Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '19

 
Kategori
Anılar
 

M .Akif Ersoy'u Anıyoruz

 

      ÖLÜMÜNÜN 83. YILINDA 

MEHMET AKİF ERSOY’U ANIYORUZ

 

Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, aşarım.

 

Garbın afakını sarmışsa çelik duvar,

Benim gibi dolu göğsüm gibi serhaddim var;

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,

“Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar.

 

Koca şair Mehmet Akif Ersoy’un Kahraman Ordumuza armağan ettiği İstiklâl Marşı’mızın 3. ve 4. kıtalarını okuyarak yazıma giriş yaptım sevgili ve saygıdeğer okuyucularım. Ben bir öğretmenim görevli olduğum günlerde derslerine girdiğim sınıflarımda öğrencilerimin ilkokul 4.5. ve orta dereceli okullarda tüm öğrencilerimin bu İstiklâl Marşımızın ezberden okumalarını isterdim. Bu konu da öğrenciler arasında zaman zaman “ Güzel Şiir Okuyan” öğrenciler arasında yarışmalar yapar ve iyi okuyan öğrencilerime çam sakızı, çoban armağanı olarak çeşitli armağanlar da verirdim. Bunları bazen okul çapında da yapardık. Milli Eğitim Bakanlığımızdan gelen Genelgelere ve Yönetmeliklere göre de hareket etmesini de biliyorduk. Herkes İstiklâl Marşımızı okusun, sevsin ve manasını anlasın ve isteyenlerde ezberlesin diyordum.  Aynı duygu ve düşünceleri “Atatürk’ün Ey Türk Gençliğine” Hitabesini de aynı duygu ve düşüncelerle de öğrencilerime söylerdim. Bu konuda onları eğitmeğe çalışırdım. Ancak bu konuda aşırı bağnaz ve tutucu da değildim… Her zaman demokrat olmaya da çaba gösterirdim. Bunu da ifade edeyim ki öğrencilerimi de çok çok severdim. Tüm saygıdeğer öğretmen meslektaşlarımın aynı konuda benim gibi düşündüklerine inancım tamdır ve de onlara da güveniyorum. Kendimi hiçbir zaman onlardan farklı görmüyorum. Yanlış anlaşılmamasını da özellikle rica ederim. Ben de onlardan sadece biriyim.  Bu kısa girişten sonra büyük vatanperver koca şair Mehmet Akif ERSOY’ a dönmek istiyorum.   

Mehmet Akif Ersoy şair ve düşünür bir vatanperverdir. Bu yıl aramızdan ayrılışının 83. Yılını sevgiliyle ve saygıyla milletçe anacağız. Mehmet Akif Ersoy milli değerlerimizden biridir. İstiklâl Marşımızın büyük şairidir. Öyle inanıyorum vefatının 83. Yılında Üniversitelerimizden Liselerimize kadar ve hatta orta dereceli okullarımıza kadar bu büyük şairin sanatı, kişiliği, eserleri üzerinde durulacak ve özellikle kaleme aldığı şiirleri üzerinde çeşitli sempozyumlar, paneller, oturumlar ve konuşmalar yapılacaktır. Basınımızda gazete ve dergilerde de özel sayılarla yer vereceğine inancım tamdır. Ben de bu inançla bu köşemde biraz olsun bu büyük şairi anmak istiyorum.

Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873 yılında İstanbul’da doğmuş ve 27 Aralık 1936’da yine İstanbul’da hakka yürümüştür. Asıl adı Mehmet Ragıp’tır. Mesleği Baytar Mektebinden mezun olmuş ve hatta bu okulda da öğretmenlikte yapmıştır. 1908 yılında arkadaşı Eşref Edip’le birlikte Sırat-I Müstakim, Sebilürreşad dergilerini çıkardı. Daha sonra tüm şiirlerini 7 kitap halinde SAFAHAT adlı koca bir  kitapta topladı.

Mehmet Akif, sanat ve edebiyat çalışmalarının yanı sıra Milli Mücadele sırasında hep Atatürk’ün yanında yer aldı. Örneğin camilerimizde Süleymaniye’de halka hitap ederek büyük konferanslar verdi. İzmir’in işgalinde (1919), sonra Batı Anadolu’da başlayan Milli Mücadeleyi desteklemek amacıyla Balıkesir’e gelip camilerde vaazlar vererek halkın direniş azmini artırmaya çalıştı. Çünkü büyük bir vatanperverdi. Mehmet Akif inançlı bir insandı. Tüm yapılacak işlerde İslam’ın en büyük kitabı olan Kuran-ı Kerim’den ilham alınmasını istiyordu. Bir şiirinde ise şöyle diyordu:

Doğrudan doruya Kur’an’dan alıp ilhamı,

Asrın İdrakine söyletmeliyiz İslâm’ı “ diyordu.

Bir başka şiirinde birlik ve beraberlikten yana olduğunu, memleketimizin selameti ve bağımsızlığı için şu mısralarla haykırıyordu:

Sahipsiz olan memleketin batması haktır,

Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.

Bu ulvi ve manidar satırların altında onun şu güzel adı ve soyadı vardı. “ Mehmet Akif ERSOY” diye… Mehmet Akif Ersoy, vatanımızı ve onun uğrunda mahramanca  savaşan şehitlerimiz  ve gazilerimiz için kaleme aldığı  ünlü  dillere destan “ Çanakkale Şehitlerine “ başlıklı şiirinin bir  bölümünde  aynen  şöyle  diyordu:   

 Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!  

Gökten ecdat inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd'i...

Bedr'in  arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

"Gömelim gel seni târîhe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...

Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.

   (……………………….)

Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,

Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber…

 

Milli Mücadele günleri sırasında Türk Devletinin ebediliğini, Anadolu Milli Mücadelesinin ruhunu ve Türk Milletinin İstiklal aşkını yaşatmak için Bir İstiklal Marşının yazması bağlamında yurt çapında bir yarışma yapılmasını teklif ediliyor. Bu yarışmaya 724 şair katılıyor. Birinci gelene 500 Türk lirası verilecektir. Ancak ortada para olduğu için Mehmet Akif Ersoy bu yarışmaya katılmıyor. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver’in ısrarı üzerine Mehmet Akif  Bu yarışmaya katılır.  Yapılan değerlendirme sonunda Mehmet Akif Ersoy “ İSTİKLAL MARŞ”  şiiriyle birinci oluyor.                                                                                                        

                                                                                                                                                           Milli Eğitim Bakanı olan Hamdullah Suphi TANRIÖVER tarafından TBMM’nin 1 Mart 1921 tarihli oturumunda okunmuş ve bir hayli alkış almıştı. TBMM’nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk huzurunda bizzat en az dört kez okunmuş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından alkışlarla resmen kabul edilmişti. (1) 

Mehmet Akif Ersoy’a o günlerin paranın değerine göre 500 Türk lirası veriliyor. Mehmet Akif bunu kabul etmiyor, “ bunu para karşılığında yazmadım “diyor.  Parayı  “ Dar-ül Mesai “ adını taşıyan bir hayır kurumuna armağan ediyor. Bazı yazarlara göre bunu Kahraman Ordumuza bağışladığını diyenler vardır. Ki Mehmet Akif bu parayı almadığı günlerde, Ankara’nın Mart’ın o soğuk ve ayaz günlerinde sırtında düzenli bir ceketi veya bir paltosu dahi yoktu. Onun  ailesi cinde  beş çocuğu vardı ve maddi yönden de  Kayserili şair, yazar Muhsin İlyas “ Merak ettim, o günün 500 lirası bugün ne kadar paraydı diye, araştırdım. Karşıma çıkan günümüzün rakamı şu oldu: 17 Milyon 500 bin lira… Demek ki, merhum 1987’nin bu ilk günlerinde böyle bir parayı elinin tersiyle geri çeviriyor. Ve hatta ” Millete yazılan Marş ’ın telifi alınmaz” diyordu.( 2 )

         İstiklal Marşı’mızın büyük Mehmet Akif Ersoy’un aramızdan ayrılışının 83, yılında saygıyla ve rahmetle anıyor, mekânı cennet olsun diyorum. Mehmet Akif Ersoy Türk Milletinin ve Türk kültürünün köşe taşlarından biridir. Onu unutmamalıyız ve her zaman rahmetle ve saygıyla anmalıyız.

Sözlerimi İstiklâl Marşı’nın son bir dörtlüğü ile bağlamak istiyorum:

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl,

Ebediyen sana yok, ırkıma yok, izmihlâl,

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın, milletimin İstiklâl!

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin İstiklâl!

 

                             Mehmet Akif ERS

  • Türkiye Gazetesi, 14 Ocak 1987- İstanbul.
  • Türk Edebiyatı dergisi, Mehmet Akif Özel Anıt Özel Sayısı, Aralık 1986, S: 158- İstanbul.
  • Mehmet Akif Ersoy, Safahat, 6. Baskı- İstanbul, 1975.

   

Abdülkadir GÜLER 

28 Aralık 2019- SÖKE

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..