Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
Deneme
 

Maça kızı

Maça kızı
 

"RESİM:ALINTI" "İşte bu kez, gerçekten bitecek oyun."


Med cezir külleri yağan yeşil çuhaya. Nasıl yağmasın ki? Başımı almış ellerimin arasına düşünmekteyim ama neyi, niye. Ben çağırmadım mı yaşanacakları? Engel olabilirdim ama olmadım. Bile bile ladesti biraz da. Ecele gider gibi kaybolmak iskambil kâğıtlarının arasında. Senle pişti olmaktan kaçtım ama yenildim işte kadere. Felek yaptı yapacağını, aldı seni benden. Ellerim bomboş şimdi. İnişteyim. Biliyorum elbette her çıkışın bir inişi olduğunu. Dibe batmak böyle bir şey olmalı maça kızı. Söylesene karo as, haksız mıyım bu sevda da? Yaşandı bitti diyemiyorsam ben de mi suç? El bitti. Oyun bitti. Bitti sevda, yok olup gitti aşk.

Kulağımı sağır eden ezgiler dayanılmaz. Duymasam ya hiçbir şeyi. Tıkayabilsem ilelebet gönül çeperlerime vuran ve geri dönüp oklarını tam şurama saplayan amansız yankıları. Keşke… Keşke sil baştan başlayabilsem hayatı. Nerde? Giden günler acımasız. Gelmezler ki geri sinek papazı. Her şeyin sorumlusu sensin papaz. Vızıldadın durdun usanmadan, etrafında uçuşup durdun. Kabul et, uğursuzsun. Ne istedin maça kızından? Kupa kızı yanıktı sana, onu da yedin bitirdin. El bitti. Oyun bitti. Bitti sevda, yok olup gitti aşk.

Gümüş renkli akşamlar yok artık. Karanlık sis huzmeleri ruhumu esir alan. Sen, karo valesi, bil ki sen de bir şey yapamazsın. Çırpınma anafora kapılıp da boşuna. Çağlamasın gözlerinde damlalar. Nefes almak gibi anlardan ibaret hayat, geç olsa da öğrettiler el ele verip elli iki adet kart. Yıkıldı geleceğe dair düşlerim, kâğıttan kulelerim yerle bir. Gözlerim fersiz, başım eğik önüme. Kendi halinde yanıp duran dibine bile ışık veremeyen şu kandilden ne farkım var.

Şimdi gelse maça kızı, karsa kartları ve dağıtsa bir sana, bir bana. Oyun başlasa. El zaferle bitse. Sonra… Sonra aşk başlasa, sevda benim olsa. Bundan böyle ancak falında görürüm seni iskambilin. Ne büyük acı bu! Yüreğimi dağlayan henüz sönmüş meşaleler gibi bakışların. Yara bere içinde benliğim. Ufalandım. Paramparçayım gönlümü çeldiğin, milyonlar kazandırdığın o gece yarısından beri. Bir düştün sen pembe elbise giymiş, karanlıkta parıldayan bir ışık. Kandım sana bilerek, isteyerek. Bilemedim ki ağzıma sürdüğün bir parmak baldan ibaretti. İbretlik bir hikâye şimdi başıma gelenler.

Mümkünü yok bu anaforu bastırmanın, biliyorum. Yeşil hiç bu kadar sevimsiz görünmemişti gözlerime. Ruhumu sarartıp soldurmamıştı. Her daim çiçekler açacak değil ya dallarımda. Bu kez kan kırmızı çuhanın rengi. Med cezir külleri ıslatan iliklerime kadar. Bir silah sesi duyulacak belki de az sonra. Yırtıp geçecek yürekleri. Kandil sönecek. Cılız bir ışık süzülecek göz pınarlarımdan. İşte bu kez, gerçekten bitecek oyun. Kartlar kutuya girecek. Maça kızı ölecek. Ya ben, yaşayabilecek miyim onsuz? Hiç şüphe yok ki… İneceğim merdivenlerden yavaş yavaş yerin yedi kat altına bir daha gün ışığı görmemek üzere.

20.04.2010

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..