Mağluptur bu maçta kazanmış Beşiktaş ve Denizli.

İnönü'de çok dramatik bir maç oynandı. İlk yarıda iki gol var. İkisini de siyah beyazlılar atmış; Beşiktaş önde ancak taraftar "Yıldırım Demirören yeter!" diye bağırıyor.

"Yönetim istifa!"

Çünkü taraftar bu maçı kazanmış kazanmamış bununla ilgilenmiyor. Bir an önce yönetimden kurtulmak istiyor. Haksız mı? Sanırım bu satırların yazarı cevabı son dört yıldır aynı şekilde veriyor.

Ancak taraftarın bu maçla ilgilendiğini ve takımının kazanmasını istediğini son beş dakikası içinde anlıyoruz. Beşiktaş peş peşe kırmızı kartlar görüp 9 kişi kaldığı, bir de penaltıdan gol yediğinde taraftar bir anda maça dönüyor ve uzatma dakikalarında sahayı ıslıklarıyla inletiyor neredeyse.

Taraftarı anlamak mümkün mü?

9. Dakika. Beşiktaş 1 - Kasımpaşaspor 0.

Golü yiyen takım hemen başlama vuruşu yapıyor. Gol sevincini takımla birlikte yaşamak için kalesini terk etmiş Rüştü'nün bakışları arasında top kaleye giriyor. Ama hakem eliyle düdüğünü gösteriyor. Santra için izin vermemiş. Kural böyle mi diyor? Bence öyle demiyor ama ben eksik biliyor olabilirim.

70. Dakika. Kasımpaşaspor rakibini bir anda az adamla yakalıyor. O ne? Hakem düdük çalarak oyunu durduruyor. Az önceki pozisyondaki cezayı kesmek, İbrahim Toraman'a sarı kart göstermek için...

Kart tercihlerinde doğruydu. Türkiye'de maalesef böyle penaltılar çalınmıyor ama penaltı tercihi de doğruydu.

Hüseyin Göcek kötü bir yönetim sergiledi. Zaman zaman kontrolü de kaybetti. Ama bana kalırsa Beşiktaş'ın lehine daha çok hata yaptı.

Beşiktaş geçen seneki kurgu, şablon ve düzene dönmüş, atak yapmak yerine rakibin hatalarını kollayan basit "Çoban Matı" taktiğiyle oynadı. Üstelik karşısındaki takım Kasımpaşaspor! Beşiktaş geçen sene bile zayıf takımlara karşı bu taktik yerine baskılı oynarken Kasımpaşaspor maçında bu taktikle sahada oynamasının tek sonucu vardı.

Mustafa Denizli sekiz hafta sonra yenilgiyi kabullendi. Çünkü sekiz haftadır kurmayı çalıştığı sistem oturmadı. Ya Beşiktaş'a uymadı ya beceremedi ya da zaten böyle taktik maktik olmazdı.

Beşiktaş bu maçı kazanmış olabilir ama klasik bir söylem vardır; mağluptur bu yolda galip.

Peki böyle oyun taraftarı mutlu eder mi?

İstatistiğe bakın: Beşiktaş %42 - Kasımpaşaspor %58

Üstelik Kasımpaşaspor baskılı bir oyun oynuyor, organize atak geliştiriyor. Bir top direkten dönüyor.

Maçın 42. dakikasında Yılmaz Vural'ın Murat Erdoğan'ı çıkarması kendisinin teknik direktörlük "sınırını" gösteriyor. Sahanın en iyi oyuncusu, seyir zevki veren futbolcuyu kanadını boş bırakıyor diyerek saha kenarına almanın karşılığını burada yazamayacağım.

Beşiktaş kazanmaya başladı. Kuşkusuz bu bir toparlanma sağlayacaktır. Hele haftaya Eskişehirspor karşısında alınacak 3 puan taraftarın tepkisini biraz dindirebilir.

Ancak Beşiktaş'ın futbolu bugün itibarıyla daha da gerilere gitmiş gözüküyor. Mustafa Denizli kazandığı bu maçı taktiksel ve teknik direktörlük olarak kaybetti. Neden? Çünkü günü kurtarmak zorunda olacağı bir sürecin içine girdi. Yaptığının yanlış olduğunu söylemiyorum. Pragmatizm hayatın içinde vardır. Bazen tavizler vermeniz gerekir. Mustafa Denizli bu noktadadır.

Beşiktaş günü kurtarma telaşı içindedir. Yeniden yapılanması bir çok şeye baştan başlaması gerekiyor. Futbol anlayışı da buna dahildir.

Çok ilginç bir maç izledik. Öyle ki hangisinin Beşiktaş, hangisinin Kasımpaşaspor olduğunu bile ayırt etmekte güçlük çektik. Şöyle diyelim. Bugün Kasımpaşaspor'un oynadığı futbolu Beşiktaş oynamış olsa ve bu maç 2-1 olsaydı bugün Beşiktaş'ın oynadığı muhteşem futbolu yazıyor olacaktık.

Çok ama çok ilginç...

Uzay Gökerman