Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '11

 
Kategori
Psikoloji
 

Libido

Libido
 

Doktorlar, tıp adamları boşuna direnmiyorlar yabancı terim kullanmak için :  “Libido” ... Hadi bakalım  karşılığını Türkçe’de bulun  ..! Ararsan bulursun; ya da uydurursun… Mümkündür ama itiraf edelim; batı dilleri karşısında; yeni terimler açısından dilimiz hala çok zayıf… Dersimizi iyi çalışmıyoruz…

Libido, psikiyatri’de, insana yaşama sevinci ve arzusu veren cinsel güç, diye tanımlanabilir. İnsan nasıl acıktığı zaman, mutlak olarak doyurulmak arzusuyla dolar ve bir tek bu amaca yönelir; ondan sonra da cinsini sürdürmek için gereken gücü toplamaya çalışır ve karşı tarafı çekmek için elinden gelen şaklabanlıkları yapar. Libido’nun sağlam bir şekilde yükselmesi, bizim hormonlarımızla ilgili bir olaydır. Gençlik çağı, veya aşık olduğu evreler insanın libidosunun en yüksek olduğu evrelerdir. Bunun normal olarak tatmin edilmesi gerekir. Eğer insan bunları sürekli normal olarak tatmin edemiyorsa, o zaman tatminsizlikten doğan “Nevroz”lar, bazı  anormallikler  başlayabilir…

Libido kelimesinin bir psikoanalitik kelime olarak kullanımı Sigmund Freud’la başlar. Freud libidoyu, ‘bilinçli bir etkinlik boyunca genel cinsiyet enerjisinin farkında olmak şeklinde tanımlanmıştır. Libido aslında salt cinsellikle ilgili değildir. O bizim “Yaşam Enerji”mizdir. Yaşam arzumuzdur. İnsan sağlam olduğu sürece, yaşamak; yaşadığı hayattan mutlu olmak isteği aslında bu “Libido”dan kaynaklanır.

İnsanlar yaşlandıkları dönemlerde yavaş yavaş, bu yaşama isteğini de kaybederler ve dünyadan el ve eteklerini çekerler… Onları görenler de eski bir terimle,”Artık süngüsü düşmüş…” derler… libido bitti mi, insan da bir bakıma biter… Ondan sonra oturur kara kara düşünürsün… Buna göre “Libido” tüm insan etkinliklerinde can alıcı bir rol oynar… “Libido” varsa, insan vardır; yaşamaktadır, hayattan zevk almaktadır ve “Ben” varım diyebilmektedir…“Libido” düşmüşse artık o insandan pek de hayır bekleme…

İnsan “Libido”sunun yükseldiği devirlerde aşık olur; sevdiğinin çevresinde pervane olur… Rüyalar görür; onu aklından çıkaramaz… Bunlar normal duygulardır, anormal olan karşıdaki kişiyi bu duygularla rahatsız etmektir.

“Libido”nun yüksekliği veya alçaklığının bazı hormonlarımıza bağlı olduğunu söylemiştik. Bu hormonlar erkek ve kadına göre değişir. Erkekte libidoyu yaratan hormon “Testosteron” dur; kadınlarda da aynı hormon rol oynar ama daha başka hormonlar (Östrojen) ve diğer mekanizmalar işin içine girer; onun için erkek ve kadının uyarılma dereceleri birbirinden farklıdır.

Kişilerde, özellikle erkeklerde libidonun çok yüksek olması ve doyurulmaması, bunları kavgacı, savaşkan bir kimliğe büründürebileceği kanısını doğurmaktadır. O bakımdan libido zaman zaman aseksüel bir kimliğe de bürünebilir.

Her şeyi isteyen; veya olmayacak istekleri olan insanlara zaman zaman “libido’su tavan” yapmış da denir… Bunlar kendini dev aynasında görürler ve her şeyi elde edebileceklerini sanırlar.. Ama bu kolay değildir. O bakımdan “Ego=Ben” le “Libido” arasında her zaman organik bir ilişki mekanizması vardır. “Libido” arttığı zaman “Ego” da tavan yapabilir. O insanlar artık hep “Ben.. Ben.. Ben…” diye ortada gezer dururlar… Onları tanırsınız.

“Libido”da mevsimsel değişiklikler de olabilir… Özellikle  “Bahar” aylarının girişinde, “Libido” da patlamalar olabilir, kişi saldırganlaşabilir… O zaman biz ona , “Baharı başına vurmuş…” deriz… bu halk arasındaki deyimler, aslında bir çok iç olayımızı aydınlatabilir.

Bazen bazı insanlarda, temel yaşama amacının “üremek” olduğunu fark eden kişilerde, bu “Libido” olayı tavan yapmıştır, bu kişiler artık fena halde saldırganlaşır… Kediler aleminde bunlara “gürdükleşmiş” denir…(Bolu tarafında : Mırmırladı... deniyor)  Onun, yaşam felsefesinde ki açılımı “cogito ergo sum” dur..

Eğer insanlar sürekli bu duygunun ve hormonların etkisini göstererek orta yerlerde dolaşıyorlarsa, bunlar mutlaka “Libido”sunun esiri olmuşlardır; tehlikelidirler, göreni çarparlar..! Bazen de bu istek, bu yükselme, şekil değiştirir, daha insani manzaralara dönüşmeye, daha yararlı olduğu sanılan alanlara dökülmeye başlar ki, buna da “aseksüel libido” diyoruz. Bu bir “olta”dır… Aslında bu gibi davranışların altında yatay olay da “Libido” dur.

Çok kısaca, “Libido”, yaşam enerjisidir… O olmazsa “canım sıkılıyor..” der oturursun… Bazı evde kalmış kızlar,”canım sıkılıyor…” dedikçe, anaları durumu anlarlar :”Sıkı can iyidir kızım…” derler.. Tabii bu söz hiçbir şeyi tedavi etmez… Sonuçta gelen depresyon ve alınan ilaçlar da “Libido” yu daha da düşürür; insan hayattan zevk almaz olur çıkar...

Çare: doğallıktır… doğal yiyeceksin, doğal olacaksın, doğal yaşayacaksın… Taklit olsa bile… Ne yaparsın!

 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..