Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '16

 
Kategori
Deneme
 

Madam Bovarylere aşık olmak

Madam Bovarylere aşık olmak
 

Eğer Madam Bovary gibi bir kadınla aşk yaşıyorsanız, vasat bir adam olmamanız gerekir. Eğer sevdiğiniz kadın Madam Bovary ise, siz Charles Bovary olmamalısınız. Madam Bovary’i suçlamayı bir kenara bırakıp, onun mutluluğu evinde bulmasını için daha çok çalışmalısınız. Herkese, her şeye ihanet eden bu kadını ihanete sürükleyen her ne ise, bu kez onu ihanete sürükleyen her şeye ihanet etmesini sağlamalısınız. 

Gustave Flaubert Madam Bovary’i öldürmekte bulmuştur çözümü, Tolstoy’un Anna Karenina’yı öldürmesi gibi. Bu sonuç da benzer davranış modelleri gösteren kadınları öldürme hakkı doğurmuş gibi, kendimizi Gustave Flaubert yerine koyarak romanı olması gerektiği gibi bitirmemize yol açmıştır.

Peki bu romanları mecburen istediğimiz şekilde sonlandırmamız, en büyük roman yazarı olan Tanrı'nın gücüne gitmez mi? Tanrı, Madam Bovaryler’in, Anna Kareninalar’ın öldüğü romanları yazmak istemiş midir gerçekten? Bu şekilde biten romanları gören Tanrı, ‘kahretsin bu roman da istediğim gibi olmadı’ demiş olamaz mı? Biz kendimizi yalnız, çaresiz ve ümitsiz hissederek bir katil gibi davrandığımızda, Tanrı’yı daha yalnız, çaresiz ve ümitsiz bir halde, loş ışıklı kütüphanesinde vasat roman kahramanların vasat romanlarıyla baş başa bırakmış olmaz mıyız? Tanrı, kendi yarattığı insanların birbirini öldürmesini izlemekten çok mu keyif alır, biz kendi namusumuzu temizlediğimizi düşünürken?

Zaten temiz insanlar yaratmamış mıdır Tanrı? Zaten romanlarımız tertemiz bir şekilde başlamamış mıdır?  Sonu bu şekilde biten romanları gören Tanrı, ‘daha iyisini yazabilirdim, ben vasat bir yazar değilim’ diyerek bize öfke duymamış   mıdır? Bizler daha mutlu bir sonu hak etmiyor muyuz? Hem kendi hayatımızı, hem de Tanrı’nın romanını böyle katlederken, Tanrı’nın kitaplığını boşuna meşgul etmiş olmuyor muyuz? Tanrı’nın kimseye göstermek bile istemediği,’bu olmamış dediği’ romanlarının kahramanı olmak için neden böyle can atıyoruz?

Madam Bovary’e aşık olabiliriz, peki Madam Bovary neden bize aşık olmuyor? Gustave Flaubert neden bu soruyu da sormuyor? Neden Charles Bovary öyle masum, aşık ama vasat bir doktorken, Madam Bovary ölmek zorunda kalıyor? Belki Madam Bovary’nin aşka çok daha fazla ihtiyacı vardır ve sevilmeye. Madam Bovary’nin değişmesi gerekir diye düşünürken, neden Charles Bovary’i vasatlıktan kurtarmıyoruz? Charles Bovary geldik, Charles Bovary gidiyoruz öyle mi? O halde aslında biz Madam Bovary’leri ne derece hak ediyoruz? Bu romanların mutlu sonla bitmemeleri ve Tanrı’nın kendini kötü bir yazar hissetmesi bizim yüzümüzden olabilir mi?

Neden vasatız, kimese bunu sormak istemiyor. Kimse nasıl daha iyi bir Charles olacağını düşünmüyor da, herkes romandaki tek suçluyu Madam Bovary olarak görüyor. Aslında Charles olarak dünyaya gelen herkes perde arkasında Tanrı’nın yazarlığını eleştiriyor: Madam Bovary iyi bir kadın değil, Tanrı iyi bir yazar değil. Çünkü bizim romanımız hiç de bizim istediğimiz gibi değil, değil mi? Tanrı bizi mutlu etmiyor, peki biz hiç onu mutlu etmeyi denedik mi? Milyarlarca roman yazmış Tanrı’yı suçlamak, bizim hayatımızı düzene sokacaksa mesele yok ama maalesef Madam Bovary ölünce, Tanrı vasat bir yazar olunca da  hiçbir şey düzelmiyor.

Acaba Madam Bovary de vasat bir kadın olsaydı, ona böyle aşık olabilir miydik? Elsa Trioletler’i, Louis Aragonlar kadar çok sevebilir miydik? Sadece bir romanlık zamanımız var. Sadece bir kez kalem oynatılıyor bizler için.Öldürerek Tanrı gibi davranmaya çalışmak yerine, bir şeyleri başararak daha fazla güçlenip Tanrı’nın yükünü hafifletmek, bizi gerçek bir roman kahramanı yapmaz mı? Tanrı bu kez ‘evet oldu’ diyerek bu romanı kitaplığının en başına bırakmaz  mı gururlanarak? Madam Bovary’i ölümden döndürmek ve ona gerçek aşkı armağan etmek bizim romanımızı daha anlamlı ve yaşanır ve okunur yapmaz mı? Tanrı’yı iyi bir yazar olduğuna inandırıp çok daha iyi romanlar yazması yönünde şevk etmez mi? Bizim romanlarımız da Jane Austen’inkiler gibi mutlu sonla bitmez mi?

Bu bizim hikayemiz, yazılışında hem Madam Bovary’nin hem de Tanrı’nın bize yardım ettiği mucize sayfalarımız. Sayfaları yırtamayız, burası olmamış diyemeyiz, sonraki sayfaları değiştirebiliriz sadece ve sonraki sayfalar geleceğimizi değiştirir. Madam Bovary aşık olur, Tanrı gururlu ve biz mutlu. Bu vasat bir roman değil, çünkü bizim romanımız ve böylesi daha önce hiç yazılmadı, Tanrı şahidimiz olsun. Bu bizim romanımız,bu romanın kahramanı biziz, Bir solukta okumak ve soluksuz yaşamak için tek şansımız bu. Biz bu romanın kahramanıyız, hani Madam Bovaryler’in delicesine aşık olduğu…

22.02.2015

Sevda Kuşu

 

 
Toplam blog
: 69
: 1030
Kayıt tarihi
: 12.12.15
 
 

Üniversite mezunuyum, İngilizce ve Fransızca biliyorum, bir firmada yönetici olarak çalışıyorum. ..