Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '07

 
Kategori
Eğitim
 

Loto sonucu bekler gibi karne beklemek

Loto sonucu bekler gibi karne beklemek
 

Malumunuz, ilköğretim okullarımız ve liselerimizde yarı yıl tatili yaşanmakta bugünlerde. Geçtiğimiz günlerde ise ülke çapında, yine bir dolu tarji-komik karne olayı yaşandı. Karne sahteciliğini profesyonel bir uğraşa dönüştürmüş, sosyal arıza tipler peydahlandı, gazetelerin üçüncü sayfalarında çarşaf çarşaf. Ve karnesinde kırık getirmiş çocuğunun, hakkını avucuna veren, duyarlı(!) ve bilinçli(!) ana-babalar tabi her zamanki gibi. Durumu intihara kadar götüren yavrucaklar ise içimizin derin ve dinmeyen yarası.

Eski bir şarkının çarpıcı sözleri gelir aklıma bu tip konuları düşünürken: "Yargılayıcılarımı yargıla!" O küçücük yürekler, o ilk gençliğini yaşamaktan nefes nefese kalmış, isyankar, ergen beyinler aklıma geliverir. Tıpkı bir zamanlar ki ben, tıpkı bir zamanlar ki biz, hepimiz. Dalgalanmadan durulan var mı aranızda efendim?

Bilinçli bir anne ve baba, çocuğunun yarı yıl ya da yıl sonunda getirdiği karneden şok olmayan anne-babadır. Bütün bir öğretim dönemi boyunca "saldım çayıra, mevlam kayıra" şeklinde yavrusuyla ilgilenmeyip, derdiyle hemdert, sıkıntısı ile hemhal olmayıp, önüne gelen karnedeki başarısız sonuçları görünce de uzaylı görmüş gibi şaşkın tepkiler vermek; olsa olsa cühela eblehliği olur.

Yavrunuza acıyınız. "Bizim zamanımızda bizimle ilgilenen mi vardı, kendi kendimize okuduk, böyle bir şey mi gördük anamızdan, atamızdan?" gibi saçma-sapan garabet düşüncelerinizden sıyrılınız. Bütün bir yıl boyunca, bir kez olsun çocuğunun durumunu konuşmaya okuluna gitmemiş, öğretmeni ile temas kurmamış, yavrusu ile oturup karşılıklı iki çift laf etmemiş ana-babaların; çocuklarının karnesindeki kırık notlar için söyleyebilecekleri bir tek söz vardır: Eyvah, ben ne yaptım? Alın o kırık notları ve yürek kıvrımlarınıza, acıtarak sokun efendim. Yavrunuzdan daha çok size yakışacaktır emin olun.

Bir çocuğun hassas kalbinin ve bir ergenin deli taylar gibi fışkıran kontrolsüz gücünün, lütfen farkına varın. Bunu, kendiniz ve yavrunuz için yapın. Hep soru soran ve eleştiren olmayın. Biraz da siz verin bakalım onlara bir şeyleri. "Zaten saçımızı süpürge ediyoruz, doğurduk, besledik, giydirdik, yıkadık, sırtını pek, karnını tok ettik, daha ne yapalım, daha ne vermesinden bahsediyorsun" diyen haykırışlarınızı duyar gibiyim. Sevgi efendim, ilgi ve sürekli şefkat. Onorize etme, onunla gurur duyduğumuzu belli etme ve hatasıyla ve sevabıyla sevdiğimizi hissettirme. Omzuna dokunduğunuz bir el, yanağına konan bir öpücük, birlikte ağlayıp, birlikte gülmek, yaşamak birlikte...

Onlar, çocuklarımız, gençlerimiz; kendi hallerine bırakamayacağımız kadar değerliler. Ama sadece pasaport kontrolü yapar gibi karne inceleyerek değil tabi. Bir arkadaşları olarak, bir sırdaşları, yoldaşları, kader ortakları olarak onlarla paylaşmalıyız hayatlarımızı.

Ne dersiniz, çok mu zor ya da gereksiz?

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..