Lider olma hırsı hizipçilik getirir

İslam coğrafyasında ve dünyanın değişik yerlerinde çatışmaların ve kavgaların en büyük nedenlerinden biri de lider olma arzusudur. Bugün tüm İslam coğrafyası özellikle şimdi Suriye bunu yaşamaktadır.

Hz. Muhammed'den sonra dört Halife'nin seçimle göreve gelmesinde başlayan hizipçilik yavaş yavaş yükselerek Hz. Osman sonrasında iyice ayyuka çıkmış bir virüstür. İmam, hep ben ya da benim adamım olsun  saçmalığı bizleri bugüne getirdi.

Bu virüse yakalanan o zamanki Sultan olma sevdalıları Hz. Ali'nin karşısına nasıl ki lider olma arzusunu Hz. Osman'ın katlini bahane ederek Hz. Ali'ye karşı sinsi ve kirli bir kulis yürüttüler. Bu Kulisler sonunda büyük fitnelere ve hizipçiliklere bitmek bilmeyen kavgalara dönüştü.

Bu hastalığın tedavisi olmasına rağmen İslam coğrafyası bu tedaviyi hep görmezden gelmektedir. Çünkü "Ene"(Ben) putunu kıramayan şahıslar yeterince entellektüel, psikolojik, sosyolojik ve inançsal becerisi olmamalarından dolayı sırf iktidar ve imam olma hastalığı ile ortalığı ateşe vermekten, yıkıma uğratmaktan kendi ene putunu kıramadığı için, ceplerindeki paraya Allah'tan daha çok inandıkları için sonlar hüsrana uğramıştır.

Öyle ki, bu tipler bugün bile partilerde, cemaatlerde, gruplarda, kurum ve kuruluşlarda hep ola gelmiştir. Bunun sonucunda istişare mekanizması kırılmış, ilerlemenin önü tıkanmış ve yıkıma gidilmiştir. Çeşitli yıkıcı ve fesatçı kulisleri istişare sanmış ve bu kulisler üzerinden enelerini cepleriyle birleştirerek imam olma sevdasına takılmışlardır.

Oysa ki, imamet veya liderlik görevi istenmez, bu görevi istemek talep etmek son derece kirli ve pis bir taleptir. Liderlik veya imamet yetisine sahip olan bir insanı o topluluğun üyeleri kulisle değil ortak akıl istişare ve çaba ile belirler. Meşveret olgusu budur.

Fakat, gerek ilk dönem islam toplumunda gerekse şimdilerde çirkin kulisler hep olmuş ve herşey kapalı kapılar ardında oldu bittye getirme terbiyesizliğine uzandığı için hizipçilik ve Hariciye görüşleri çıkagelmiştir.

İnsanlar ilk dönem islam toplumlarında kendi kişisel gelişimine katkı sağlayan sahabeleri bile inkar ederek kendilerine katkı sağlayanlara kılıç sallama ve onu katletme gibi çirkin siyasetine sırf baş olma ve kulisler sebebiyle fesatla düşmüşlerdir.

Var olan her yeni yapı ve birlikte hareket etme olgusunu yıkmaya çalışanlar da bu kulis erbabıdır.

Bunu günümüzde de bolca görmekte ve kurumlar içine öbeklenen ve temizlenmeye çalışılan çeteler ve tethiş te işte bu zihniyetten beslenmektedir.

Yapılması gereken en önemli husus da kulis erbabıyla diyalog kurup yaptıklarının yanlış olduğunu hatırlatmak, bu hatırlatmadan birşey anlayamayacak durumdalarsa neşteri vurup atmak gerekir.

Zira çoğunu uyarsan da birdir uyarmasan da, çünkü yaptıkları çirkeflikler için çaldıkları bir minare kılıfı mutlaka vardır. Böyleleri hemen üste çıkıp seni alt etme terbiyesizliğine bile kalkabilir.

Adaleti, meşvereti, hakkaniyeti, kulislerin ve çirkin entrikaların arkasına atana da yapılması gereken kirli oyunlarını ortaya çıkarıp "hadi ordan" deyip sırtını dönüp gitmektir.

Bu yazı tüm hizipçi imamcılık veya lidercilik oynayanlara ve onların entrikalı kulisleri için AYRIMCI herkeze uyarıdır...