Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '13

 
Kategori
Öykü
 

Lola

Tahmin ettiğim gibi marinada Lola ile karşılaştım. Bu karşılaşma gerçekten de iyi bir tesadüf olmuştu. Yoksa geçen seferki yaşananları beynimin bana oynadığı şizofren düşüncelerden oluşan bir yanılsama olduğunu zannedip duracaktım. Lola beni görünce kaşlarını kaldırıp gülümsedi. Ben de ona aynı şekilde gülümsedim. Birbirimize tamamen yaklaşınca, ben elimi uzatmışken o elimi es geçip dudaklarını dudaklarıma götürdü, şaşaladım kaldım. Mermerden yapılmış bir heykel gibi donakaldım. Kalbim mi durmuştu yoksa zaman mı durmuştu belli değildi. İşaret parmağımın ucuyla eğer göğsüme dokunup dürtmeseydi beni sonsuza kadar orada öylece kalabilirdim. Ben yeniden canlanınca el ele tutuşup azmakbaşı tarafına doğru yürüdük. Çat pat öğrendiği türkçe kelimelerle konuşmaya çalışıyordu. Bu jestinden etkilenmediğimi söylesem yalan olurdu. Onun bu tavrında zaten beni etkilemek için olduğunu anlamış ama çaktırmamıştım. Çok hoşuma gittiğini ona beden diliyle anlatmaya çalıştım, daha da anlamamış olma ihtimalini göz önünde bulundurarak dudaklarını öpmeye teşebbüs ettim ve öptüm tekrardan. Sanki geçen gün deliler gibi sevişen biz değilmişiz gibi bir yabancılık çekiyordum. Yine de içimde engelleyemediğim, bir türlü gem vuramadığım bir arzuyla onu sürekli öpmem dürtüsü beni itekleyip duruyordu. Bu ilk cüretimden sonra, biyere oturana, oturup güneşi batırana, bişeyler içip hava iyicene kararana kadar kaç kez daha onu öptüğümü hatırlamıyordum. Neresine denk gelirse onu öpüyordum. Dudağını, yanağını, elmacık kemiklerini, alnını, gözlerini, burnunu, tekrar dudaklarını, çenesini, kulak memesini, boynunu, saçlarını ve bir kez daha dudaklarını öpüyordum. Kendimi durduramıyordum, hep ama hep öpmek, hatta ısırıp yemek istiyordum bu tatlılığı bir vampir iştahıyla. Bu ne güçlü karşı koyulmaz bir içgüdüydü tanrım! Sevişmeden dinmeyecekti, bunu çok iyi biliyordum. İkinci içkilerimizi içtikten sonra ona bana gelmesini teklif ettim. Ne dediğimi tam anlamamış gibi baktı. Bunun üzerine tüm tiyatral yeteneğimi kullanarak, sanki sessiz sinema oynuyormuş gibi ona olan davetimi anlatmayı başardım. Anladığındaysa ağzını kocaman açarak gülmeye başladı. Dişleri bembeyaz ve çok tatlıydı. O kocaman açtığı ağzını öpmeden duramadım tabi ki. Bana otele gitmezse sorun olup olmayacağını ima etti. Sorun olmaz dedim, hatta otelini arayıp bu konuda bilgi verebileceğimi söyledim. Hatta hemen cep telefonumu çıkartıp ondan otelin kartvizitini istedim. Cüzdanından kartviziti çıkartıp bana uzattı, ben de numarayı aradım. Resepsiyona gereken açıklamayı zor da olsa yapabildikten sonra artık Lola’yı kolundan tutup kaldırdım. Kalkıp birlikte hesabı ödedikten sonra belime sarıldı. Ben de onun boynundan sarıldım. Saçlarını öpe öpe otogara doğru yürüdük. Güvercinlik'e gitmemize sadece bir minibüs mesafesi kadar yakındık artık..

Halikarnas Şarapçısı

'şarapsal hikayeler serisi'

 
Toplam blog
: 149
: 284
Kayıt tarihi
: 03.05.11
 
 

1987 Bandırma'da doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. Araştırma, Ban..