Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Süheyla Çalışkan

http://blog.milliyet.com.tr/haci

14 Kasım '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Lüks dertler

Lüks dertler
 

alıntı


Bir yenisi gelmeden mevcut sıkıntının önemsizliğini fark edemez insan.  Şükür eksikliğinden mi yoksa fazla sahiplendiğimizden mi evimizi, kocamızı, çocuklarımızı, arabamızı, hatta mutfaktaki çaydanlığa bile benim dediğimiz için midir? Başarısız olmanın getirdiği düş kırıklığımıdır bizi hayattan soğutan birden bire. Yoksa fazlaca plan yapmamızdan mıdır bir dakika sonra dahi ne olacağını bilmediğimiz halde. Bu kadar mı üstün görüyoruz kendimizi hayattan?

Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca canlı arasında ne kadar önemsiz olduğumuzu, etrafımızdaki onca insana rağmen yalnızlığımızı fark etmemiz için illaki başımıza bir balyoz mu inmeli? Sarsmalı mı hayat bizi, silkelemeli mi şöyle iyice üzerimizde ki ben duygusunu, benim çılgınlığını atmak için?

Sebepsiz değil hiçbir şey, incittiyseniz incinirsiniz, ağlattıysanız ağlarsınız bolca, bazen siz olursunuz sınavı veren, bazen birisinin sınavına vesile olmaktır hayattaki rolünüz. Aldım, bildim, kabul ettim diyebiliyorsanız, halının altına süpürdükleriniz temizleniverir bir çırpıda.

“Bizimkisi lüks dertler” demişti bir arkadaşım, haklıydı, hayatımıza şahitlik etsin diye birisi, sarsın diye şöyle iyice, güçlü kadın olmanın derdine düşmeden, sokulup koynuna, fedakarlığın dibine vurup bekliyoruz.  Nerede, kiminle, acabalarla, bazen de hiç gelmeyecek mesajı, hiç çalmayacak telefonu, beynimiz patlayıncaya kadar kurguladığımız senaryolar eşliğinde, yıkıntıların altında kalan parçalarımızı toplayan dostlarımızın ektiği umut tohumlarının yeşermesini bekliyoruz.

En çok da seviyorsanız hala, o ne yaparsa yapsın bir türlü sevmekten vazgeçmediyseniz, bitmez o geceler. Farklı anahtarlar açsa da kapınızı, sofranızda bir tabak eksilmiş olsa da yüreğiniz hala onunla birlikte çarpıyordur. Kokusu burnunuzdan eksilmiyordur, anıların en güzelini geçmişten çekip çıkarmak için uğraşsanız da, avunuyorsunuzdur sessizliğinde gecelerin onlarla.

Bir yumru takılsa boğazınıza, sizi kurtaracak bir yudum suyu getiren yine o olsun istersiniz, hiç mi akıllanmaz insan, daha uykular düzene girmeden, çarpıntılar bitmeden, sakinleştirici kutuları bir dolu, ama hala o olsun istersiniz o bardağı tutan elin sahibi. Kalbinizin her atışında onun adını fısıldadığını duyarsınız, bıkmadan usanmadan canınızı acıtanı özlersiniz çaresizce, seversiniz hala sizi beceriksizce seveni.

Vazgeçmeyin, geride kalan da olsanız, giden de, nefes almanızı kolaylaştırıyorsa, sabah uyanmanıza vesile oluyorsa, vazgeçmeyin sevmekten. Sizin yerinize bir karar veren var, aklınızın, gönlünüzün yetmediği yerde, dudaklarınızdan doğru kelimeleri döktürecek olan var. Zamanın bir yerinde size sadece nefes almanın bile yaşamaya sebep olduğunu gösterecek olan var. Siz sevmeye devam edin, sevgisizlik aydınlıkların önündeki duvar gibidir.

Ve şükür edin lüks dertlerin sahipleri; ekmek derdine, can derdine düşmüşlerin harcı değildir bir aşkın, bir aşığın peşinde geceleri sabah etmek.

 

 
Toplam blog
: 58
: 550
Kayıt tarihi
: 15.10.08
 
 

Yeni başlangıçlar üzerine sınadı beni Yaradan, altından kalkacak gücü de beceriyi de verdi şükür,..