- Kategori
- Güncel
Lozan başarı mı, başarısızlık mı?
Lozan Antlaşması'nın imzalanması
Lozan Antlaşması, başarı mı başarısızlık mı?
Lozan Antlaşması, tarihçilere, o devirde yaşayanlara, Türkiye Cumhuriyeti’ne gönülden bağlı olanlara göre başarı ve Cumhuriyet’e giden yolun açılmasıdır. 24 Temmuz 1924 Lozan Antlaşması’yla Türk ulusu bağımsızlığına kavuşmuştur.
Lozan Barış Konferansı’na 12 devlet davet edilmiş, ABD, Bulgaristan, Belçika, Sovyet Rusya kendilerini ilgilendiren konularda oturumlara katılmışlardır. Müzakereler genel olarak son derece gergin geçmiştir. Nedeni de Doğu sorununun ve Osmanlı İmparatorluğu mali, adli, iktisadi tüm bakiyesinin muhasebesinin yapıldığı diplomatik bir zemin olmasıdır.
Türkiye delegeleri İsmet Paşa, Rıza Nur ve Hasan Saka'nın karşısında oturan blok, çeşitli konularda birbirinden ayrılmakla birlikte bir noktada birleşiyordu. TBMM hükümetini, yeniden gözden geçirilerek değiştirilmiş Sevr Barışı’na zorlamak. Anadolu hükümetinin temsilcilerinin elinde, TBMM hükümetinin kendilerine verdiği 14 maddelik bir görüşme metni vardı, bu metin nelerden ödün verileceği, nelerden vazgeçilmeyeceği belirtilmişti. Amaç, Misak-ı Milli sınırları içerisinde, kapitülasyonlardan, Osmanlı borçlarından arındırılmış tam bağımsız bir devletin temellerini atmaktı.
Ali Naci Karacan, antlaşmanın imza törenini ‘Lozan’ adlı yapıtında şöyle anlatmaktadır:
23 Temmuz sabahı Lozan Palas’ta uyananlar bir gece içinde otelin, barış şerefine gelin gibi donatıldığını görerek şaşakaldılar. Büyük girişten holün sonundaki pencerelere, koridorlara kadar her tarafa bayraklar asılmıştı. En göze çarpan köşelere dostluk belirtisi olarak kırmızı-beyaz bir Türk armasıyla mavili beyazlı bir Yunan arması takılmıştı.
Lozan’da İngilizler karsısında direnen, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yolunu açan İnönü’dür. Tarafsız İsviçre Federal Devletinin Başkanı Monsieur Hab’ın konuşması ile açılan Konferans’ta, Lord Curzon’dan sonra söz alan İsmet Paşa (İnönü), daha ilk andan itibaren yeni Türk Devletinin bağımsızlık ve egemenlik davasını önemle belirtmiş, “çok ıstırap çektik, çok kan akıttık, bütün uygar milletler gibi özgürlük ve bağımsızlığımızı” istiyoruz, diyerek haykırmıştı
Lozan görüşmelerini 7 Şubat-23 Nisan arasında kesintiye uğramasının nedeni; mali, adli, siyasi tam bağımsızlıktan Türk tarafının ödün vermemesiydi. Bu koşullar altında, ikinci turda özelikle İngiltere'nin büyük çıkarlarının söz konusu olduğu müzakere başlıklarının sonraya ertelenmesinin kabul edilerek barışın imzalanması yeni Türkiye'nin egemen bir devlet olarak tanınmasının önünü açtı. 24 Temmuz 1923 günü, Türkiye barışa imza koyduğunda, bazı tavizler verilmişti; ama alabileceklerini, almıştı
Türk tarihinde bir dönüm noktası olan Lozan Konferansı sonunda;
1. Sevr Antlaşması ile çizilen sınırlar yeniden belirlendi.
2. Bütün dünya ülkeleri yeni Türk devletinin varlığını resmen tanıdı.
3. Askeri zaferler siyasi bir zaferle bitirildi.
4. Lozan Barış Antlaşması işgalci devletlere karşı büyük bir başarının göstergesi idi. Bu yönüyle işgal altındaki milletlere güzel bir örnek oldu.
Lozan'ın nasıl kan ve gözyaşı ile dolu senelerin ardından ve hangi şartlar altında imzalandığını düşünmeyi bir türlü akıl edemeyip yıllardan bu yana "Lozan'ı zafer falan zannetmeyin, apaçık bir yenilgidir", "Bağımsızlık belgesi falan değil, Türkiye'yi ele geçirme planıdır", "İmzalanmasının üzerinden hele bir asır geçsin, bilmem nemizi işte o zaman göreceğiz" diye geveleyenler var ya...
24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması, uzun yıllar boyunca tartışmalara neden olmuştur. Bir kesim Lozan Antlaşması'nı bir "zafer" olarak görürken, diğer bir kesim ise"başarısızlık" olarak görmekte.
Bu şekilde değerlendirmelerin çıkmasına da bazı sorular neden olmakta.
Lozan Antlaşması'nın gizli maddeleri var mı?
Lozan Antlaşması'nda Musul'u alamaz mıydık?
ABD, neden Lozan Antlaşması'nı imzalamadı?
Ege Adaları'nı Lozan Antlaşması'nda mı kaybettik?
Sorular bu şekilde uzayıp gitmekte.
Cumhuriyetin lider sultası Lozan’da; Suriye, Mısır, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Cezayir, Libya, 12 Adalar ve Balkanları verip geldi diyenler, Musul Elçiliğini, Süleyman Şah Türbesini IŞİD’ den kurtarmak için ödün vermediler mi? Bunlar, İnönü’nün yerinde olsalardı; Sevr Antlaşması’nın kararlarına boyun eğerek Ankara çevresindeki bir avuç toprak parçasıyla yetinip çıkarlarına bakarlardı
Habertürk gazetesi yazarı Murat Bardakçı, köşesindeki yazısında Lozan Antlaşması konusunda yıllardan beri süregelen soru işaretlerini cevaplamıştı: "Hiç uzatmadan söyleyeyim: Lozan'da mümkün olan her şey yapılmıştı, savaştan galip ama son derece yorgun çıkmış olan Türkiye, alabileceği her şeyi almıştı!"
Sonuç:
Lozan; Kurtuluş Savaşı’nın barışla taçlandırılmasıdır. Lozan; ekonomik, askerî, adlî, bağımsızlıktır. Özgürlüktür. Lozan, çağdaş, laik, sosyal, hukuk devletine giden yolu açan antlaşmadır.