Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '11

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Londra - Birleşik Krallık

Londra - Birleşik Krallık
 

12 Ocak 2011 Çarşamba

Bağlantı
Gri Şehir Londra





Sevgili Dostlar;

Çok uzun zamandır yazma fırsatı bulamadım ama yazılarınızı sürekli takip ettim. Son 10 aydır Londra da yaşamaktayım ve artık Londra ile alakalı birşeyler yazmanın vakti geldi diyerek bilgisayarın başına geçtim. Master yapmak için işi gücü bıraktım ve Londra nın yollarını tuttum tam on ay önce.Gelmeden önce Londra ile alakalı birçok araştırma yapmıştım ve heyecandan ölecektim. Birincisi ilk defa Londra ya gelişimdi ikincisi ise her zaman merak ettiğim ve gerek mimarisi gerekse yaşam tarzıyla beni cezbeden önemli metropollerden birisi olmasıydı. Londra yolculuğumuza başlayalım.

Öncelikle Londra 6 milyonu aşkın nüfusu ile Avrupa nın en önemli metropolü olma özelliğini hala ve kendinden emin bir biçimde koruyor. Burada dünyanın her yanından gelmiş insanları görebilirsiniz. Yani Londra nın dışındaki şehirler için aynı şeyi söyleyemem ama buraya küçük dünya desek herhalde abartmış olmayız. Londra mimarisi ve yeşilliği ile bir başkentin, bir metropolün nasıl olması gerektiği konusunda bize adeta ders vermekte. Şehirde yüksek apartmanların sayısı yok denecek kadar az ve genelde evler şehir merkezi ya da şehir dışı farketmeden üç katı geçmemekte.Her semtte inanılmaz büyüklükte parklar ve oyun alanları mevcut.Özellikle Londra nın merkezi dediğimiz Zone 1 de devasa büyüklükte altı adet park bulunmakta. Bunlar ünlü Hyde Park, Green Park, St.James's Park, Regent's Park, Holland Park ve Kensington Gardens. Bu parkların hepsinin yüz ölçümü İstanbul daki bir ilçenin büyüklüğüne neredeyse eşit desek fazla abartmış olmayız herhalde. İnsanlar günün her saatinde bu parklarda spor yapmakta ve stres atmaktalar tabi ki parklarda ki göllerde bulunan kuğuları ve değişik kuşları da söylemeden geçemeyeceğim. Şehrin merkezi de dahil olmak üzere her yerinde ağaçlar ve yeşillik alanlar çok fazla olduğu için binlerce sincap ve tilki görmek mümkün. Tilkiler gece olunca şehrin her tarafında cirit atıyorlar haberiniz olsun.Birgün gece yarısı sokakta tam beş tane tilki ile karşılaşınca kendi kendime herhalde rüya falan görüyorum demiştim. Taki kaldığım evin bahçesine gelen tilkilere yemek verinceye kadar. Ben şimdiye kadar insanlara saldırdıklarını duymadım ama dikkatli olmakta fayda var. Bunları şu yüzden anlatıyorum. Burada hayvanlara inanılmaz bir saygı var kimse onları rahatsız etmediği için insanlarla son derece barışıklar. Mesela parkta bir sincabı elinizle besleyebilirsiniz. Neyse hayvanlara takıldım kaldım.
Londra kalabalık olmasına rağmen şehir içi ve şehir dışı ulaşım inanılmaz bir düzen içerisinde işliyor.Şehirdeki metro ağı o kadar iyi planlanmış ki her tarafa bu ağ ile ulaşabilirsiniz.Hemen bir dip not sunayım 1908 deki Londra Metrosu İstanbul un şuan da ki metrosundan bile daha büyükmüş içler acısı değil mi? Tabi şehir içi ulaşımda dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olduğunu da göz önünde bulundurmak lazım. Londra da dikkatimi çeken önemli ulaşım araçlarından bir tanesi de bisiklet. Yollarda bisikletlilere o kadar büyük saygı varki sanki motorlu araç muamelesi görmekteler.Ayrıca halkın büyük bölümü ulaşımda bisikleti tercih etmekte.Yani birgün yolda belediye başkanını yada bir şirkette üst düzey bir yöneticiyi bile takım elbisesini giymiş ve bisikletine atlamış işe giderken görebilirsiniz. Şaka değil. Paris te gördüğüm gibi heryerde belediyeye ait bisikletler de bulunmakta.Eğer yazın tatile geldiyseniz mutlaka bir tane kiralayın ve şehrin tadını çıkarın.

Londra da hayat çekici gözükmesine rağmen zor. Bir kere yaz dahil olmak üzere her zaman yağış var kışı saymıyorum zaten şu aralar donmaktayız. Burada insanlar her dakika hava durumunu takip etmekte ve yaz da dahil olmak üzere çantalarının bir köşesinde mutlaka şemsiye bulundurmaktalar bu oldukça önemli bir not sabahları havada bir tek bulut yok tshirt ümü giyer çıkarım demeyin hemen birkaç saat sonra amiyane tabirle sucuk gibi olabilirsiniz. Şehirde alışveriş yapabileceğiniz yerleri saymak istemiyorum çünkü heryer mağaza dolu zaten istemesenizde göreceksiniz ama kültürel aktiviteler de bulunmak isterseniz tiyatrolar ve müzikaller şehri diyebilirim. Piccadily Circus ve Leicester Square civarında onlarca tiyatro salonu var.Hergün ünlü müzikalleri izleme şansı bulabilirsiniz. Tabi ki Londra nın müzelerini gezmeden dönmek yanlış olur British Museum, Science Museum, Natioanal Gallery, Tate Modern, Madam Tussauds ve Victoria and Albert Museum bunların başlıcaları. Müzelere giriş ücretsiz ancak sadece Madam Tussauds a giriş 25 pound civarında burada dünyadaki tüm ünlülerin bal mumu heykellerini bulabilirsiniz.Big Ben ve parlamento binasını gezebilir ve hemen karşısında ki London Eye a binerek şehri tepeden görme imkanı yakalayabilirsiniz.Londra her sokağı ve her caddesi ile görülmeye ve gezilmeye değer bir şehir, bir başkentin bir metropolün nasıl olması gerektiği konusunda bize adeta bir ders vermekte.(Gezilmesi ve görülmesi gereken yerleri şehir bilgilerinde detaylı olarak yazdım.)

Yemek konusuna gelince hepinizinde bildiği üzere İngilizler in yemek kültürü fish and chips ten öteye geçmiyor yani adamların mutfağı diye birşey yok.Dur Londra ya geldik güzel İngiliz yemeklerinden yiyelim derseniz hayal kırıklığı yaşarsınız baştan söyleyeyim.Burada insanların evde yemek yapma gibi bir derdi yok neredeyse herkes yemeğini dışarıda yemekte ve bu yüzden de gıda sektörü inanılmaz bir hareket halinde bulunmakta.Şehrin her köşesinde dünyanın her tadını, lezzetini bulmanız mümkün.Çin, İtalyan, Türk, Hindistan, Yunan, Orta Doğu, Güney Amerika lezzetleri ve daha sayamadığım nicesi burada mevcut. Hemen söyleyeyim bizim kebap ve dönerimizde meşhurlukta başıçekenlerden insanlar bayılıyolar ama bir yabancıyla tanıştığımda ooo siz sürekli kebap yiyiyorsunuz değil mi demesi ve her seferinde benim aynı cevabı vermem insana gına gelmesine ayrı bir boyut kazandırıyor. Artık yoruldum ve evet biz sabah, akşam hep kebap yeriz diyerek durumu geçiştiriyorum.


Piccadilly Circus


Trafalgar Square


London Eye


Big Ben ve Parlamento Binası


Tower Bridge


Buckingham Palace

Değişik sokak gösterileri ya da açık pazarları gezmek ve hediyelik eşya satın almak isterseniz gideceğiniz en güzel yerler Covent Garden ve Notting Hill filminin çekildiği cadde olan Portobello Road tur.


Covent Garden


Covent Garden


Johny Depp e o kadar benziyor ki gerçeği zannedebilirsiniz...


Covent Garden Market


Notting Hill

Tabi ki St.Paul kathedrali ve Gherkin Binası da görülmesi gereken yerlerden başlıcaları.Tabi resimler cep telefonu ile çekildiğinden yan çıkmış pardon.



Gherkin Binası


St.Paul's Cathedral


Londra nın simgelerinden biri olan telefon kulübeleri...


Ve tabi ki Black Cab ler...


Piccadilly Circus


Hyde Park


Hyde Park

Neyse lafı fazla uzatmadan ve en önemli şeyi unutmadan yazıma bir son vereyim.Biliyorsunuz İngilizler de Pub Kültürü son derece öenmlidir ve publara 18 yaşından 80 yaşına kadar birçok insan gider ve her yaş grubu aynı ortamda birbirlerini rahatsız etmeden içkilerini içer ve muhabbetlerini ederler.Açılımı Public House dur.Burada kuracağınız arkadaşlıkları ve soğuk soğuk içeceğiniz mükemmel biraları bir hayal edin ya da bu hayali gerçekleştirmiş olanlar için söylüyorum. Cheers Mate...:))) Şaka bir yana Londra gezilmesi ve görülmesi gereken bir şehir. Şiddetle tavsiye olunur.Ayrıca yardımcı olacağını düşündüğüm bir iki dipnot ile yazımı sonlandırayım.Londra ya bir iki saat uzaklıkta ve görülmesi gereken yerler Oxford City, Stonhenge, Cambridge City ve Salisbury Katedrali nin olduğu Salisbury City dir.Londra nın kuzeyinde Harringay ve Wood Green taraflarında birçok Türk yaşamaktadır canınız ne isterse vatanımıza dair orada bulabilirsiniz ama ben olsam gitmem çünkü Londra ya gelip kendinizi Türkiye de bulunca bir jet lag yaşayabilirsiniz.

Yazımı zahmet edip okuduğunuz için teşekkürler.Başka bir yazı da görüşmek üzere.Hoşçakalın...


http://www.binrota.com/PageDetail.aspx?PageID=29578 

 
Toplam blog
: 24
: 1081
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

Okur - yazar, dört işleme hakim, büyük - küçük tüm ünlülerle uyumlu ..