- Kategori
- Futbol
Macaristan Maçı Suyu Buzlu İçmemize Neden Olur
- Milli Takım iyi değil… “Geriden nal topluyor” desek yeridir. Sadece top çevirmek, hem de gereksiz yere… Vurucu bir atak henüz daha göremedik. Basit bir takım olan Estonya’ya bu futbolla gücümüz yetti. Hollanda zaten zor… Romanya ise daha akıllı oynadı ve istediğini aldı.
- Futbolda geriye gittiğimize şüphe yok.
- Bol transferler… İkinci hatta üçüncü sınıf futbolculardan kurulu Süper Lig takımları… Hedef yoksunu bir halde ligde mücadele ediyorlar ve ister istemez bu kısırlık hali milli takıma yansıyor. Abdullah Avcı’nın da tercihlerindeki sorunları birbirine eklediğimizde, aslında ortaya çıkan kısır tablo pek de tuhaf değil.
- Bu gece Macaristan’la, deplasmanda karşılaşacak milli takım. Galip gelir mi? Sanmıyorum. Gelse bile ne ifade eder ki? Siz kendi sahanızda, Romanya gibi bir futbol takımına karşı galip gelemiyorsanız, Macaristan’ı yenmek fazlaca bir anlam taşımıyor olsa gerek.
- Neden Abdullah Avcı, Selçuk İnan’ı oynatmıyor?
- Hakikaten merak konusu bir durum…
- Şöyle adam akıllı doyurucu tek bir açıklama da alamıyoruz Abdullah Avcı’dan. Mehmet Topal’ın ısrarla orta sahada görevlendirilmesine karşın ki Mehmet Topal’ın maçlarda varlığı yokluğu belli değil, Selçuk İnan eğer saha kenarındaysa, hatta tribündeyse, kusura bakmayın ama bu tercih teknik direktörün eleştir yemesi için yeterli bir nedendir.
- Muhtemelen bu gün de Selçuk İnan kenarda olacak. Peki ya, ortada hani öyle ahım şahım bir futbol olsa, hani vurucu bir şeyler yapılıyor olsa sahanın herhangi bir noktasında, tamam diyelim… Öyle bir şey yok.
- Milli takımın şüphesiz ki en ciddi sorunlarından birisi de gol ayaklarının yetersizliği. Bir Umut’la, bir Burak’la, bir Mevlüt’le bu sorunu çözmek olası mı? Mevlüt’ün bu güne kadar milli takımda attığı bir gol var mı? Bu denli verimsiz bir futbolcu, Guiza misali ısrarla milli takım kadrosuna çağrılıyor. Ve bu milli takımın gol ayaklarındaki vaziyet aslında geleceğimize dair de yeterli ipuçlarını bizim önümüze sermekte.
- Abdullah Avcı bu yükün altından kalkamadı. Doğru tercihler yapamadı. Sistemdi, alt yapıydı falan… Bunlar iyi güzelde, geleceğe ilişkin hafif yollu bir umut ışığı ortaya koyarsın. Doğru tercihler yapar, eleştiriler karşısında en azından daha güçlü bir duruş ortaya koyarsın. Doğru tercihlerin olmadığı alenen ortadayken, hele ki bizim gibi bir ülkede teknik direktörlük ateşten gömlek gibi bir şeydir, saatlerce üzerinde fetva verecek yurdum insanlarını karşına alırsın. Zor iş biz de teknik direktörülük ve bir de hakemlik. Dedim ya, “Ateşten gömlek” diye. Doğru tercihler ve doru kararlar vereceksin ki, o ateşten gömlek vücutta yanık izi bırakmasın. Aksi durum, işte malumunuz üzere, bir sonraki maça kadar sıkı eleştirilerin odağında bulursun kendini.
- Bu geceki maça gelince…
- Selçuk İnan’ın olmadığı bir orta saha… Bekir İrtegün’ün olduğu bir defans… Bencileyin fazlaca bir şey yazmaya gerek yok.
- İleride muhtemelen Burak-Umut ikilisi veya birisinden biri…
- Bu milli takımın galip gelebilme ihtimali oldukça zayıf… Hüsrana gerek yok.
- Ne türden bir taktikle oynarsanız oynayın, futbolcularınız yaratıcı özelliklerinden dolayı yetersizse, yapılabilecek hiçbir şey yoktur. Bir Emre, bir Arda işi değil… İki futbolcu dışında, sahaya ağırlığını koyabilecek düzeyde futbolcularımız yok.
- İki futbolcuyla bu işler olsaydı, her finale kalır, her finalde final oynardık.
- Yani demem o ki, bu iş sadece bir Abdullah Avcı tercihlerinden kaynaklanan bir durum değil. Futbolcu sıkıntımız da söz konusu.
Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..