Lütfen söylediklerime az kulak veriniz

Lütfen! Söylediklerime az kulak veriniz.

Bize neler oluyor, ülkeme neler oluyor hangi zehirli iğneler batıyor .Yeter beyler sabrım taşıyor seninde, onunda, taşar. Bu ne vurdum duymazlık, iki çocuk elele diye onları hunharca paylama edep dersi verme girişimleri kimin hakkıdır. Bu ülke hür yaşansın diye atalarımızı şükranla anarken geride kalan cumhuriyetin kuruluşundan beri hırslarını içlerine gömenler şimdi tam sırası ortalık karışık değip her şeyi olup bittiğe getirmek için şamata yaratıp işi dirayete bağlıyorlar. Biz fetvalarla yönetilir mi? olduk dile kadar gelenin mutlak gerisi var yazık! atalarımızın kemikleri haybeden sızlamayıp çatırdasın .

Zamanında bir fabrikanın yapımın da çalışan Alman mühendis işçileri kendi ülkelerinden getirdikleri uyku tulumlarında yatarlar biri sorar;

Neden otelde kalmıyor sunuz çok para alıyorsunuz? Alman, "biz önce ekmek parası kazanacağımız yeri sizde önce yatacağınız yeri düşünüyorsunuz lojman yapımı işte örneği der" Doğru söze ne denir, sadece dinlenir. Yazık ki biz yabancıları mutlu etmek adına neler kaybediyoruz Dünün yalancı çıkarcı Alman’ına, anasını ricacı gönderip imkan isteyen Fransız, Türk’e eğilmeyi öğretemedim, istidadı yok dediği yemek huzurunu elinden aldığı İtalya’na, iç işlerimize karışmayın biz işimizi biliriz denemiyor?acaba neden ?

Cana bedel olan güzel ülkemizi; hazır ucuz güzel pasta gibi, topsuz tüfeksiz o, pis paralarıyla mı? takas ediyorlar Nerde Atatürk’ün koyduğu yabancı yasalar, hepsi nereye kaldı veya kaldırıldılar. Dantel güzelliği olan kıyılarımız, yap boz tahtası mı, kanunla dans ediliyor sanki, ormanlarımız kim güçlü vur dozerleri gerisi Allah kerim yapılır canım .

Nereye kardeşim emeklimi olmuşsun._Boş ver Ankara’ya bakanlıkta işim var _hayrola, hayır canım şu tanıdığımın işi varda halledeceğim. Evet tanıdığında ya benim tanıdığım olmazsa; ölme bekle. Mantıkta çok işte çok, iş bitiricide çok türedi meslek oldu .Hiç mi kimsen yok, koş, parti başkanını tanıyanı bul işini hallettirir, vallaha . Ne güzel bir iki caddemiz vardı; belediye caddeleri de ecdat çeşmelerine de kibrit suyu döktü. Nemi oldu kayboldular. Benimde ulu dedem “Mısır’dan tapu kadastro müdürü olarak geldiğinde “şükür diye kırk çeşme akıtış sebil, nerde yok oldu .

“Hayır “deniyor da bu hayır “düşünülen benden sonra gelenler huzurla kullansınlar diye banilerinin gönül rahatlığıyla yaptırıp bıraktığı hayratlardan eser yok. El suyu parayla alıyor bizim su helaları yıkıyor Adı “Menderes bulvarıydı “Erzurum’un açılan güzide caddesiydi, yazık oldu niye. ”Yaması olmayan insanın ;yenisi olmaz “