Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '16

 
Kategori
Futbol
 

LİGTV’nin tutumu ve sorumluluğu

Bundan sonra, bundan önce…
 
Bir cümle, bunlardan hangisiyle başlarsa başlasın, devamında her iki durumun da bir daha öyle olmayacağını, dolayısıyla bir eksikliğin olduğunu kabullenmeyi anlatır. Böylesi durumlarda kabullenmek, adı konmamış “özür”dür. Sonrası ise, ne ölçüde içten/ tutarlı olunup olunmadığını gösterecektir.
 
İşte size, “bundan sonra”yla başlayan bir cümle:
 
“Bundan sonra tartışmalı ne kadar karar varsa, hepsini arka arkaya bağlayacağız. Kaç açıdan varsa, hepsini bağlayacağız. Ağır çekimini de vereceğiz.” 
 
LİGTV, Maraton dendi mi akla gelen “tek isim”, Şansal Büyüka’dır. 
 
Şansal Bey, 17 Aralık’ta “Biz, şöyle bir şey yapmaya karar verdik, bunu anonslamadan yapmak istemedik.” dedikten sonra böyle dedi.  
 
(“Bundan sonra”dan gelenler, bunların daha önce olmadığının itirafıdır. Çünkü daha önce yapılmayanların “bundan sonra” yapılacağı söyleniyor.)
 
Dizilerdeki  gibi, rol gereği anlaması “ağır” olanların daha iyi anlaması için Şansal Bey’in dediklerini, “bundan önce” neler olmuş, sorusunun yanıtı olarak maddeleştirelim:
 
Tartışmalı hakem kararlarıyla ilgili pozisyonlardan kimileri gizlendi.
 
Pozisyonların tüm açıları elde olmasına karşın, işe gelenler gösterildi.
 
Kimi pozisyonların ağır çekimleri verilmeyerek, farklı bir algı oluşturuldu.
 
İzlenen yol, kimilerini kolladı, kimilerini haksız gösterdi.
 
Yani, sonuç?
 
Adını siz koyun!.
 
*****
 
Görüntülerin, açıklandığı gibi verilmesi yeter mi?
 
Yanıt, “Yetmez ama evet” olsa da, sorun, “bundan sonra” diyerek, sadece görüntüleri vermekle bitmiyor. Başka yapılması gerekenler de vardır. Onlar yapılmadığı sürece sorun bitmez. LİGTV adına ağızdan, klavyeden çıkan her “laf”, “bundan önce”kilerini sürdürme biçiminde olursa, hiçbir şey değişmez. 
 
Kuşkusuz, görüntülerin verilmesi önemli, ama en önemlisi, o görüntülerin adamına/ takımına göre, tribündeki taraftar gözüyle yorumlanmamasıdır. Zaten böylesi yorumları yapanların tavrı, futbolseverleri çileden çıkarıyor. Oysa yapılması gereken, beklenen, yorumcu kimliğiyle ekranlara çıkanların, orada hangi konumda olduklarını düşünerek konuşmalarıdır. Eleştirel bakışa kimsenin itirazı olamaz. Ayrıca, kimse, eleştiri yapılmasın, bir tarafın hoşuna gitmeyecek görüntüler verilmesin deme hakkına sahip değildir.
 
Niye LİGTV de, öbürleri değil?
 
Sorunun yanıtı çok basit: Bir başka kanalda, taraftar gözüyle bakış, çarpıtma, hoş görülebilir. Ama aynı tavır, LİGTV’nin yanında TRT'de de olamaz, olmamalı. Çünkü LİGTV abone sistemi üzerine kurulu, TRT ise “millet”ten alınan vergilerle ayakta. Bu bakımdan ölçüyü kaçırmak, dolayısıyla belli bir kesimi korurken bir başkasına zarar verecek izlenim uyandırmak, sonuçta o kuruma/ kuruluşa zarar verir. 
 
*****
 
Sorumluluk, kimi ellerde sorumsuzluk olur çıkar. 
 
Sorumluluk verilenler, çayıra salınmış misali başıboş bırakılırsa, olanların önü alınamaz; olacaklara davetiye çıkartılmış olur. “O yaptı bir şey olmadı” anlayışı, “ben de denesem bir” diyenlere kapı açar. Herkesin örneği, ayrıntıda farklı da olsa, sonuçta benzerdir. Sözgelimi, “yorumculuk”a terfi eden bir “eski topçu”, skorundan hoşlanmadığı bir maç için, 29. dakikadan sonra o maçı alıcı gözle izlemediğini söylüyor ve konuşmayı sürdürüyorsa, buna “sorumlu yayıncılık” demenmesi mümkün mü?
 
Son söz:
 
“Bundan sonra”, bütün tartışmalı sayılan kararlarla ilgili görüntülerin verilmesine ek olarak, “yorum” adı altında ağızlardan çıkanlara da özen gösterilmeli.
 
 
https://www.facebook.com/turgutcelik
https://twitter.com/#!/turgutcelik
turgutce@yandex.com
 
 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..