- Kategori
- Güncel
- Okunma Sayısı
- 215
Mahalle ortasına düşürdük
Bizim memleketin bir lafı vardır , "Male (Mahalle) ortasına düşmek" diye…
Bunun anlamı, komşuların, bir anlaşmazlık nedeniyle evlerinden dışarı çıkarak kavgaya tutuşmalarını anlatır. Bu kavga, her şekilde olabilir. Ağız dalaşında da kalabilir, karakolda ve arkasından da mahkemede bitebilir.
Komşular mahalle ortasına düşerler ama bu düşme durduk yerde olmaz, o saate kadar mahalle ortasına düşmek için gerekli ortam bir şekilde hazırlanmıştır.
Mahalle ortasına düşüldükten sonra ya mahallenin "Akil kişileri" tarafından "Sulh" yoluyla sonuçlandırılır ya da iş "Mahkemede" biter.
Konunun "Önem" derecesine göre ya gerçekten "Sulh" olunur ve iş tatlıya bağlanır, ya da "Mundar" olur, artık komşuluğun arasına bir soğukluk girmiştir. Soğukluk son haddine, yani komşular arasında "Husumete" kadar da varabilir…
Benzetme ile TBMM’de bu gün olduğu…
Siyasi partiler mahalle ortasına düştüler ve iş mahkemeye taşındı.
Yakışmadı…
Yakışmayan nedir diye sorar mısınız? Hadi sorun bakalım.
Yakışmayan şu; Türkiye Büyük Millet Meclisi, süresi dolan cumhurbaşkanı yerine yenisini seçecek. Ancak seçeceği cumhurbaşkanının bağımsız, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ile Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı olması Anayasa gereği zorunlu. Ama seçilemiyor ve iş "Mahkemeye" gidiyor.
Bu güne kadar mahalle ortası kavgasına dönüşen seçim süreci, sonuçta "Mahkemelik" oldu…
Olay "Akil" kişiye gitseydi belki kırılmadan dökülmeden, mahkemelik olmak gibi "Garip" bir duruma düşmeden halledilebilirdi. Ama bir kez eline fırsatı geçiren, hakkını "Akil" kişi önünde aramak yerine mahalle ortasına çıkmayı tercih ediyor.
Demokrasinin "Akil kişisi" milletin kendisidir. Milletin kendisine gitmeyi beceremeyenlerin sonu da mahalle ortasına düşüp arkasından mahkeme kapısını düşmektir.
"Düşme" öyle bir şekle bürünebilir ki, bir de bakmışınız milletin gözünden düşmüşsünüz…
Daha önce bir yazımda da belirttiğim gibi, bu noktaya gelinmesine asıl neden olan taraf, AKP iktidarının ve özellikle de Recep Tayyip ERDOĞAN’ın bu güne kadar takındığı tavırdır. Biliyorum ki, aynı ekip, yani AKP ve Recep Tayyip ERDOĞAN, dün olduğu gibi yarında milletin huzuruna çıkıp "Mazlum"ları oynayacaklar ve kendilerine verilen gayrı demokratik kurallar içindeki "İktidar" gücünü kullandırılmadığından söz edecekler.
Oysa demokrasinin kurallarından birisinin de "Uzlaşma" kültürüne sahip ve "Muhalefeti" dikkate almak olduğunu bilmektir.
Demokrasilerde "Tartışmak" vardır ama mahalle ortasına düşmek de "Ayıp" değil mi? İşte bu gün TBMM çatısı altında bu "Ayıp" işlenmiştir
27 NİSAN 2007
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

hemde hiç yakışmadı.İnsanların gerçek yüzleri böyle ortamlarda görünüyor.
sedataydın 27.04.2007 21:22- Cevap :
- Sayın S Aydın... Yorumunuz için teşekkür ederim. Saygılarımla... İBRAHİM PEKBAY 28.04.2007 0:29