Lider yetiştirmede sıfırız

Size biraz sert gelmiş olabilir ama başlık aslında “bizden adam çıkmıyor”dan yumuşatılarak elde edilmiştir. Acı bir şekilde ekleyeyim ki, bunu bize gösteren Fransızların saçma sapan bir davranışı oldu. Yoksa Hollanda’yı da buna eklemeli miyiz? Saçma dediğimiz şey, Avrupa Birliği ülkelerinin çoğuna yayılırsa, AB saçmalığı deyip gelişmelerde rol alan ülkelerle ilişkilerimizi mi keseceğiz.

Ne olacak?

Bu gidişe müdahale edecek bir lider bulamayacak mıyız?

Ortada gerçekten traji-komik bir tablo var ve Türkiye’nin birçok eksiğinin yanına diplomatik bir varlığımızın da olmadığını gösteriyor.

Krizin ortaya çıkmasından bu yana yaşanan gelişmelere bir bakmak bunu anlamak için yeterli.

İlk olarak bu sabah radyoda dinlediklerimle başlayayım:

Fransa’nın gerçekten ülke bazında ilgisi olmayan bu konuyla ilgili kararına tepki olarak biz de Fransa’nın sömürgelerinde yaptığı katliamları öne çıkaracakmışız. Güzeel. Neyin kapısını açtığımıza bir bakalım. Osmanlı İmparatorluğu topraklarının içinde yer alan bir bölge ile sömürge toprağını karşılaştırmak dikkat çekici bir saflık. O toprakların bağımsızlığını elde ettiğinde, kurtuluş savaşı verenlerin Fransa’yı işgalci olarak nitelediğini de bir kenara yazın. Sonra bu tezleri birbirine bağlayın. Yarın öbür gün, küfredeceğimiz yeni adamlar bulmamızı sağlayacak tezi oluşturun. Ben yazmıyorum.

Bir diğer konu Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac hakkında Türklüğe hakaret bağlantılı dava açmamız. Mahkumiyet kararı çıkarırsak, Fransa Cumhurbaşkanı Türkiye’ye resmi davetli olarak geldiğinde mi içeri atacağız yoksa kırmızı bülten ile mi aratacağız. Ya da emekli olduktan sonra kazara Türkiye’ye turist olarak geldiğinde mi bileklerine kelepçe takacağız.

Bir diğer konu RTÜK’ün televizyonlarda Fransa menşeli içeriği yayınlamama tavsiyesi. Bizim aksimize, Fransızlar kendi devletine ciddi anlamda muhalefet ederler. Fransız medyası sayesinde, Paris’te iş yasasına muhalefet eden gençlerin eylemlerini ve başlarına gelenleri görebildik. Sarkozy’nin canını en fazla sıkan Fransız medyası oldu. Buna hiç sevmediğimiz global medyayı da eklemekte yarar var. Bu karar, dizilerde trafik kazasına müdahale eden ambulansın üzerindeki amblemi reklam olur diye flulaştırmak kadar hoş bir düşünüşü yansıtmaktan öteye gitmez. Ayrıca Sefiller, Fransız Devrimi’nde uçan kelleleri gösteren filmler, Paris Komünü’nün yıkılması sırasında yapılan katliamı gösteren belgelerin kaynağı Fransa değil mi?

Ne kadar büyük liderlerimiz var; ne dehşetengiz politikalar üretmişiz değil mi?

Sözel bölümlerde eğitim alanların neden sonuç ilişkisi kurmakta yetersiz olduğunu hep düşündüm. Hayatımın hiçbir döneminde onlarla fazlaca temas etmeyi de istemedim ama şu anda öyle istiyorum ki, o cepheden çıkmış doğru dürüst analiz yapan birinin zihnimi açacak iddialı bir şeyler anlatmasını; politika önermesini. Ama gördüğüm kadarıyla biz mühendislik öğrenmeye çalışırken herkes kahvede pişpirik oynuyormuş. Lider yerine idareci çıkarmamızın başka ne nedeni olabilir ki?