Mahkemeler (Başbakanın en büyük alışkanlığı)

Ya bize yanlış anlattılar “hıyarlar” gibi inandık ya da onlara anlattılar onlar yanlış anladılar ama adını sizi koyun onların…

Dediler ki “İslamiyet” yani “Müslümanlık” hoşgörüdür, hoşgörü dinidir. Biri sana hata yapabilir, kusur işleyebilir, ya cehaletine ver ya da salaklığına ver, ama hoş gör…

Ne diyor Mevlana; “Hoş gör yaratılanı yaratandan ötürü…” Aklına her fırsatta gelince kullanıyorsun şakır şakır milletin gözünün içe baka baka…

***

CHP genel Başkanının bir yurt dışında kullandığı ve adam gibi dinlerseniz “R.T. Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı arasında “nüans” farkı var, “dediğini duyarsınız.

Objektif ve tarafsız bir gözle ülkede son yaşananlara alınan kararlara ve yasaklamalara bakarsanız hiç de haksız da olmadığını görebilirsiniz…

Zaten kendi milletimize ne dediğimiz anlatamıyoruz ki elin kıranına Türkçe anlatalım derdimizi,

Eh işin içinde çıkarlar menfaat ve para varsa Türkçe savunma kimin neyine…

Ve Başbakan Amerika’dan kükremiş yine, dün bazı arkadaşlarımın bile utanıyorum dediği olay için “Avukatlarıma talimat verdim dava açmaları için…”demiş.

***

Üniversitede dönemin ilk gününde Rektör yeni gelen öğrencileri toplamış,

Malum o zamanlarda yeni gelenler kuzu mod’undadır.

Onlara üniversite kurallarını anlatırken sıra yurt olayına gelmiş.

Rektör kaşlarını çatarak demiş ki;

“ Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölgedir. Erkek yurtları da kız öğrenciler için…

Yasak bölgeler de yakalanan “öteki” kişiye, yani kız talebe yurdunda yakalanan “erkek,”  erkek öğrenci yurdunda yakalanan “kız”  öğrenciye;

İlk seferinde 100 TL.  ceza kesilecek. İkinci kez yakalanışında 150 TL, üçüncü yakalanışında da ise tamı tamamına “200 TL. Ceza kesilecek…”

Sorusu olan var mı?

Arka taraftan bir erkek öğrenci seslenmiş;

“Sezonluk bilet alırsak indirim var mı efendim”

***

Hadi hoşgörü dininden falan vazgeçtik külliyen yalan kardeşim, hemen her hararetli konuşma, her olumsuz yaklaşım, ima için mahkeme açmak zorunda mısınız?

On bir yılda açılan dava sayısını emin olun ben hatırlamıyorum bile…

Daha CHP Başkanı seçilmezden önce bile defalarca sizi sağ köşeye yatırmış sol köşeden ağlara takmıştı topları Kılıçdaroğlu…

O zaman daha cesur bir futbolcuydu şimdi nedense duruldu, sanki yedek futbolcu stresinde.

Tepeye çıkınca üşüttü mü acaba? Malum kafa da kel olunca…

Aklıma gelmişken; Mahkemeler, komplolar, tehditler aldı başını gittiydi o zamanlar, eh yolun sonu da madem belli oldu, gelin Sayın Başbakan bu işin adını koyalım;

“Kaç iktidar dönemi için ne kadar tazminat istiyorsunuz onu söyleyin yeter. Ya da sizi ne kurtarır ne tatmin eder bir düşünün, bir tıklayın anlaşırız(?)” dese Kılıçdaroğlu…

Ne de olsa “din kardeşiyiz”

Hem saha sizin, meydan sizin, seyircinin büyük çoğunluğu sizin seyirci, medya da kayıtsız şartsız sizden oldu, reklam veren iş adamlarını para babalarını hiç sormayın tamamı sizden,

Eh kala kala “hakemler” kalmıştı, şükür olsun en kısa yoldan da onu da hallettiğinize göre;  Bence tam on yıldır “maç başlamadan zaten bitiyordu, artık maç yapmasanız da olur…”

Yalnız bu yaşıma geldim iptal edilen bir sezon görmedim, CHP acaba sezonluk “tazminat” ne kadar bir sorsa, indirim istese diyorum. Malum kurttan “ne kıl koparsan kardır”

Hem Cumhurbaşkanınız da “Kayserili” pazarlık yapmasını iyi bilirler. Ekip aynı ekip…

Yerin kulağı var, duyduğumuza göre; onlar(?) sadece PKK ile pazarlık yapmıyorlarmış,  daha ne olsun, değerli dostum Mustafa Şimşek’in dediği gibi bir sıfırdan daima iyidir…

***

Her şey iyi hoş, tamam da ben hala “Hoş görü dinine mensup olanlar hangi ülke vatandaşları” anlamış değilim.

Başbakanın yaptıkların hoşgörüsüzlük mü diyeceğiz “uyanıklık mı” karar veremedim de…

İyi Cumartesi ve tatiller…

Erdoğan ÖZGENÇ