Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '14

 
Kategori
Siyaset
 

Mahkumiyetler ve liderler...

Mahkumiyetler ve liderler...
 

Son zamanlarda Abdullah Öcalan’ın Nobel Barış Ödülüne aday olacağı haberleri ve akabinde yıllardır haksız ve hukuksuz bir şekilde içeride tutulan masum insanların, milletin onurlu paşalarının açıklamalarını sıklıkla duymaya başlayınca içimden acaba tarih tekerrür mü edecek diye düşünmeye ama aynı zamanda korkmaya ve izlemeye başladım! Korkmak için o kadar çok hikaye  var ki bunlardan sadece bir kaçı bile yeterlidir.

Dünya ile birlikte Türkiye siyasi tarihi incelendiğinde hapishanelerin, mahkumiyet adalarının, idamların ve sürgünlerin ne kadar önemli bir yer tuttuğu görülecektir. Türkiye için konuşursak; bu unsurlar, günümüz yönetimi dahil, maalesef siyasi tarihimizi ve demokrasimizi inşa etmişlerdir. Dünya siyasi ve demokrasi  hayatı açısından en kolay hatırlanacak hikaye  NELSON MANDELA ‘nın hikayesidir . Mandela, Güney Afrika'da doğmuş siyahi  bir hukukçudur. Oradaki beyaz ırkın siyahlar üzerindeki zulmünü ortadan kaldırmak için silahlı bir örgüt oluşturmuş ve mevcut hükumetle hem diplomasi mücadelesine girmiş hemde şiddet de içeren halk ayaklanmaları organize etmiştir. Bunun üzerine, gücü elinde bulunduran hükumet, hapisler  ve idamlardan medet umarak mandela ve arkadaşlarının kamp alanlarına baskın düzenleyerek onları yakalamış ve hepsini vatan hainliği suçlamasıyla hapse mahkum etmiştir.
 
Ancak hükumetin planlarının aksine siyahi halk yıllar geçtikçe şiddeti daha da arttırmış ve en sonunda istediğini elde ederek Mandelayı içerden çıkarmayı başarmış ve hükumeti de ikna ederek  seçim yoluyla Mandela’yı Devlet başkanı yapmışlardır ve daha sonra (hikayesinin başında terörist olan)Mandela Nobel Barış Ödülü’nü kazanmıştır. Sürgün ve mahkumiyetle başlayan bir lider hikayesi...
 
Türk siyasi ve demokrasi tarihinde de benzer hatta aynı hikayeler oldukça çoktur. En başta; Padişah’ın, Mustafa Kemal’in organize etmeye çalıştığı yeni Türk devletinin varlığını öğrenmesinin ardından” ordudaki subayları devlet aleyhine baştan çıkartıyor” bahanesiyle Suriye’ye sürgünü ile başlayan daha sonra, kim ne derse desin, sürgün olduğu ayan beyan ortada olan ve sırf Mustafa Kemal’i İstanbul'dan uzaklaştırmak saikiyle, güya teftiş için, Anadolu'ya gönderilmesi süreci sonunda kazanılan onurlu bir mücadele, yeni Türk devleti ve yeni bir dünya liderinin hikayesi...
 
Daha sonra 1940-60 dönemleri arasında Başbakanlık yapan Adnan Menderes’in hikayesi var. Adnan Menderes de 10 yıl boyunca doğrularıyla yanlışlarıyla Başbakanlık yapmış ve sonunda demokrasi için utanç kaynağı olacak şekilde 27 Mayıs 1960’ta sabaha karşı çalışma arkadaşlarıyla birlikte  yakalanarak geçerliliği olmayan sözde mahkemeler tarafından idama mahkum edilerek Yassı adaya  gönderilmiş daha sonra da idam edilmiştir. Ne yazık ki zamanında değeri anlaşılmamış, idam edildikten yıllar sonra değer verilerek anılmaya başlanmıştır. Adnan Menderes’in hikayesini başlatan ve bitiren hapishane ve adalar olmuştur. Bu yaşananlar ne yazık ki Türk demokrasi tarihine dünya nezdinde kara bir leke olarak geçmiştir.  
 
En son hikaye, şu anda da hepimizin yaşamakta olduğumuz  bir hikayedir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın hikayesi. Başbakan 1994 seçimlerinde demokrasiye uygun bir şekilde, herkesle eşit şartlarda seçime girmiş ve  Refah Partisinden İstanbul belediye başkanı seçilmişti ancak 12 Aralık 1997 tarihinde Siirt'te düzenlenen bir mitingde sırf okuduğu bir şiir için “vatan haini”ilan edilerek  tutuklanıp hapse mahkum edildi. Önemli liderlerin hayatını değiştiren hikaye tam da burada başladı;  Millet, yapılan bu haksızlığı görmüş ve  aslında  sona erdirilmeye çalışılan bir insanın hikayesini baştan ve daha güçlü şekilde yazmaya başlamıştır. Böylelikle Türk siyasi tarihi hapisten ve mahkumiyetten  bir lider yaratmıştır. Siz demokrasiyi yok sayarak veya sadece kendi düşüncelerinizin sizin lehinize işlediği zamanlarda demokrasiyi bahane ederek yaptırımlar uygularsanız  yarattığınız canavar hem sizi yok eder hem de ilahi adalet haklının hakkını teslim eder. Unutulmamalıdır ki demokrasi güçlünün tek başına  söylediği söz değil,milletin müşterek sesidir. Maalesef bu hikayede de mahkumiyet ve hapishane başrol  oynamış ve Türk demokrasi hikayesine kara  bir sayfa daha eklemiştir...
 
Devletin onurlu ve kahraman paşaları evet haksızlığa uğramıştır evet onlara reva görülen bu yaptırımlar Türk milletinin vicdanını kanatmıştır evet itibarları teslim edilmelidir. Ancak beni korkutan şey; yapılagelmiş yanlışlara tekrar düşülmesi ve yeni beyinler, yeni yetenekler , yeni liderler ve yeni demokrasi aramak yerine yine mahkumiyet ve haksızlık hikayelerinden medet umarak liderler yaratmaya çalışmaktır. Bu durum maalesef istenilen demokrasi yerine yeniden lider demokrasisi oluşmasına  yol açacaktır. Yaşanılan hikayelerden ders alıp , demokrasıyi geliştirmek yerine o hikayelerdeki kişileri kahramanlaştırmaya çalışmak bizim için çok büyük kayıp olur. O zaman da yapılan çalışmaların ve emeklerin hiç bir anlamı kalmıyor. Artık bize lazım olan şey lider liderden ziyade , evrensel  kurallara göre  yönetilen ve insan haklarına saygılı bir devlet inşaa etmektir.
 
En başta dile getirdiğim bir diğer endişem:  Yaşanılan süreçlere bakıldığında bu hikayelerden ders alınmamış tam tersi bu hikayeler ilham kaynağı olmuştur ve tekrar  yaşatılmaya çalışılmaktadır. Terör Örgütü başı Apo için de benzer hatta aynı hikayeler yazılmaya çalışılmaktadır..Döktüğü kanların hesabı sorulmak yerine bir halk kahramanı yaratılacak şekilde algı operasyonu yapılmakta, Apo sanki dünyadaki en masum en demokrat insanmış gibi toplum yönlendirilmektedir. Apo’nun da ömür boyu hapis cezası alması, İmralı Adası’na atılması, aynı Mandela gibi hükümetin Apo ile görüşmelere başlaması ve en  son  da Apo’nu  Nobel Barış Ödülüne aday gösterilmesi ...Türkiye hiç ders almadan yine karanlık hikayelerden mi kahraman çıkarmaya devam edecek diye korkuyorum... 
 
Toplam blog
: 8
: 640
Kayıt tarihi
: 29.04.14
 
 

Adalet Mülkün Temelidir ve mutlaka bir gün herkese lazım olacaktır.... Hak öyle güzeldir ki bir g..