Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '12

 
Kategori
Güncel
 

Lucky, Çaki, hayvan korumama yasası

Lucky, Çaki, hayvan korumama yasası
 

LUCKY veya ÇAKİ


Merhabalar, en çok hangi hayvanı seversiniz sorusuna, tereddütsüz, hiç düşünmeden köpek diye yanıt veririm. Nedensiz bilmem ama özellikle köpeklere karşı özel bir ilgim vardır, sanırım bunda insana karşı sadık olmalarındaki tutarlılık beni en çok etkileyen yanlarıdır. Ayrıca çocukluğumda yaşadığımız köyümüzde sahip olduğumuz Ringo adlı köpeğimizi bir gece dışarıda unuttuğumuzda, kurt sürüsünün onu parçalamasını ve cesedini ellerimizle gömdüğümüzü buna çok üzüldüğümüzü hüzünle hatırlıyorum.

Bundan 20 gün evvel yıllık iznimin bir kısmını alarak Edirne/Enezdeki yalnız halde yazlığımıza gittim. (Hem biraz kafa dinler hem de yazlıktaki boya, cila, su v.s. işlerini yapar, yaptırır, güya yazmayı düşündüğüm kitap için çalışmalar yaparım amacını güdüyordum.)

Neyse ki yazlığa gittiğimde sezon bitmiş her sitede numunelik birkaç evde sezonun son zamanlarını yaşayan insanlar kalıyordu. Birde benim gibi farklı amaçları olanlar vardı.

Enezin yerli Romenlerinden olan, komşu sitemizin site görevliliğini yapan vatandaşın korumasında olan onların ifadesi çaki adlı köpekle çok ilginç ilişkiler yaşadım.

Aslında gerçek adı Lucky (şanslı) olan köpeğin ismi bölge insanının, site sakinlerinin söylemi ile çakiye dönüşmüştü. Lucky şimdi kapanan Lunaparka ait daha önceleri ise bir Rus sirkinde görev yapmış akıllı, soylu bir köpekti. Ve nerdeyse bizim site bölgesinde onu tanımayan yok gibidir. (Daha önceleri ise terliklerimizi öteye beriye taşıyan uzun tüylerinin kirliliği nedeni ile kendisine çocuklar tarafından kirli ismi takılmış bir anonim köpeğimizde vardı, hatta 5 yavru ve kendisi 2 yıl önce insanlar tarafından arabalarına konularak götürüldü.)

Eşimin İstanbul’dan  bana hazırladığı yemekleri Luckyle büyük bir keyifle paylaştım. En çok sevdikleri ise kızartılmış bol ekmekli köfte, Eminönü’nden alınmış bol patatesli kaşar peyniri, ekmeğin üzerine sürülmüş acılı ezme, ton ve palamut balığı, birde yaptığım muhlamaların ekmeğin üzerine sürmek suretiyle yaptığım ikramlardı.

Her sabah ve akşam tek bir hav sesi ile yemeğini talep eder ve almadan asla kapıyı terk etmezdi. Dikkat ettim asla yazlığın çift tarafta bulunan verandalara adımını basmadı. Yalnız birkaç kez sevmem dolayısı ile bahçede uzanır onu okşamam, sevmem için bağırırdı. Bir tarak vasıtası ile onun tüylerini güzelce tarardım. Tüm bunlar onu inanılmaz mutlu ederken bende çok mutlu oluyordum. Beni bahçede gördüğünde kendi yaşadığı yan siteden bizim sitenin malzeme deposunun üstüne çevikçe zıplar oradan da bahçeye atlayarak yanıma gelirdi. (sanki sirkte gösteri yapar edasındaydı)  Sevgi dolu muhteşem bir iletişim kurduk onunla. İnanın şimdiden onu çok özledim.

İlgili komisyonlarca görüşülerek TBMM’ye sunulmak üzere olan, “5199 sayılı Hayvanları korumama Yasasının bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki kanun teklifi”nin, Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen gösterilerin ardından geri çekildiği iddiası geçtiğimiz günlerde gündeme bomba gibi düşmüştü.

AKP’nin grup başkanvekili ve Çevre Komisyonu’nda görev alan, Ayşenur Bahçekapılı’nın yaptığı açıklamaya göre maalesef yasa’nın geri çekilmesi ile ilgili çıkan haberlerin doğru olmadığı ortaya çıktı.

Peki hayvan hakları savunucuları yasaya neden karşılar? Temel kaşı duruşun nedeni slogan olarak ifade edildiğinde; “Yaşatmak değil, öldürmek” tanımlanıyor! Onlarca sivil toplum kuruluşunun imzaladığı metinde hayvan savunucuları yasa tasarısına neden karşı olduklarını sekiz maddede topluyor.

1-Öldürmenin “uyutma” tanımlamasıyla yasaya girmesi ve meşrulaştırılması kabul edilemez. Hayvanları yaşatmak yerine ne şekilde öldürüleceğinin tanımlandığı bir yasa kabul edilemez.

2-İki sene hapis cezasıyla sınırlandırılması, alınabilecek cezaların para cezasına döndürülebilecek olması cezaların ağırlaştırılmasının asıl amacı olan suçu engellemenin önüne geçecektir. Hayvanlara işkence, cezasını sadece 750 TL’lik bir idari para devlete ödeyerek devam edilen bir suç halini alacaktır. Hiçbir caydırıcılığı yoktur.

3-Evlerde kaç hayvan bulundurulacağının izne tabi olması ve hayvan “sahiplerinin” eğitime tabii tutulması ucu açık bir tanımlamadır. İleride “hayvan korumacının hak” ihlaline kadar varabileceği ve belki de “bir hayvan sahibi olmakla” sınırlandırmaya kadar gidebileceği için bu tanımlama bu şekliyle tasarıda yer alamaz.

4-Hayvanların ırklarına göre sınıflandırılıp “sahipleriyle” birlikte yaşam haklarının ellerinden alınması asla kabul edilemez. Dövüşçü ya da bahisçi “sahiplere” yönelik önlemler almak yerine ırkları cezalandırmak kabul edilemez ve merdiven altı üretime sebep olacaktır.

5-Hayvanların imhasına olanak sağlayan 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun yeni tasarıda da yer alması kabul edilemez.

6-Deneylerdeki denetimlerin keyfiyete bağlanması kabul edilemeyeceği gibi hayvanları koruma kanunu gibi bir kanunun içinde hayvanların yaşam hakkını hiçe sayan deneylerin yer alması kabul edilemez.

7-Mobil kısırlaştırmanın meşrulaştırılması hiçbir koşulda kabul edilemez. İptaline yönelik İstanbul Veteriner Hekim Odası (IVHO) tarafından açılmış bir dava mevcutken mobil kısırlaştırmayı yasalaştırma çabası kabul edilemez.

8-Amacın hayvanları korumak ve hakları gözetmek değil, hayvanları bertaraf etmek olduğunu kanıtlamaktadır.

İnsan haklarının sürekli gasp edildiği ülkemizde, ümit ederim ki hayvan haklarını korumayan değil de koruyan bir yasal düzenleme yapılır da sorun çözülme yoluna gidilir.

Şu anda Edirne Enez Altınkum sahilinde yaşamını sürdüren Luckye, pardon Çakiye sevgilerle.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..