Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Libya neden hedefte ?

Aslına bakarsanız sadece Libya değil, bu gün başta Ortadoğu olmak üzere Afrika’nın birçok ülkesi de batı emperyalizminin saldırı tehdidi altındadır.
Zaman zaman bazıları belki çok yetersiz kaldığından, belki de istenildiği gibi bir sonuca ulaşmadığından ulus devletlere karşı yapılan saldırılara umursamaz bir tutum takınmakta ve ona yapılan saldırıları kayıtsızca izlemektedirler.
Ve tabi o bazılarının kafalarında gerçekten bir ulus devlet kavramı var mı?
O emperyalizm tarafından yıkıldığında yerine ne gelir?
Ya da bir ülkeye demokrasi nasıl gelir?
İşte o kesimin kafası bu konularda oldukça karışık olmakta, özellikle böyle uluslar arası durum söz konusu olduğunda ne yapacaklarını şaşırmakta ve zaman zaman bir uçtan diğer uca doğru kolayca savrulmaktadırlar.
Ama sanıyorum konu yavaş yavaş netleşmekte birileri tarafından görülmeyen emperyalizmin kanlı yüzü, giderek daha fazla ortaya çıkmaktadır.
Her zaman söylüyorum aslında sadece ben değil, ünlü liderlerin pek çoğu söylüyor…
Aslolan ekonomidir.
Siyaseti de, savaşı da belirleyen odur.
Hem zaten geçmişte bir lider, savaş için: “siyasetin başka araçlarla devamıdır.”dememiş miydi?
Dolayısıyla siyaseti belirleyen ekonomi…
Savaşı belirleyen siyasettir. Yani bir zincirin halkaları kadar konular birbirine bağlı bulunmaktadır.
Irak belki üzerinde en çok durulduğundan mıdır nedir, neden hedef alınmıştı?
Görünürdeki nedenleri sadece bir diktatörü yıkmak ve o ülkeye demokrasi getirmekti…
Ve ülkeye müdahale edebilmek için de kitle imha silahları gibi bir yalanı gündeme oturttular…
Çünkü…
Saddam Hüseyin iktidara gelir gelmez ülkede bulunan çok uluslu petrol tekelerini ülkeden kovuyor ve kendi milli petrol şirketlerini kuruyordu.
Ve tabi sadece petrol şirketi de değil hemen her konuda bağımsızlıkçı bir tutum sergiliyordu…
Ve emperyalizmin tüm amacı ülkeyi uluslararası pazarın bir parçası yapmaktı…
Gelelim Libya’ya…
İkinci dünya savasından sonra bölge Fransa ve İngiltere’ye bırakıldı ve Birleşmiş milletler 1949 yılında Libya’nın bağımsızlığı yönünde karar aldı.
Görüşmelerde Libya’yı 1920’lerden beri İtalya’ya karşı mücadele etmiş olan Şeyh İdris temsil etti.
1951’de Libya bağımsızlığını kazandı İdris’de ülkenin kralı oldu.
1969 yılına kadar Libya, topraklarında Amerikan üssüde bulunan, kaynakları sınırsızca ABD’nin emrinde olan bir ülkeydi…
İşte 1969 yılında Ordunun genç subaylarından Muammer Ebu Minyar Al-Kaddafi bir grup subayla darbe yaptı ve monarşi sona erdirildi.
İlk iş olarak Petrolu millileştirdi…
Üniversiteler kuruldu…
Sanayiyi çok geliştirdi…
Hatta çölün kumlarında muazzam bir tarım alanı yarattı.
Emperyalizm işte bu kendisine kapatılan pazarı açmak istiyordu…
Sonuçta bir yol bulunup açıldı…
Tüm hikâye bu…
Yani petrol!
Ne bekliyordunuz ki? 

Nusret KEBAPÇI 

 
Toplam blog
: 207
: 398
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Ben Ankara'da yaşayan kendi halinde okur yazar  bir öğretmenim...     ..