Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '07

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Light Çinekop

Light Çinekop
 

Sevgili H.Hüseyin Dulun, “<ı>Nasıl Kilo Verdim? İnanın Mucize Değil!”* başlıklı yazıma yapmış olduğu, kendileri gibi nazik yorumlarında; kendi dizayn ettiğim, lezzetli ama zararsız yemeklerin ayrıntılarına girmediğimi belirterek, bunları merak ettiğini vurgulamış ve bir anlamda, bana çok naif bir göndermede bulunmuşlardı.


Kendisine verdiğim cevapta da belirttim, “yemek-mutfak” kategorisinde yazmış olduğum, bu tarz yazılarım mevcut. Bundan sonra da elbette yazarız. Ama hemen sıcağı sıcağına, aynı zamanda da şu an tam mevsimi olması hasebiyle bir, diyet balık yemeği tecrübemi paylaşmak istedim. Haydi buyurun o zaman keyifle...


Eğer kilolarınıza karşı savaş açmış, bir gladyatör gibi kılıç ve zırh kuşanmış ya da sağlık nedeniyle sürekli buğulama ya da ızgara balığa talim etmek zorunda iseniz, canınız buram buram bir tava balığı çekmekte ise nice zamandır, hemen balıkçınıza koşunuz ve ısrarla kendisinden çinekop isteyiniz.


Efendim daha önce de yazdım, bu çinekop denilen deniz sakini; bizlerin, balıkların şahı olarak kabul ettiğimiz, boğazın nazlı kızı lüferimizin yavrusudur. Çinekop büyür ve lüfer olur yani bir başka deyişle. Ve içinde yaşadığımız aylar tam da çinekop zamanıdır. İstanbul Boğazı, çinekop kaynar şimdi. Akın akın, Sarayburnu-Sarıyer, Bostancı-Beykoz gider gider gelirler.


Anası babası gibi büyüdüğünde muhteşem ızgarası olur ama bu çağlarda çinekop; ne yağda yapılacak kadar yağsız, ne de ızgaraya gelecek kadar yağlanmış haldedir. Az yağlı, dolayısıyla diyet yapan tavacılar için ideal bir özelliktedir.


Efendim, mümkün olan en iri çinekopları, dalından çiçek koparır gibi, balıkçınızın tezgahından itina ile seçiniz. Bir güzel temizlendikten sonra bol mısır unu içine bulayıp, sodyumu alınmış tuzunu da ilave ediniz.


İşte olay burada kopuyor. Yanmaz teflon tabanlı tavanıza çok az sıvı yağ döküp, kısa süre sonra o yağı da bir küçük çay tabağına tekrar boşaltınız. Ve sadece tavanın tabanına bulaşıp kalmış yağda, iyice kızmış tavanıza balıklarınızı koyunuz. Her iki tarafını da nar gibi kızartınız ama balığınızı sakın ola ki kurutmayınız. Fazla pişirilmekten kurumuş balık yemek, kılçık yemekle eşdeğerdir nezdimde.


Arzu ederseniz mısır ununun içine acı kırmızı pul biber, fesleğen, melisa, dövülmüş defne yaprağı gibi aromatik baharat motifleri nakşedebilirsiniz. Daha da bir tadından yenmez olur. Yanına da buz gibi bir acılı Tarsus şalgam suyu açabilirsiniz. Bira ya da rakı -maalesef ki- diyet yemeği olarak yaptığımız için asıl mevzuu bozar. Ama ne yalan söyleyeyim, balığın en güzel eşlikçisi buz gibi bir bira ya da süt beyazı rakıdır. “Off the record” efendim.


Gördüğünüz gibi eser miktarda bir yağ ilavesi ile mis gibi balık tavanız hazır. Yanında ekmek de yemez, sadece bol marul salatasına talim ederseniz, bundan iyisi can sağlığı demekten başka bir şey kalmaz geriye.


* http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=76818


@Geçen sene bugün “Prof.Dr.Atilla Yayla Hocamdı”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=14579


@Geçen sene bugün “Aşk Oyunu 3-5-2 Sisteminde Oynanır”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=14607

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..