Maddiyat Maneviyatı Hapsederse

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki

Maddiyat, maneviyatın önüne geçmiş, sanki hayatın her alanında maneviyatı hapsetmiştir. Maddiyatın olduğu yerde maneviyat susturulmuş, susturulmaması gerekirken…

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki;

Maddiyat için, kardeş kardeşi, akraba akrabayı, arkadaş arkadaşı, sevgili sevgiliyi, anne babayı görmüyor, saymıyor. Kimse kimseyi tanımıyor, anlamıyor, yok sayıyor.

Bayram gününde bile çıkar için birbirlerini boğazlıyor, öldürüyorsa insanlar… İnsanlık tatile çıkmıştır.

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki;

Maddiyat için, iki dakikada her şeyden vazgeçebiliyoruz. Ne geçmişimiz kalıyor, ne geleceğimiz ne de sevdiklerimiz. Zaman kötü diyorlar. Zaman mı kötü zamanı kötü kullanan insanlar mı? Kimse kimsenin gerçek derdini sormaz, dinlemez, acısını paylaşmazsa, sevgili sevgiliyi tanımazsa; orada bir şeyler eksiktir. Öyle ki, bir binanın temel taşlarından çalınmış malzemeler gibi, inşa edilen hiçbir şey sağlıklı olmaz. En küçük sarsıntıda yıkılır, yıkılmaz sanılan tüm güzel sanılanlar…

Kimse kimsenin gerçek derdini sormadan, bilmeden karşısındakini yargılarsa, hüküm açıktır; ayrılık, kopuş…

 Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki

Maddiyat konuşuyor, maneviyat susuyorsa; o yerde insanlık arama, hapistedir. Maneviyatın hapsedildiği dünyada; gerçek insanlığı, sevgiyi, huzuru, mutluluğu beklemek;  çölde su aramaya benzer. Bazen bulduğunu zannedersin, gidersin. Görürsün ki çoğu zaman seraptır. Bir kez daha yıkar seni… Umutsuzca…

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki

Maneviyatla sığınıp, yardım beklediğin insanlar seni alçaklıkla suçlarlar. Maneviyatla sığınıp, destek istemek alçaklık değildir aslında. Asıl alçaklık; maddiyatla insanlara zulmetmek, hor görmek, aşağılamaktır.

En büyük ders; bazen ders vermek için yola çıkanındır alacağı ders. Belki maddiyat bir yolla geri gelir ya da hiç gelmez. Ama maneviyatla açılan tahribat, yürekteki yara maddiyatla kapanmaz, iyilileşmez hiçbir zaman.

Hayat bazen acı dersler verir. Yoklukta, insanlığın kimlerde olduğunu, acılarında kimlerin senin yanında olduğunu görür, anlarsın. Gerisi mi Hikaye…