- Kategori
- Mizah
Lütfen bu yazıyı okumayın
Yıllar önceydi.
Yazdığım bir gazete de böyle bir başlık kullanmıştım.
Başlığını merak ederek yazıyı okuyanlar gazeteyi aramışlar.
Ne demek istiyor diye.
Bana sordular.
İsteğim gayet açıktı.
Bu yazıyı okumayın demiştim.
Demek ki beni dinlememişler. Okumuşlar.
E elden gelir ki.
Nasılsa okumuşlar bir kere.
Okuduktan sonra nasıl cevap vereyim.
Okumadan önce sorsalardı ya.
Belki birkaç kelimelik açıklama yapabilirdim.
Yıllar önceydi. Usta kalem Çetin Altan’da köşesinde buna benzer bir şey yapmıştı.
Yazısının başlığında“Bugün canım yazı yazmak istemiyor” demişti.
Bende ona benzer bir başlık atıyorum.
Lütfen bu yazıyı okumayın.
Biliyorum bizde yasaklar tutmamıştır.
Yasak dedikçe üstüne üstüne gitmişizdir.
Parklarda çiçeklere dokunmayın yazdıkça koparmışızdır.
Çimlere basmayın dedikçe ezmişizdir.
İnatta bir murat derler ya.
Hah işte aynen öyle.
İnadımız inat. Yap denilirse yapmamak, yapma denilirse yapmak.Bu işte biraz da tepki var. Kırmızı ışıkta keyfimizden mi geçiyoruz sanıyorsunuz.
Asla. İnanmam kimse keyfinden geçmez.
Bir insan bile bile tehlikeye atar mı kendini, atmaz.
Geçiyorlar işte.
İnatlarından. Kırmızı da bir yasak ya.
Maksat yasağı delmek değimli?
Ben şimdi kalkıp bu yazıyı okumak yasak deseydi ne olurdu.
Kaba bir ifade olurdu.
Biraz daha nezaketlisini bulmam lazım.
Nedir o?
O da Lütfen bu yazıyı okumayın demek.
Bakınız işte geldik bir yazın daha sonuna.
Okudunuzsa eh ne diyeyim.
Okumuşsunuz işte.
Bana bir şey sormayın.
Benim canım öyle istedi işte. Yoksa içimde biraz yasakçılık mı var ne?
Her neyse işte.
İçimden geleni yazdım.
Sizde içinizden geldiği gibi okudunuz belki.
Yazmasa mıydım yoksa?
Okudum bir şey anlamadım diyeniniz olacaktır.
El cevap; Her yazılan yazı ille de bir mana ifade edecek diye bir şeyi olmadığı gibi her okuduğumuz yazıdan bir anlam çıkaracağız diye de bir şey yoktur.
Bence, evet bence öyle…