaya başladı; heykeller kaldırılmaya başlandı ve buna benzer nice olgu, liberal geçinen yazar çizer takımının aklını başına getirdi. “Kral çıplakmış…” dediler. 

Keşke bütün yazar çizer takımı özgürce yazsa çizse, Silivri’nin duvarları yıkılsa… Orasını da müze yapsalar… Ama ne yazık ki, ağzını açanı hemen mahkemeye veriyorlar… Ne zaman ne şekilde cezalandırılacağını bilmiyorsun. 

Liberalizm.. Özgürlük demek, Demokrasi demek, Cumhuriyet demek, Serbest piyasa demek…Ama durmadan medyaya haykıran, halkı korkutan, muhalefete veryansın eden siyasetçiler Liberal geçinenleri bile korkuttu… 

Keşke bizde de dengeli olarak gidip gelen iki parti olsa… Vazgeçtik liberal partiden , liberal düşüncelerden… Korkusuz ekmeğimizi yiyebilsek, işimize gidip dönebilsek… İşte o kadar şimdilik bize yeter...