Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '06

 
Kategori
Eğitim
 

Lisansüstü eğitim neden gerekli?

Yükseklisans eğitimini henüz tamamlamış bir mezun olarak çok uzun bir zamandır cevabını aradığım bir soru var. Lisansüstü eğitim ne için yapılır? Bir iletişim fakültesi mezunu olarak akademik kariyer yapmak adına başlamıştım lisansüstü eğitimime. Ancak zamanla bu eğitimin tek başına sırf aile desteğiyle yapılamayacağını bizzat yaşayarak öğrendim. Maddi olarak öylesine zorlanıyor ki öğrenci. Okuması gereken kitaplar var, dergi ve yayınları takip etmek zorunda. Kütüphaneler bir yere kadar size çözüm olabiliyor. Sonra yavaş yavaş iş kaygısı sarıyor sizi. Akademisyenlik olanağınız yoksa, geleceğe dair sorular sormaya başlıyorsunuz.

Yükseklisansı neden yapıyorum? Bana ne katkısı var? Çevremde kimi arkadaşlarım bunu kendilerini bilimsel anlamda disipline etmek, kimileri çalıştığı kurumda kadro almak ve kimi de ilerde başvuracağı iş ilanları için iyi bir cv doldurmak adına yapıyor bu işi. Oysa ki yükseklisans yapmada temel amaç nedir? Tüm bu seçenekler yükseklisans yapmada temel amaçlar mıdır? Ülkemizde lisans eğitimleri üzerine master yapmış ve hala iş bulma umuduyla bekleyen binlerce işsiz varken master aslında hangi boşluğu dolduruyor? Gerçekten gerekli mi, hangi alanlarda yapılması daha çok işe yarıyor? Bu sorular uzar gider.

Eğitim sistemimizde yaşanan birçok sorunu tartışaduralım kötü bir sistemde okuyarak üstüne master yapma derdine düşen binlerce belki milyonlarca üniversiteli aslında bir mucizeye kalkışmıyor mu ne dersiniz? ÖSS adıyla uygulanan üniversiteye giriş sınav sistemi içerik ve uygulamadaki eksiklikleri, yerleştirmede yapılan hataları ve sonuçları açısından hemen her yönüyle eleştirilirken lisansüstü eğitim, temeli bozuk bir binaya kat çıkmak gibi bir şey olsa gerek. Bu bina elbet biryerlerden fire verecek ve sonuçta çökecektir.

Aslına bakılırsa lisans eğitimlerini çok iyi kurumlarda tamamlayan öğrenciler iş bulmakta ya da yurtdışında master yapmaktalar. Daha sonrası da beyin göçü dediğimiz iyi yetişmiş donanımlı bireylerimizin yurtdışına gitmesi ile sonlanmakta. Bir yerlerde yanlış yapılıyor. Eğitim sistemimiz kan kaybediyor.Gerek lisans gerek lisansüstü eğitimde kaliteli, yaratıcı ve yeterli bir bilgi akışı sağlanmıyor. Bu da o eğitimi alan bireylerin yaratmaktan ziyade varolan örnekleri taklit etmesine neden oluyor.

Ülkemizde iş hayatında artık üniversite mezunu olmanın bir vasıf sayılmadığını lisansüstü eğitimin, dilin ve iş deneyiminin farklılık yarattığını ve diğer rakiplerden bizleri bir adım öne çıkardığını düşünürsek, azla yetinmenin yanlışlığını daha iyi algılarız diye düşünüyorum. Yaşadığımız ülkenin eğitim anlamında sunduğu olanakları kullanma biçimimiz bizim geleceğimizi de belirliyor. O nedenle kanımca master ya da doktora yaparken hedefimiz şu olmalı; ben bir akademisyen olarak bilimsel hayata ürettiklerimle hizmet etmek mi istiyorum yoksa lisansüstü eğitimi iş hayatımda rakiplerim karşısında beni daha ayrıcalıklı bir konuma getirmesi için mi yapıyorum? Tüm mesele burada düğümleniyor.Bu hayati kararı veren bir üniversite mezunu hayatının da kararını vermiş olacaktır diye düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 5
: 3814
Kayıt tarihi
: 16.06.06
 
 

Ankara Üniversitesi İletişim Fak. mezunuyum. Halkla İlişkiler dalında aynı üniversitede yükseklisans..