Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '10

 
Kategori
Futbol
 

Ligimiz gerçekten kaliteden yoksun mu?

Ligimiz gerçekten kaliteden yoksun mu?
 

Hani yıllardır güzide yorumcularımızın dillerine pelesenk olmuş bir söz vardır ya ; "Ligimizin kaltiesi çok düşük", acaba bu klişe söz öbeği gerçekleri ne kadar yansıtıyor diyerek kendi çapımda ufak bir araştırma yaptım, biraz da kendi görüşlerimle harmanladım... Bakalım aslında durum neymiş...
Bugünkü adıyla Süper Lig yıllardır muadili avrupa liglerinin kalitesinin çok çok altında kaldığı iddası ile yerden yere vuruldu. Söz konusu ligler malumunuz üzerine La Liga (İspanya), BundesLiga (Almanya) , Seri A (İtalya), Premier League (İngiltere). 2009-2010 sezonunun ilk 17 maçını baz alarak karşılaştırmaya başlayalım...

İngiltere'de ilk yarı itibari ile maç başına gol ortalaması 2, 73 , bu ortalama İtalya için 2, 57 , Almanya için 2, 74 , İspanya için 2, 69. Turkcell Süper ligin gol ortalması ise maç başına 2, 65. Yine İngiltere liginde maçların üst (3 gol ve üzeri) bitme oranı %55 iken bu oran Almanya'da %52, İtalya'da %47, İspanya'da %50 iken ülkemizde %56. Bu tarzdan istatistikler pek çok yorumcu ve futbolsever için ligin kalitesini belirlemede yetersiz görüldüğü için birde detay istatistiklerine bakalım istedim...

Daha fazla sayılarla tahammül sınırlarınızı zorlamamak için direk karşılaştırma sonuçlarını sunmak daha makül sanırım. Golle ilgili istatistikleri bir kenara itip futbolun detay istatistiklerine baktığımızda da durum çok fazla farklı değil aslında. Turkcell Süper Ligin olumlu pas yüzdesi, topun oyunda kalma süresi, girilen gol pozisyonları gibi detay istatistiklerde de bu 4 büyük ligden geri kalır bir yanı olmadığı gibi Almanya ve İtalya ligine kıyasla oldukça iyi.

İstatistikleri kalite ölçütü olarak değerlendirmeyenler için birde oyun açısından bakalım. Hemen en yakın tarihli iki maç üzerinden bakıyorum. Ligin son maçlarından G.Birliği-Galatasaray maçı gerçekten hem seyir zevki hem de futbol kalitesi itibariyle çok hoştu. Tabi bu hoşluğa ancak maçın 90 dakikasını seyretmiiş olabilenler vakıf olabiliyorlar. 3 dakikalık özet görüntüler ne maçların kalitesi ne de oynanan oyun hakkında gerçek fikir oluşturmak için yeterli. Ama malesef mevzubahis yorumcularımızın ve futbolseverlerin çoğu yorum ve görüşlerini bu 3 dakikalık özetler üzerinden yürüttüğü için gerçeklere çok uzak kalıyorlar. Neyse birde geçen gün oynanan Juventus-Milan maçına bakalım ; skor 3-0 ama ben bi ara maçın ortalarında uyuyakalmışım...Yaklaşık 15 yıldır 4 büyüklerin maçlarını seyrediyorum ama ligimizde bu Juventus-Milan maçı kadar berbat bir derbi seyrettiğimi hatırlamıyorum.


Peki neden? Malesef toplumumuzun büyük bir kısmında ve bunun paralelinde spor medyamızda -İttihat ve Terakkiden kalma olduğunu düşündüğüm- aşırı bir yabancı hayranlığı var. Hatta pek çoğu bunu dile getirmekten çekinmiyor. Daha geçen gün hatırı sayılır yorumcularımızdan biri Messi için "ilah" dedi. Hayretler içinde kaldım. Süper Yetenek, dünyanın en iyisi felan dersin de İLAH ne demek yahu...

Avrupalı "elin kartalından benim kargam daha evladır" mantığıyla elindeki kargayı bile bizlere kartal olarak pazarlarken, bizler kendi kartalımız dururken başkalarının kargalarının peşinden koşmaya devam ettiğimiz sürece bazı klişeler daha yıllar boyu değişmeden kalacak gibi görünüyor.

 
Toplam blog
: 4
: 647
Kayıt tarihi
: 19.02.07
 
 

Özel bir firmada gıda mühendisi olarak çalışmaktayım. 23 yaşındayım ve Kahramanmaraş'ta ikamet ediyo..