Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '17

 
Kategori
Deneme
 

Ma'lûmun İ'lâmı.

Ma'lûmun İ'lâmı.
 

Keşke bu kadar özlemeseydik! Ah, hiç bu kadar..."Bir yerde bir yanlış var!" diye hep yakındığımız o, çokça masum siyah-beyaz zamanları(mızı)... Ah, keşke...

Artık her bin yerde bin yanlış var... Bu hiper-gerçek, post-modern, simularka zamanlarda... Bu grinin bin bir tonunun hakim olduğu ahir zamanlarda... Evet; artık "Her bin yerde en az bin yanlış var!" ve bizler onca yaşa-başa rağmen bu yeni zamanın acemileriyiz!

 Bunca yanlış kısa zamanda (30-35 yıl) nasıl oldu da bu kadar arttı? Teknoloji kökenli aşırı iletişim ve gözetleme kaosundan mı? Düzene karşı olanın da, ona yandaş olanın da -onca bilgi bombardımanı altında- aynı sığlıkta çırpınmasından mı? Haksız, hukuksuz olana karşı çıkanın da -az ya da çok- haksız ve hukuksuz, tembele kızanın da tembel oluşundan mı? Büyük doğrular adına sürekli büyük yalanlar üretip paylaşmaktan kurtulamamaktan mı?

Doğrunun mutlak ölümüdür bu! "Mutlak doğruların" değil, saf doğrunun... İyilik, şefkat ve merhametle birlikte toplu ölümü!

Ortada naaşları kaldıracak ne İmam var, ne Papaz ne de bir Haham. Hepsi başka bir köşede gizlenmişler sanki. Bereket meftalar  tertemiz de ortalık kokmuyor. Bizler bu tür toplu bir ölümün de acemileriyiz!

Ama belli değil kim katil, kimler suçlu. Çünkü bu katliam anonim!

İşte onlar topluca ölüyorlar ya... Bizleri de daracık bir koridora tıkıştırıyor sanki, İnsanlığımızı... İçeride nefessiz kalıyoruz. Hazırlıksız yakalandık. Hem de çok hazırlıksız! Oysa biz, geniş salonlarda büyüdük. "doğru" hep baş köşede. "İyilik", "şefkat" ve "merhamet" her daim yan yana üçlü koltukta... İkililer çoğunlukla boştu. Şimdilerde ikiyüzlülük doldurdu. Bizler bu daracık mekanların da acemileriyiz.

Yoksa bu olan-biten, bu her yere hakim karmaşa, yeni bir değerler şantiyesi mi? Toplum baskısıyla zar zor ayakta duranları yıkıp yok ederek yeniden inşaya başlayan? Bizler bu toplu inşaatın da acemileriyiz!

"Yırtılıyor gökyüzü sanki/ her saatin her saniyesinde/ Yağıyor üstümüze "yeni" /Yedi yirmi dört, dijital kıvamda ve sürekli...Nedir bu "yeni" sence/ "Eski" denen devin omuzunda/ çırpınan bir cüce/ Bence...Dipte ise bir magma/ Sımsıcak ve sıkışmış/ Geçmişimiz/ patlıyor zaman zaman/ Kıpkızıl bir volkan...Sıkışıp eriyoruz arada/ Ve insanlığımız da... "(İ. Ersin K.)

Geleceği kaybetmiş gibi hissetmekteyiz. Geleceği kaybetmek yaşanan zamanı da boşlaştırıyor!

İ. Ersin KABAOĞLU,

11 Ekim 2017, Ankara

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..