Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Magazine endeksli yaşamlar

Magazine endeksli yaşamlar
 

Aralıksız yoğun geçen çalışma tempoma dayanamayıp bir müddet nadasa çektim kendimi… Hem televizyonu hem bilgisayarı açtım evde olduğum günlerde, çünkü gündemi takip edemiyordum, bu da bende bir eksiklik oluşturuyordu, madem ki evdeyim dinlenerek gündemi takip edeyim dedim… Demez olaydım, insanların tüm yaşamlarının magazine endeksli olduğunu gördüm. . .

Birbirinden basit programlarla karşılaştım, gözlerime inanamadım, tanrım nasıl bir programdır bu böyle, ATV’de yayınlanan evlendirme programından bahsediyorum, nasıl izin veriyor Rtük denen kurul, illa ki halkın şikayet mi etmesi lazım. Nasıl bayağı bir kavgadır bu seyirci ile Yeliz arasında. Yeliz’deki üslup tam bir mahalle ağzı, ismini de bilmiyordum yazımda belirtmek için biraz izleyeyim derken inanılmaz iğrenç bir kavgaya tanık oldum. Kuliste de neredeyse rakibiyle saç saça baş başa birbirlerine gireceklerdi, ortada bir erkek var onu paylaşamıyorlar, ekranda binlerce kişi onları izliyor diye bir kaygıları yok ki, kanal reyting alıyor ya bu tür olaylardan, onlar memnun, kanal da memnun bu durumdan… Dün de biraz Kanal D’deki Seda Sayan’ın programına baktım, Ajdar denen kişi davet edilmiş, dayak olayı konuşuluyor, Rtük’ün bu kişinin programlara çıkmasını yasaklamasına rağmen. Diğer büyük kanal Show TV’de ise Mehmet Ali Erbil’in programı var, o da Ajdar’ın yasaklanmasına rağmen çıkmasını eleştiriyor, (tam o sıra Ajdar kızıp gitmiş) tekrar bakıyorum diğer tarafa ikna edilmiş Ajdar yine orada. Mehmet Ali’nin konuşmalarına bakıyorum yine iğrenç bir üslup, Zeki Müren’i taklit eden bir tiple her gün ekranda, bayağı bir tarzda, belden aşağı konuşmalarla sürüp giden basit bir program…

Öğleden sonra yine aynı tempo sürüp gidiyor, İtirazım var adlı bir program var ki evlere şenlik, yine halktan kişiler başkalarının hayatlarıya ilgili yorumlar yapıp, kendi görüşleri doğrultusunda yaşamaları gerektiğini savunuyorlar, bu kadar basit midir herşey. İkinci evliliğini yapmış anneye itiraz eden erkek evlat, ona hak veren ve vermeyen karşıt görüşler vs. . . Akşamları deseniz izlenir kalitede iki ya da üç dizi bulursunuz, daha geç saatlerde de yine magazin progrmları. Hangi manken kiminle, hangi sanatçı ne yemiş, kiminle olmuş, gazetecilerin tüm derdi onları takip edip halka sunmak… Böyle mi olmalı diye düşünüyorum, zaten kültür olarak zayıf kalmış bir toplumuz, tüm kanallar hem eğitici, hem güzel vakit geçirten programlar yapabilirler, hepsi bu tür programlar yaparsa mecburen de halk onları izleyecek, şimdi bunlar var halk da onları izliyor.

Şöyle de bir yorum getirilebilir bu konuya: halk da izlemesin, niye izliyor, bunları izlemeyerek cezalandıralım. Daha o kadar gelişemedik maalesef, halkı bizim yönlendirmemiz lazım, bizim demekle kanalları kastediyorum. Bu tür programlar tamamıyla kalkmalı yayınlardan, öyle anlamsız geliyor ki, çok mu gerekli o insanların ne yediği, ne içtiği, kiminle olduğunu öğrenmek, daha önemli konular var yaşamda merak edilecek. Ya da bu tür programlar belirli saatlerde, kısa bir zaman dilimi içinde yapılsın. Amerika’da bulundum iki kez, birer ay kaldım, yüzlerce kanal arasında gezdim durdum, sadece bir tane kanal vardı magazinsel yayınlar yapan, batının her şeyini örnek almaya bayılıyoruz, bunu da örnek alsak ya…

Bir sürü insan sabahın köründe toplanıp geliyor kanallara, orda magazinsel olaylar masaya yatırılıyor, bir sürü insan ahkam kesiyor. Şu kişi şöyle mi yapmalı, yok o öyle yaparsa bu da böyle yapar. Halkın görüşlerine sunuluyor olaylar, yorumlar yapılıyor, arada telefon bağlantıları oluyor. Taraf olan kişilerin atışmaları sürüp gidiyor. Böyle mi olmalı, kimse dur demiyor bu tür programlara. O kişinin yaşamından bize ne, biz mi yönlendireceğiz onları, bizim doğrularımız onlar için doğru mudur. Yorum yapan kişilere bakıyorum da sanki hepsi psikoloji eğitimi almış, hepsi birer psikolog kesilmiş, akıl veriyorlar…

Arada kaliteli yayınlar yok değil, var ama sayıları çok az ve maalesef reyting alamıyorlar, yine de kaliteden ödün vermemeli reyting uğruna. . . Üzüldüğüm başka bir nokta da sevdiğim, beğendiğim bir tiyatro oyuncusunun da para uğruna bu tarz bir programı sunması oldu, onu bu tür bir programda görmek aklımın ucundan geçmezdi. . . Yok olmamalı böyle, iyi ki yakında işe başlayacağım, iyi ki görmüyorum bunları, gerçi evde olsam da seyretmem o da ayrı bir konu ama izleyenleri de kınamak değil amacım. Sözüm kanallara tabii ki, bu tür programlar yapmak yerine, halkı eğiterek eğlendirici programlar yapmaları gerekir diye düşünüyorum, bilmem haksız mıyım? . . .

 
Toplam blog
: 203
: 2037
Kayıt tarihi
: 23.10.06
 
 

İnsanların yapmaktan mutlu oldukları hobileri vardır. Benim de en severek yaptığım, hayatımda yen..