Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '13

 
Kategori
Güncel
 

Madımak Katliamının gizlenen fotoğrafları

Madımak Katliamının gizlenen fotoğrafları
 

Katliamın ortaya çıkan yeni fotoğrafları, devletin elinde tuttuğu belgeleri, mahkemeye iletmediğini gösteriyor.


Madımak Katliamı ile ilgili yeni fotoğraflar ortaya çıktı. Fotoğraflarda ellerinde benzin bidonu bulunan şahıslar görülüyor. Gizlemeye saklamaya hiç gerek duymuyorlar ve zaten yanı başlarındaki üniformalıların yüz hatlarına bakarsanız, benzin bidonu taşıyanların saklanmalarını gerektirecek bir durum da görünmüyor. Kendilerine verilen mesaja göre, birileri “Müslüman mahallesinde salyangoz satıyor”muş; madem öyle onlara hadlerini hep birlikte bildirmek ve “cehennem ateşi”nde yakmak amacıyla yürüyorlar.

Camilerden çıkmışlar; Pir Sultan Abdal Şenliklerinin yapıldığı alana doğru hızla ilerliyorlar. İlerlerken, arabaları ters çevirip dökülen benzine kimi gömleğini bandırıyor; kimi eline nereden geçmişse paçavrayı benzine buluyor. Yüz ifadelerine göre, biraz sonra yapacakları ve tarihe vahşet olarak geçecek katliamda oynayacakları rolden memnun görünüyorlar. Çünkü bir “gaza”nın “askeri” olmalarının önemiyle büyütülmüşler. Ellerine geçen bu “fırsat”ı kaçırmak istemiyorlar.

Derin devletin rolü!

Yıllardır ısrarla yazıp çizerken anlatmak istediğimizi birkaç fotoğraf karesi bütün yönleriyle deşifre ediyor. Madımak Katliamının gerçekleşme anını deşifre eden bu fotoğraf, birbiriyle ilintili birkaç problemli ruh halini yeniden hatırlamamıza yol açıyor.

Bunlardan birincisi, Osmanlı’dan miras olarak devralınan derin devletin karanlık elleridir. Camide huzur için ibadetini yapan, inandığı Allaha yalvaran sıradan bir Müslümanın, ibadet biter bitmez nasıl bir tanınmaz hale dönüştürüldüğünü merak ediyorsanız, ötekini dışlayan kültürel koda bakacaksınız. Yavuz Selim’den bu yana, kendi iktidarını sağlamlaştırmak isteyenlerin Aleviyi “zındık” ve “mülhid” ilan edip dışlaması, Madımak katliamı ile doruğa çıkıyor. İçi insan dolu bir oteli ateşe vermek ve o otel yanarken vicdanında herhangi bir sızlama olmaması, “tekçi zihniyet”in yetiştirdiği insan tipolojisinin nasıl canavarlaştığına işaret ediyor.

“Bizim gibi olmayan bize düşmandır” şeklinde yetiştirilen kuşakların ellerinde taşıdığı vahşet bidonlarının Madımak’ı yakmakla kalmadığını görüyoruz; yıllarca bu vahşeti savunduklarını, bu vahşeti dile getirenleri yargısız infaza uğrattıklarını biliyoruz. Davaya müdahil olarak katılan avukatlara yönelik akıl almaz iftiraları da biliyoruz.

Tekçi zihniyetin elindeki benzin

Bu öyle bir dışlayıcı kültür ki, kim gücün kendisinde olduğunu düşünüyorsa hemen diğerini aşağılayıcı, dışlayıcı ve ötekileştirici role bürünüyor. O kadar uzağa gitmeye gerek yok; Birgül Ayman Güler’in, “Türk ve Kürtü eşit gördüremezsiniz” cümlesi de, güya yıllardır ötekileştirmeye maruz kaldığı için mağdur olduğunu iddia eden Sırrı Sakık’ın, “Balkanlardan, Kafkaslardan gelip bağdakini kovamazsınız” sözleri de “tekçi zihniyet”in bir çeşit dışa vurumu olarak karşımıza çıkıyor.

Hem herkesi kendisine düşman gören hem de herkesi kendisinden aşağı gören tekçi zihniyetin mayasıyla şekillenen toplumsal hamur, Aleviden başlayıp Ermeni’ye, Hristiyan’dan başlayıp Yahudi’ye, solcudan başlayıp liberale kadar geniş bir yelpazeyi yok etmeyi hak görüyor. İşte bu hak görme nedeniyledir ki az önce dua ettiği Allahtan korkmadan eline aldığı benzinle gidip, dokuz yaşındaki Koray’ı, ondan biraz daha büyük ama henüz çocukluğunu bile yaşamamış Yasemin’i yakabiliyor. Yavuz Selim’in kılıç ile başlatıp Kuyucu Murad’ın canlı canlı kuyulara gömerek gerçekleştirdiği ötekini yok etme kültürü, Madımak yangınıyla devam ediyor.

Problemin bir başka veçhesi de burada açığa çıkıyor. Başından beri ısrarla yazıyoruz; Madımak, sıradan, adli bir olay değildir. Bir vahşettir; o vahşeti kimin, niçin körüklediğini henüz öğrenebilmiş değiliz. Başından beri, devletin derinliğinin katliamda parmağı var, yargılananlar piyon diye yazıyoruz; yetkililerin gıkı çıkmıyor. Ortaya çıkan fotoğraflar, “derin”liğin nereye ulaştığını gösteriyor. Katliama dair yargılamalar sürerken, fotoğrafları elinin altında tutan Emniyet Genel Müdürlüğü, söz konusu fotoğrafları zaman aşımından sonra orta yere döküyor.

Başa dönelim ve yıllardır sorduğumuz soruları yeniden soralım. Madımak katliamı, kimler tarafından niçin planlandı? Bu katliamın senaristleri kimler? Derin devlet, bu sürecin neresinde?

 
Toplam blog
: 102
: 682
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

8 Ocak 1961'de doğdu. Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler..