Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mahalle kaldı mı ki baskısı olsun!

Mahalle kaldı mı ki baskısı olsun!
 

http://galeri.milliyet.com.tr


Kimilerine gazete ismi gibi gelse de “Mahalle Baskısı” kavramı son günlerde yine dillerde pelesenk!

Nedir mahalle baskısı diye araştırdım!

Pek çok yerde Prof. Dr. Şerif Mardin’in “bilinmeyen ve sosyal bilimce ifade edilmesi çok zor olan bir havadır.” Tanımı ile karşılaştım...

<ı>Bilinmeyen ve sosyal bilimce ifade edilmesi çok zor olan hava!

Cümleyi anlayacak kapasitede olanlara saygım sonsuz ama ben anlamadım...

Gariptir, iş yerinden alt yapısına güvendiğim birkaç arkadaşa sesli okudum cümleyi...

“Bu nedir?” diye sordum...

Bilen olmadı...(!)

Yazarçizer takımından, ismini yarın öbür gün beni yalanlamasınlar diye vermek istemediğim ( bilmiyorum ve anlamıyorum demeyi herkes <ı>kaldıramıyor, söylediklerini de kabullenmiyor) arkadaşlara telefon ettim...

“ Bilinmeyen ve sosyal bilimce ifade edilmesi çok zor olan hava nedir” diye sordum!

Bazılarından “işim gücüm var kardeşim oyalama beni” diye fırça yedim...

Kimileri tarafından da “ Aliciğim cümleyi lütfen bir daha söyler misin, not alıyorum, elimdeki işleri bitirince sana dönüyorum” diye sallandım...

***

Mahalle baskısı eşittir el âlem ne der...

Çok mu basit, fazla mı anlaşılır oldu...

Olayın özü bu!

“ Minik etek giysem el âlem ne der?”

“ Saçlarımı uzatsam, kulağa da küpe yapsam, el âlem ne der?”

“ Deri pantolon giysem el âlem ne der?”

“ Ramazan ayında sokakta sigara içsem el âlem ne der?”

“ Namaz kılmaya başladığımı duyunca arkadaşlarım ne der?”

“ Kapandım, mahalleliler ne der?”

Örnekleri çoğaltmak mümkün lakin şu an gereksiz...

***

Çocukluğumun geçtiği mahalledeki karakterler, beynimin bir köşesinde hala canlı...

Yedi yaşına kadar oturduğumuz mahalledeki, bahçeli kiralık evimizin sokağında oturanları hala sırası ile sayabiliyorum...

İsimleri söylendiğinde yüzlerini anımsayabiliyor, seslerini duyabiliyor, hemen hepsinin huyunu suyunu hala hatırlıyorum...

Dile kolay tam otuz yıl geçmiş...

Aradan otuz yıl geçmesine rağmen “mahalle” denince <ı>sosyal bilimce ifade <ı>edilmesi çok zor olan havasını içime çektiğim, o sokağı ve oradaki insanları anımsıyor olmam garip değil mi?

***

<ı>Peki, mahalle baskısına maruz kaldım mı?

Çanakkale’de öğrenciyken, evimizin bulunduğu merdivenli sokakta, okula gidip gelen bir kızcağız görürdüm... Şimdi düşündüm de adını bile unutmuşum...

Akşamları kahveye çıkar, arkadaşlarla çayına king oynardık...

Gide gele mahalledeki yaşıtlarımızla ahbap olduk...

Bir gün nerden aklıma geldiyse, belki de kaşındım...

Çocuklardan kendime en yakın hissettiğime, usulünce bir tariften sonra kızı sordum...

Amcasının kızı çıktı!

Tarifi usulünce yapmış olmasam... “ Hani yeşil apartmanda oturan sarışın uzun boylu, koca memeli bir kız var ya kim o?”

Kıvırma durumum olurdu belki ama...

O zaman mahallenin delikanlıları biraz baskı uygulamışlardı bana...

İleriye de gitmişlerdi ya neyse!

***

Şu an oturduğumuz mahallede... Mahalleyi boş verin apartmanda kapıcıyı ve yöneticiyi tanıyorum... Bakkal Emin’i iş dolayısı ile önceden tanıyordum...

Bir öncekin de yöneticiyi, karşı dairede oturanları ve <ı>balkondan su damlıyor diye şikâyete gelen alt kat sakinini biliyordum...

Ondan önceki evde iki yıl oturmamıza rağmen, “bizim arabaya çarpmışsınız sonrada kaçmışsınız” diye kapıya gelen ağır ağabeyden başka kimseyi anımsamıyorum...

Yukarıdaki cümlelerin hiçbirinde “komşu” kelimesinin geçmemesi dikkatinizi çekmiştir!

Şimdi diyorum ki?

Mahalle kaldı mı ki baskısı olsun yahu!

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..