Loto oynamadan mutlaka okuyun

Bu işin formülünü, kısa yoldan köşe dönmenin sırrını falan veriyorum dersem yalanın kuyruklusu olur. Tam aksine bu işin ne kadar da zor olduğunu anlatmaya çalışan iki, enteresan örnek aktarmak istemekteyim.

Efendim, bu çalışma Amerika’da yapılmış. Her gün milyonlarca kişinin oynadığı loto ya da piyango oyunlarında, büyük ikramiyeyi kazanma ihtimaliniz; sadece elli beş milyonda bir olasılıkmış. Bizde de durum pek farklı değildir sanıyorum.

Elbette ki bu ikramiyeleri kazanan birileri var. Hani şu, banka müdürlerini Piyango idaresine gönderip, kendileri arazi olan vatandaşlar. Belki bu yazıyı okuyanlar içinde bile vardır. Elma dersem çıksın armut dersem çıkmasın, olur mu?

Peki bu çok kısmetli insanlardan biri olabilme olasılığımız olan elli beş milyonda bir ihtimal ne demek? Başka türlü nasıl ifade edilebilir? Sıkı durun, geliyor.

Efendim, yaşamınız süresince, o çok sevdiğiniz kafacağınıza hiç yıldırım düştü mü? Benim düşmedi vallahi. Bir tek tecrübe de değil kastettiğim. Üzerinize tam kırk defa yıldırım düşmesi ve tabi bunlardan en az otuz dokuzundan canlı kurtulma olasılığınız ile lotoyu kazanma ihtimaliniz aynı. Ölme eşeğim ölme, paratonersiz yerde gezme.

Ya da hiç uçak kazası yaptınız mı? Bu soruma muhatap olduğunuza göre, bu kazadan kurtuldunuz mu? Sizi bilmem ama ben yapmadım. İşte dostlar, bu lotoyu kazanma ihtimaliniz ile yirmi defa uçak kazası yapma ve bunlardan kurtulabilme olasılığınız tamı tamına eş değer. “El insaf” derler, adam olana kardeşim, “el insaf”.

Matematik biliminin derin dünyası ve “Etkileme Sanatı”nda, Kevin Hogan böyle diyorlar.

Ben de diyorum ki; eğer bir loto kuponu, size, deryalar genişliğinde, uçsuz bucaksız bir hayaller ülkesi yaratacaksa, e ne duruyorsunuz oynayın o zaman. Ama kazanamayınca üzülmek yok, anlaştık mı?