Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '16

 
Kategori
Tarih
 

Lozan Antlaşması'nın gizli maddeleri

Hepimiz biliriz. Bir şey alıp sattığımızda karşılıklı antlaşmalar yaparız. Mesela bir araba alım satımında, bir ev kiralanmasında bazı belgeler imzalarız. Bu belgelerin gizlisi saklısı, gizli maddeleri falan yoktur. Ek bir protokolü varsa o da sözleşmeye atıfta bulunarak şu tarihli sözleşmenin ekidir diye belirtiriz. 
 
Kaldı ki uluslararası bir antlaşma söz konusu ise daha kapsamlı bir belge olması gerekmez mi? Üstelik bu belge 11 ülke temsilcisi tarafından imzalanıyorsa.. 100 yıla yakın zaman geçmiş şimdiye kadar her şey ortaya çıkardı. Resimde pek çok kişi görülmektedir. Bu kadar kişiden hiç kimse çıkıp da bu antlaşmanın gizli maddeleri vardır dememiş. 
 
Lozan Antlaşması 24 Temmuz 1923 tarihinde antlaşmanın muhatabı kabul edilen 11 ülke tarafından imzalanmış, 6 Ağustos 1924 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. 
 
Hemen belirtmekte yarar var: “Amerika bu antlaşmayı kabul etmemiş ve imzalamamıştır. Bu nedenle bu antlaşma geçersizdir. Amerika kabul etmediğinden bu antlaşma 2023 te yeniden görüşülecek ve değiştirilecek” deniliyor. Amerika bu antlaşmanın o tarihteki muhatabı değildir o nedenle antlaşmada yoktur. Bu kadar..
 
Uganda’nın, Zimbabve’nin vs pek çok ülkenin de imzası yoktur oysa. Dikkatli olalım onlar da bu antlaşmayı iptal ettirebilirler..!
 
LOZAN ANTLAŞMASI
 
Lozan Antlaşması (veya yapıldığı dönem Türkçesi ile Lozan Sulh Muahedenamesi), 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace’ta imzalanmış barış antlaşması. 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
 
Görüşülen Konular Ve Alınan Kararlar
 
Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması’nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.
 
Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı.
 
Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri’nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy Yunanistan’ın Batı Anadolu’da yaptığı tahribata karşılık, savaş tazminatı olarak Türkiye’ye verildi.
 
Adalar: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini uygulamadı) Türkiye’de, diğer Ege Adaları İtalya’ya kaldı. İtalya’nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya’ya diğer adalar Yunanistan’a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947’de resmen Yunanistan’a teslim edildi.
 
Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639’da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması’na göre belirlenmiştir.
 
Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.
 
Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması’nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır."[6] Batı Trakya’daki Türklerle, İstanbul’daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya’daki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler’in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.
 
Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini verdi.
 
Osmanlı’nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye’ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir. (Lozan Barış Antlaşması madde 45,46,47...55, 56).
 
Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti’nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.[7]
Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye’nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
 
Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak İstanbul’da kalmasına izin verildi.
 
Bu antlaşmada Savaşın suçlusu olarak Yunanistan belirlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Boğazlar konusunda taviz vermemiştir.
 
Lozan Antlaşmasının Lehimize Olan Maddeleri Nelerdir?
 
Kapitülasyonların kaldırılmış olmasıyla, ekonomik bağımsızlığın önü açılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti hiç bir devlete savaş tazminatı ödemek durumunda kalmamıştır. 
Türkiye Cumhuriyeti içerisindeki azınlıklar Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiş, azınlıkların tamamı Türk uyruklu kabul edilmiştir. Azınlıklara hiç bir şekilde ayrıcalık tanınmamıştır. Batı Trakya’da yaşayan Türklerle, İstanbul’da yaşayan Rumlar haricinde olan, Anadolu ve Doğu Trakya’da yaşayan Rumlarla, Yunanistan’da yaşayan Türklerin mübadele edilmesi kararlaştırılmıştır.
İstanbul’u işgal eden İtilaf devletlerinin burayı boşaltmasına karar verilmiştir.
Bu antlaşmada aleyhimize çözülen Boğazlar ve Hatay sorunları 1936 ve 1939 yıllarında Misak-ı Millîye uygun şekilde sonuçlandırılmıştır.
 
Lozan Antlaşmasının Aleyhimize Olan Maddeleri Nelerdir?
 
Batı Trakya’da ki Türk Yunan sınırı Mudanya Antlaşmasına göre belirlenmiştir. 
Bozcaada ve Gökçeada özerk bir yönetimle Türkiye’de bırakılmış, diğer adalar İtalya’ya verilmiştir. Türk sınırına yakın olan adaların silahsızlandırılmasına karar verilmiştir. Bu on iki ada 1945 senesinde müttefiklere, 1947 senesinde Yunanistan’a verilmiştir. Kaybettiğimiz on iki adayı bir daha geri alamadık.
Ortodoksların dini lideri olan patrikhanenin İstanbul’dan taşınmasına izin verilmemiştir. Sadece siyasi yetkilerinin alınması kabul edilmiştir. Yabancı okullarda Türkiye Cumhuriyetinin kanunları ile eğitime devam edecekti.
Osmanlı devletinin borçları, buradan ayrılmış olan devletler arasında paylaştırılmış, Türkiye Cumhuriyetine düşen kısmı Fransız Frangı ile taksitlendirilmiştir.
 
LOZAN’IN GİZLİ MADDELERİ VAR MIDIR..?
 
Maalesef vardır. 
 
Şimdi Murat Bardakçı’nın 25 Temmuz 2012 Çarşamba günü yayınlanan yazısını okuyalım.. 
 
“İşte, Lozan’ın gizli maddeleri
 
DÜN, Lozan Antlaşması’nın imzalanmasının 89. yıldönümüydü.
Bu yıldönümü vesilesi ile size bu antlaşmanın gizli tutulan, dolayısı ile bilinmeyen bir başka özelliğinden bahsedeyim...
Lozan’ın, üzerinde "çok gizli" yazan 21 maddelik bir ek protokolü vardır ve 24 Nisan 1923 günü imzalanmış olan antlaşmanın asıl maddeleri, işte bu bölümdedir! Herkesin bildiği yayınlanmış maddelerin hükmünün sadece yüz seneliğine, yani geçici olduğu ifade edilir, son maddede de antlaşmanın asıl hükümlerinin, imzalanmasının 100. yıldönümünde, yani 24 Nisan 2023’te yürürlüğe gireceği vurgulanır.
Bendeniz, antlaşmaya taraf olan bir Avrupa ülkesinin devlet kasasında muhafaza edilen bu gizli protokolü yani Lozan’ın bilinmeyen maddelerini bundan senelerce önce çok güçlü bir dostumun vasıtası ile okuyup notlar alma bahtiyarlığına erişmiş nâdir kişilerden biriyim. Ama yıllardır muhafaza ettiğim bu tarihî sır zamanla bana son derece ağır gelmeye başladı, taşıyamaz oldum ve bir başlangıç olarak, bazı maddeleri sizlerle paylaşmaya karar verdim... Bu kararı almamın ardında hem tarihe ve gerçeklere hizmet arzusu, hem de bir gazeteci sıfatıyla Lozan’ın aslını yayınlama önceliğine sahip bulunma hissi vardı...
 
BUYURUN, OKUYUN!
 
İşte, Lozan Antlaşması’nın gizli maddelerinden bazıları:
 
MADDE 2: Türkiye, Boğazlar üzerindeki hâkimiyetinden 24 Nisan 2023’ü 25 Nisan 2023’e bağlayan geceyarısı tamamen vazgeçecek ve bölge, antlaşmada imzası bulunan diğer devletlerin hâkimiyeti altına girecektir.
 
MADDE 7: Türkiye 24 Nisan 2023 tarihi itibariyle bütün yeraltı servetlerini ve doğal kaynaklarını kullanma hakkından feragat edecek, bu hak antlaşmada imza sahibi olan diğer memleketlerin olacaktır. İşbu maddeye ormanlar, madenler ve bütün enerji kaynakları da istisnasız dahildir.
 
MADDE 9: Türkiye, Fener Patrikhanesi’nin ekümenik olduğunu kabul edecektir. Patrikhane 24 Nisan 2023’ten itibaren milletlerarası hükmî şahsiyete sahip olacak, Aya Yorgi Kilisesi merkez kabul edilerek 25 kilometre çapında ve Ayasofya’yı da içine alacak olan arazi bedelsiz olarak Patrikhane’ye devrolunacak ve burada daha sonra kurulacak olan Vatikan benzeri yeni devlet, geçmişin Bizans’ının hatırasını ihyâ edecektir.
 
MADDE 10: Ayasofya yeniden kilise hâline getirilecek ve Yeni Bizans Devleti’ne ait olacaktır.
 
MADDE 13: Hristiyan dünyasının organize edeceği her türlü misyonerlik faaliyeti serbest bırakılacak, Türkiye din değiştirmek isteyen vatandaşlarına her türlü desteği verecektir.
 
MADDE 21: İşbu antlaşma 24 Temmuz 1923 günü Lozan Palas Oteli’nin kömürlüğünde Türkiye Hariciye Vekili İsmet ile İstanbul’daki İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace George Montagu Rumbold tarafından gizli olarak imzalanmıştır.
 
YOKSA İNANDINIZ MI?
 
Lozan’ın nasıl kan ve gözyaşı ile dolu senelerin ardından ve hangi şartlar altında imzalandığını düşünmeyi bir türlü akıl edemeyip yıllardan buyana "Lozan’ı zafer falan zannetmeyin, apaçık bir yenilgidir", "Bağımsızlık belgesi falan değil, Türkiye’yi ele geçirme planıdır", "İmzalanmasının üzerinden hele bir asır geçsin, bilmemnemizi işte o zaman göreceğiz" diye geveleyenler var ya...
Aslı astarı olmayan hayâlî bir gizli protokolün maddeleri imişçesine yukarıda yazdığım maddeleri bu zavallıların verdiği ilhamla uydurdum...
 
Ama uydurduklarım da birşey mi? Bunlar "Lozan zafer değil, hezimettir" diye geveleyenlerin daldıkları ruyada saçmaladıklarının ve etraflarını sarmış birkaç zavallıyı da ikna ettikleri palavralarının yanında zemzemle yıkanmış gibi kalır!
 
Murat Bardakçı”
 
**
 
Dervişin fikri neyse zikri odur.
 
Lozan’ın 100 yıllık olması gerektiğini düşlüyorlar. Bu “100 yıllık” masalını uydurmakla neyi hayal ediyorlar acaba? Diyelim ki bu antlaşma gerçekten 100 yıllık ve 2023 yılında da bitecek. Sevr antlaşmasına mı dönecekler. Yedi düvel birleşip Türkiye’yi yağma etmeye mi gelecek..? Biz de buyurun buyurun hepsi sizin olsun mu diyeceğiz..? Türk Milleti’nin yeniden Kurtuluş Savaşı yapamayacağını mı sanıyorlar..? Sivas’a kadar Ermenistan’a, Polatlı’ya kadar Yunanistan’a mı verecekler ülkeyi. 2,5 milyon nüfuslu Ermenistan gelecek 15 milyon insanın yaşadığı bölgeyi işgal edecek öyle mi..? Yunanistan da öyle. Bu yürek istemez mi..?
 
SON SÖZ: Lozan Antlaşmasının gizli maddeleri falan yoktur. O Antlaşmayı küçümseyenler ise o dönemin şartlarını bilmeden ahkam kesenlerdir. Bizde atasözü çookk. Bir atasözümüzde diyor ki 
 
“İt ürür, kervan yürür..”
 
Toplam blog
: 19
: 567
Kayıt tarihi
: 23.04.10
 
 

Selçuk Üniversitesi Mezunu. Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı ve Anadolu Üniversitesi U..